Dünya genelindeki uluslararası veri ve sesli arama trafiğinin yüzde 95’inden fazlası, neredeyse 1 milyon kilometre uzunluğundaki denizaltı iletişim kabloları üzerinden taşınıyor. Bu kablolar; hükümet haberleşmeleri, finansal işlemler, e-postalar, görüntülü görüşmeler ve yayın akışlarını dünya çapında iletiyor.
İlk ticari telekomünikasyon denizaltı kablosu telgraf için kullanılmıştı ve 1850 yılında İngiltere’nin Dover kenti ile Fransa’nın Calais kenti arasına döşenmişti.
Teknoloji daha sonra telefon görüşmelerini taşıyan koaksiyel kablolara, en son da bugün bildiğimiz haliyle interneti ve veriyi taşıyan fiber optik kablolara evrildi.
CNBC'nin haberine göre Alcatel Submarine Networks’ün satıştan sorumlu üst yöneticisi Paul Gabla, “Yaklaşık on yıl önce Meta, Google, Amazon gibi web ölçekli oyuncuların dahil olduğu yeni bir kategori ortaya çıktı ve bugün bu şirketler pazarın yaklaşık yüzde 50’sini temsil ediyor” şeklinde konuştu.
Alcatel, sektör dergisi Submarine Telecoms Forum’a göre dünyanın en büyük denizaltı kablo üreticisi ve kurulum firması konumunda.
Denizaltına döşenen kablolara olan talep hızla artıyor
Yapay zeka modellerinin yoğun hesaplama gücü gerektirmesi ve veri merkezlerinin hızla büyümesiyle birlikte, denizaltı kablolarına olan talep artıyor.
Telekom verileri sağlayıcısı TeleGeography’ye göre 2025-2027 arasında yeni denizaltı kablo projelerine yapılacak yatırımın 13 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu rakam, 2022-2024 arasındaki yatırımın neredeyse iki katı.
Büyük teknoloji, büyük kablolar
“Yapay zeka, denizaltı altyapısına olan ihtiyacı artırıyor” diyen Meta’nın ağ yatırımlarından sorumlu başkan yardımcısı Alex Aime, “İnsanlar yapay zekayı düşündüğünde genellikle veri merkezlerini, işlem gücünü, veriyi düşünür. Ancak bu veri merkezlerini birbirine bağlayan bağlantılar olmazsa, elinizde sadece çok pahalı depolar olur” ifadelerini kullandı.
Şirket şubat ayında Project Waterworth adını verdiği 50 bin kilometrelik bir kablo projesi açıkladı. Beş kıtayı birbirine bağlayacak olan proje, dünyanın en uzun denizaltı kablosu olacak.
Meta, çok yıllı ve milyar dolarlık bu projenin tek sahibi olacak.
Amazon da Fastnet adını verdiği ilk tamamen kendisine ait denizaltı kablosu projesini duyurdu.
Fastnet, ABD’nin Maryland eyaletindeki doğu kıyısını İrlanda’nın Cork Kontluğu’na bağlayacak ve 320 terabit/saniye üzerinde kapasiteye sahip olacak. Amazon’a göre bu, aynı anda 12,5 milyon HD filmi akıtabilmeye eşdeğer.
Denizaltı kabloları neden uydu bağlantılarından daha güvenilir?
“Denizaltı altyapısı Amazon Web Services (AWS) için ve okyanus ötesi tüm bağlantılar açısından hayati önemde” diyen şirketin çekirdek ağdan sorumlu başkan yardımcısı Matt Rehder, şöyle devam etti: “Denizaltı kabloları olmadan uydu bağlantılarına güvenmek zorunda kalırsınız. Uydu çalışabilir, ancak gecikme süresi daha yüksektir, maliyetler fazladır ve müşterilerimizin ya da genel olarak internetin ihtiyaç duyduğu kapasiteyi sağlayamazsınız”
Google da bu alandaki en büyük oyunculardan biri; bugüne kadar 30’dan fazla denizaltı kablosuna yatırım yaptı.
Şirketin en yeni projelerinden biri olan "Sol" kablosu, ABD, Bermuda, Azor Adaları ve İspanya’yı birbirine bağlayacak.
Microsoft da bu altyapıya yatırım yapanlar arasında.
Siber güvenlik firması Recorded Future’dan küresel meseleler direktörü Matthew Mooney, “Sadece son 20 yılda denizaltı kablolarında büyük bir artış gördük. Bunun nedeni veri iştahının durmaksızın büyümesi” sözlerini kaydetti.
Kesilen kablolar
Kablo hasarları nedeniyle yaşanan kesintiler, özellikle az sayıda internet bağlantısına sahip bölgelerde ciddi etkiler yaratabiliyor.
