Science adlı bilim dergisinde yayınlanan yeni bir araştırmaya göre, Google DeepMind tarafından geliştirilen yapay zeka sistemi, toplumdaki en tartışmalı bölünmelerin çözümüne yardımcı olabilir. Habermas Makinesi adı verilen bu sistem, grup ifadeleri oluşturarak çoğunluk ve azınlık görüşlerini yansıtıyor ve farklı bakış açısına sahip grupların ortak bir zemine ulaşmasını sağlıyor. Ancak uzmanlar, bu tür araçların gerçek dünyadaki müzakere süreçlerinde ne kadar etkili olacağı konusunda bölünmüş durumda.
Demokraside rasyonel tartışmanın önemini vurgulaması ile bilinen Frankfurt Okulu’nun simge isimlerinden Alman filozof Jürgen Habermas’tan adını alan Habermas Makinesi, bireylerin yazılı görüşlerini alıp katılımcıların kabul edebileceği bir grup ifadesi oluşturuyor. İlk aşamada bireylerden alınan görüşlerle bir grup bildirisi oluşturuluyor, ardından katılımcılar bu ifadeyi eleştirip geri bildirimde bulunuyor ve yapay zeka bu eleştirileri değerlendirip nihai ifadeyi üretiyor.
Habermas, demokrasinin rasyonel ve iyi niyetli tartışmalarla var olabileceğini savunuyordu. Peki, günümüzde yapay zeka gerçekten de toplumsal bölünmeleri aşarak bireyler arasında bir anlaşma zemini yaratabilir mi? Yoksa toplumsal sorunların çözümünde teknolojiye fazla mı güveniyoruz?
İdeolojik bölünmeler arasında köprü kurmaya yardımcı olabilir
Habermas Makinesi, oy verme yaşının 16'ya düşürülüp düşürülmemesi ve sağlık hizmetinin özelleştirilip özelleştirilmemesi gibi tartışmalı konuları müzakere eden Birleşik Krallık'tan 5.000'den fazla katılımcıyla test edildi. Sistemin amacı, katılımcıların farklı görüşleri arasında ortak bir zemin bularak bu konularda anlaşmayı teşvik etmek. Araştırmaya göre, yapay zeka tarafından oluşturulan ifadeler, insan arabulucular tarafından yazılanlara kıyasla katılımcılar tarafından %56 oranında tercih edildi.
Yapay zeka tarafından oluşturulan bu ifadeler aynı zamanda kalite, netlik ve bilgilendiricilik açısından daha yüksek puan aldı; bu da tek başına bir insan arabulucuya kıyasla yapay zeka destekli bir arabulucunun ideolojik bölünmeler arasında köprü kurmaya daha etkili bir şekilde yardımcı olabileceği şeklinde yorumlandı.
Google DeepMind ekibinden Profesör Chris Summerfield'a göre, yapay zeka aracı birden fazla amaca hizmet edebilir. The Guardian’a konuşan Summerfield, “Kullanıldığını görmek istediğim alan, Birleşik Krallık'taki siyasi liderlere, Birleşik Krallık'taki insanların gerçekten ne düşündüklerini daha iyi anlamalarını sağlamak” dedi.
Çoğunluğun ve azınlığın bakış açılarını yansıtma çabası
Çalışmadan çıkarılan en önemli sonuçlardan biri, yapay zekanın katılımcıların tartışmalı konularda ortak bir pozisyona yaklaşmalarına yardımcı olma potansiyeli. Yapay zeka ile etkileşime girdikten sonra katılımcılar birçok konuda daha az bölündü. Ortalama olarak, katılımcılar arasındaki fikir birliği yüzde sekiz puan arttı, bu da her 100 katılımcıdan yaklaşık dördünün bölücü konulardaki görüşlerini değiştirdiği anlamına geliyor.
