15 Kasım 2024, Cuma Gazete Oksijen
Haber Giriş: 05.12.2023 22:02 | Son Güncelleme: 05.12.2023 22:31

130 milyon yıllık fosil kafaları karıştırdı: Sivrisinekler kan emmeye sonradan başlamış olabilir

Bilim insanları 130 milyon yıl öncesinde yaşadığı sanılan iki sivrisinek fosili buldu. Bu fosillerde erkeklerin dişiler gibi kan emmek için kullandıkları büyük çenelere sahip olduğu dikkat çekerken, sivrisineklerin geçmişte sadece bitki sıvısı tükettiği ve sonradan kan emmeye başladığı düşünülüyor
130 milyon yıllık fosil kafaları karıştırdı: Sivrisinekler kan emmeye sonradan başlamış olabilir

Dünya çapında her yıl yüz binlerce insan, geçmişi dinozorlar çağına kadar uzanan sivrisineklerin ısırıklarıyla yayılan sıtma ve diğer hastalıklar nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu ısırıkların tamamı, erkek sivrisineklerin sahip olmadığı özelleşmiş ağız anatomisine sahip dişiler tarafından gerçekleştiriliyor.

Erkek sivrisinekteki büyük farklılık

Ancak bu farklılık her zaman bu şekilde değildi. Araştırmacılar, Lübnan'ın Hammana kasabası yakınlarında bulunan ve 130 milyon yıl öncesine, Kretase Dönemi'ne tarihlenen kehribar parçaları içine gömülmüş iki erkek sivrisinek ile bilinen en eski sivrisinek fosillerini keşfettiklerini açıkladılar. Erkek sivrisineklerin günümüzde sadece dişilerde görülen uzun delici-emici ağız parçalarına sahip olması bilim insanları arasında şaşkınlık yarattı.

Current Biology dergisinde bu hafta yayınlanan çalışmanın başyazarı, Çin Bilimler Akademisi Nanjing Jeoloji ve Paleontoloji Enstitüsü ve Lübnan Üniversitesi'nden paleontolog Dany Azar, "Açıkça 'hematofagus' yani kan içicilerdi. Dolayısıyla bu keşif sivrisineklerin evrimsel tarihinde önemli bir yer tutuyor" ifadelerini kullandı.

Reuters'ın haberine göre her ikisi de aynı soyu tükenmiş türü temsil eden fosilleşmiş iki sivrisinek, boyut ve görünüm olarak bugünün sivrisineklerine benzemekle birlikte, kan içmek için kullanılan ağız parçaları günümüz dişi sivrisineklerinden daha kısa bir yapıda.

Sadece döllenmiş dişi sivrisinek kan emer

Azar, "Sivrisinekler insanlar ve çoğu karasal omurgalı üzerinde en kötü şöhrete sahip kanla beslenen canlılardır ve konakçılarına belirli sayıda parazit ve hastalık bulaştırırlar" dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sadece döllenmiş dişi sivrisinekler kan emer, çünkü yumurtalarının gelişmesi için proteinlere ihtiyaçları vardır. Erkekler ve döllenmemiş dişiler bitkilerden bir miktar nektar tüketir. Bazı erkekler ise hiç beslenmez" 

Ancak bazı uçan böceklerin - örneğin çeçe sineklerinin - hematofag olan erkekleri de var. Ama bugünün sivrisineklerinde böyle bir durum söz konusu değil.

İki sivrisineğin hassas anatomisi fosillerde iyi bir şekilde bugüne kadar korundu. Her ikisi de son derece keskin ve üçgen şekilli çene anatomisi ve diş benzeri çıkıntılara sahip.

Sivrisinekler geçmişte kan emmiyordu

Araştırmacılar, sivrisineklerin kan tüketmeyen böceklerden evrimleştiğinden şüphelendiklerini söyledi. Bilim insanları, kanla beslenmeye adapte olan ağız parçalarının başlangıçta besleyici sıvılara erişmek için bitkileri delmek için kullanıldığını varsayıyorlar.

Bitki evrimi, erkek ve dişi sivrisinekler arasındaki beslenme farklılaşmasında rol oynamış olabilir. Bu iki sivrisinek, sonunda kehribara dönüşen ağaç özsuyuna sıkışıp kaldıkları sırada, Kretase dönemi coğrafyasında ilk kez çiçekli bitkiler yeşermeye başlamıştı.

Bitki sıvısından kana geçtiler

Azar, "Tüm hematofag böceklerde, hematofajinin (kan emme) bitki sıvısı emmekten kan emmeye doğru bir geçiş olduğuna inanıyoruz" dedi.

Geçmiş dönemlerde kanla beslenecek pek çok canlı vardı: Dinozorlar, pterozor adı verilen uçan sürüngenler, diğer sürüngenler, kuşlar ve memeliler. Araştırmacılar, sivrisineklerin muhtemelen milyonlarca yıl önce ortaya çıktığını söyledi. Moleküler kanıtların, sivrisineklerin yaklaşık 200 milyon ila 145 milyon yıl öncesine kadar uzanan Jura Dönemi'nde ortaya çıktığını gösterdiğini belirttiler.

3 bin 500'ün üzerinde türü var

Dünya çapında Antarktika hariç her yerde bulunan 3 bin 500'den fazla sivrisinek türü bulunuyor. Bazıları sıtma, sarı humma, Zika humması, dang humması ve diğer hastalıkları taşıyor ve bulaştırıyor. Dünya Sağlık Örgütü'ne (WHO) göre her yıl 400 binden fazla insan parazit enfeksiyonu olan sıtmadan dolayı hayatını kaybediyor ve bunların çoğu 5 yaşın altındaki çocuklardan oluşuyor.