Stratejik ve Uluslararası Çalışmalar Merkezi (CSIS) kıdemli araştırmacısı Erin Murphy, “Bir kabloyu kestiğinizde, birden fazla ülkeyi internet erişiminden koparabilirsiniz; buna finansal işlemler, bankacılık, e-ticaret ve temel iletişim de dahil” dedi.
Bu durumun birebir örneği 2022’de yaşandı. Avustralya’nın doğusundaki ada ülkesi Tonga’da deniz altındaki yanardağ patlamasından kaynaklanan enkaz, ülkenin tek iletişim kablosunu kesti ve Tonga dünyadan tamamen izole oldu.
Eylül 2025’te Kızıldeniz’de kesilen kablolar Microsoft’un Azure bulut hizmetinde aksamalara yol açtı. Şirket trafiği yeniden yönlendirebildi, ancak Asya ve Orta Doğu’daki kullanıcılar yüksek gecikme ve performans düşüşü yaşadı.
Uzmanlara göre denizaltı kablo hasarlarının çoğu kazara meydana geliyor; genellikle balıkçılık faaliyetleri veya bir geminin yanlışlıkla demir atması sonucu oluşuyor. Ancak son dönemde sabotaj şüpheleri de artıyor.
Sabotaj şüphesi
“Uluslararası sularda ticari veya balıkçı gemilerinin çok yoğun olduğu yerlerde kazalar sık yaşanabiliyor” diyen Murphy, şöyle devam etti: “Ama sabotaj da bir ihtimal. Dolayısıyla Rus ‘hayalet filosu’ ya da Çin balıkçı gemileri kabloları ‘kazara’ kestiğinde, bunu kasıtlı mı yaptı yoksa tesadüf mü, anlamak bazen çok zor”
Mooney ve Recorded Future bu tür sabotaj vakalarını izliyor.
“Son yıllarda kasıtlı hasar olarak değerlendirdiğimiz olaylarda önemli bir artış gördük” diyen Mooney, şöyle devam etti:
“2024 ve 2025’te Baltık Denizi ve Tayvan çevresinde dikkat çekici sayıda olay yaşandı. Bu olayların tümünün kasıtlı olduğunu yüzde 100 doğrulamak zor, ancak elde ettiğimiz bulgular bunun tesadüf olmadığını düşündürüyor”
Mooney, sabotaj şüphelerinin artışının Rusya-Ukrayna ve Çin-Tayvan arasındaki gerilimlerle paralel seyrettiğini belirtiyor.
Somut kanıtlar olmasa da hükümetler tehdidi ciddiye alıyor.
Ocak ayında NATO, Baltık Denizi’ndeki kablo kesintileri üzerine “Baltic Sentry” adlı operasyonu başlattı. Operasyon kapsamında denizaltı ve yüzey gemileri, uçaklar ve insansız araçlar devreye sokuldu.
Mooney şöyle devam etti:
“Sonuç olarak, Baltık Denizi’nde Ocak 2025’in sonlarından bu yana yeni bir kablo kesintisi yaşanmadı”
ABD-Çin gerilimi
ABD’de, ülkeye denizaltı kablosu döşemek veya işletmek isteyen tüm firmalara lisans veren Federal İletişim Komisyonu (FCC), güvenlik endişeleri nedeniyle yabancı şirketlere yönelik kuralları sıkılaştırdı.
“Özellikle Çin Komünist Partisi ve Rusya kaynaklı tehditlere odaklanıyoruz” ifadelerini kullanan FCC Başkanı Brendan Carr, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bu yüzden şu anda ABD’den doğrudan düşman ülkelerle denizaltı kablosu bağlantısı kurulmasını zorlaştıracak veya fiilen yasaklayacak adımlar atıyoruz”
Carr, ayrıca kabloların donanım bileşenlerinin güvenli olduğundan emin olmak için Huawei, ZTE gibi “casusluk şüphesi taşıyan” ekipmanların kullanılmasına izin vermediklerini belirtti.
Temmuz ayında üç Cumhuriyetçi Temsilciler Meclisi üyesi, Meta, Amazon, Google ve Microsoft CEO’larına mektup göndererek bu şirketlerin Çin bağlantılı kablo bakım firmalarıyla çalışıp çalışmadıklarını sordu.
Meta’dan Aime, şu yanıtı verdi:
“Duyurduğumuz hiçbir sistemde Çinli kablo sağlayıcılarla çalışmıyoruz ve tedarik zincirindeki ortaklar konusunda ABD politika ve düzenlemelerine tamamen uyum içindeyiz”
Amazon da Çinli şirketlerle çalışmadığını açıkladı.