Bu değişime rağmen, yapay zeka sadece çoğunluğun görüşünü desteklemekle kalmadı; azınlık seslerinin duyulmasını ve grubun nihai bildirisine dahil edilmesini sağlamak üzere tasarlandı. Summerfield, Habermas Makinesi'nin “azınlığı derin bir şekilde haklarından mahrum hissettirmeyen - yani bir nevi azınlık görüşünü kabul eden” ifadeler yazmaya çalıştığını açıkladı. Hem çoğunluğun hem de azınlığın bakış açılarını yansıtan bu dengeleme eylemi, sistemin kritik bir özelliği olarak yorumlandı.
Yapay zeka ayrıca Birleşik Krallık'ın dört bir yanından 200 katılımcının Brexit ve evrensel çocuk bakımı gibi kutuplaştırıcı konuları tartıştığı sanal bir vatandaş meclisinde de test edildi. Sistem, katılımcıların ortak bir zemin bulmalarına yardımcı olma yeteneğini bir kez daha ortaya koydu, ancak çok az fikir değişikliğinin meydana geldiği Brexit gibi konularda görüşlerin son derece katı olduğu konularda zorluklarla karşılaştı.
Uzmanlar empati ve şeffaflık eksikliği konularında uyarıyor
University College London'dan çatışma çözümü uzmanı Dr. Melanie Garson, sistemin grup bildirilerini etkileyemeyecek kadar küçük azınlıkları gözden kaçırabileceği konusunda endişelerini dile getirdi. Garson, "Bazı azınlıkların bu tür grup beyanlarını etkilemek için çok küçük olabileceği, ancak sonuçtan orantısız bir şekilde etkilenebileceği" uyarısında bulundu. Ayrıca yapay zekanın, özellikle empati ve anlayış geliştirilmesi gereken durumlarda insan arabulucunun yerini tutamayacağını vurguladı.
Aalto Üniversitesi'nden araştırmacı Joongi Shin de benzer şekilde, katılımcıların yapay zekanın iç işleyişini bilmemeleri halinde etik sorunlar doğabileceğini belirtti. MIT Technology Review’a konuşan Shin, “Sadece ürettiği özetleri değil, sisteme girilen bilgileri de göremedikçe, bu tür sistemlerin etik sorunlara neden olabileceğini düşünüyorum” dedi. Google DeepMind'den Michael Henry Tessler ise yapay zekanın doğruluk kontrolü ve söylem yönetimi gibi işlevleri yerine getiremediğini, bu eksikliğin etkinliğini azaltabileceğini ifade etti.
Yapay zeka destekli demokrasinin riskleri
Çalışmanın sonuçları umut verici olsa da, destekleyenler ve eleştirenler yapay zeka arabuluculuğunun nasıl sorumlu bir şekilde kullanılabileceğini anlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğu konusunda hemfikir. Sistem, grup görüşlerini özetlemede ve bölünmeleri azaltmada etkili olabilir, ancak bu müzakereleri uygulanabilir politikalara dönüştürmek bir zorluk olarak kalmaya devam ediyor.
Sistemi geliştiren Google DeepMind, modelin mevcut haliyle gerçek dünyadaki müzakerelerin belirli yönlerini ele almada sınırlı olduğunu kabul ederek şimdilik halka açık bir şekilde piyasaya sürmeyi planlamıyor. Şirket sistemi geliştirmeye devam edeceğini söylerken, uzmanlar güvenli ve sorumlu bir yaygın kullanım için daha fazla araştırmaya ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
Sonuç olarak, sistem yakın gelecekte bazı konularda ortak bir zemin bulmamıza yardımcı olabilir, ancak bizi bölen daha derin, daha duygusal sorunları çözmekten oldukça uzak olduğunu söylemek mümkün. Mevcut koşullarda Habermas Makinesi bize yapay zeka destekli demokrasinin neye benzeyebileceğine dair bir fikir veriyor, ancak aynı zamanda bize tüm konuşmayı makinelerin yapmasına izin verirsek neleri kaybedeceğimizi de hatırlatıyor.