23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 19.01.2024 00:49 | Son Güncelleme: 19.01.2024 10:05

SpaceX Falcon 9 roketi fırlatıldı: Türkiye'nin tarihi uzay yolculuğu resmen başladı

Türkiye'nin uzay macerası bu gece itibarıyla başlıyor. İlk Türk Astronot Alper Gezeravcı'nın da içinde bulunduğu SpaceX Falcon 9 roketi, SpaceX Dragon uzay aracıyla NASA'nın Florida'daki Kennedy Uzay Merkezi'ndeki Fırlatma Kompleksi 39A'dan ISS'ye (Uluslararası Uzay İstasyonu'na) fırlatıldı

Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı’nın uzay yolculuğu için geri sayım sona erdi. SpaceX, Axiom 3 uçuşu 19 Ocak Cuma günü saat 00.49'da planlandığı gibi başladı. SpaceX’e ait uzay aracının 1. kademesi Florida’daki Kennedy Uzay Merkezi’ne başarıyla geri dönerken, fırlatmanın ardından 12'nci dakikayla birlikte kapsül ayrılması da başarıyla tamamlandı.

4 kişilik mürettebat

Axiom Space'in Uluslararası Uzay İstasyonu'na (ISS) göndereceği 'Ax-3' görevi için 4 kişiden oluşan mürettebat yer alıyor. Gezeravcı'nın Ax-3 uçuşunda birlikte görev aldığı kişiler ise ABD ve İspanya'yı temsilen misyon lideri Michael Lopez-Alegria, İtalyan Hava Kuvvetlerinden pilot Walter Villadei ve Avrupa Uzay Ajansı adına katılan İsveçli Marcus Wandt.

Alper Gezeravcı uzayda ne kadar kalacak?

Mürettebatı taşıyacak aracın 1,5 gün sürecek yolculuk sonunda, 20 Ocak saat 13:15'te (TSİ) Uluslararası Uzay İstasyonu'na kenetlenmesi bekleniyor. Ocak ayının sonunda Dragon kapsülünün AX misyon mürettebatını Orlando açıklarına okyanusa inmesi planlanıyor. AX-3 misyonu kapsamındaki ekip Uluslararası Uzay İstasyonu'nda yaklaşık olarak 14 gün kalıp, bilimsel deneylerini gerçekleştirecekler.

SpaceX'in sayfasında canlı olarak yayınlanan ve Ax-3 uzay misyonunun her dakikasını anlık olarak yansıtan 2,5 saatlik yayın 1,3 milyon kişi tarafından izlendi.

SpaceX, sosyal medya hesaplarından AX-3 misyonu kapsamında gerçekleştirilen uzay yolculuğunun simülasyonunu da paylaştı.

SpaceX Falcon 9 roketinin öne çıkan özellikleri:

Gezeravcı'yı uzaya taşıyan SpaceX Falcon 9 roketi, iki aşamalı ve yeniden kullanılabilir bir roket. Falcon 9, SpaceX tarafından taşınan yüklerin ve yolcuların Dünya'nın yörüngesine ve uzayın derinliklerine güvenli bir şekilde taşınması için tasarlandı. Roketin yeniden kullanılabilme özelliği şirketin roketin pahalı parçalarını her yolculukta tekrardan üretme ihtiyacını ortadan kaldırıp, uzay yolculuğunu daha ekonomik hale getiriyor.

SpaceX'in verilerine göre, Falcon 9 roketleri, toplamda 289 kalkış, 246 iniş yaptı. Roketler 221 kez de birden fazla uçuşta kullanıldı. Yeniden kullanılma özelliğine sahip Falcon-9 roketlerinden kaç adet bulunduğu ise bilinmiyor. Uzunluğu 70 metre, çapı 3,7 metre ve yaklaşık 550 ton ağırlığındaki Falcon-9 roketi, alçak Dünya yörüngesinde 22 bin, durağan aktarım yörüngesinde 8 bin 300 ve Mars'ta 4 bin kilogram yük taşıma kapasitesine sahip.

Falcon-9'ların 9 Merlin motorunda, alüminyum-lityum karışımı ile oluşturulmuş sıvı oksijen ve roket için kullanılan kerosen (RP-1) yakıt tankları bulunuyor.

Merlin motoru

SpaceX tarafından üretilen ve şirketin çeşitli araçlarında kullanılan Merlin motorları, tekrardan kullanıma uygun olarak tasarlanırken, Dünya'ya geri dönüşten önce de roketi iniş için yavaşlatmak amacıyla kullanılıyor.

Kademeler arası bağlantı bölgesinde bulunan 4 adet hipersonik mazgallı yüzgeç/kanat, roketin basınç merkezinin yerini değiştirerek, geri dönüş evresinde oryantasyonunu sağlıyor. 

Falcon 9'un istenilen yörüngeye ulaşması ve roketin, Dragon kapsülünden ayrılmasının ardından bir Merlin uzay boşluğu motoru kapsüle istediği bölgeye ulaşması için güç sağlıyor. Birden çok kez tekrardan başlatılabilen motor, ayrılma evresinden hemen sonra devreye giriyor.

Dragon kapsülü

İçerisinde hava akımı olan basınçlı bölgesinde 7 kişi veya eşit miktarda yük taşıyabilen Dragon uzay aracı, basınçsız arka bölümünde de yük taşıma özelliğine sahip. Dragon kapsülü de 4 metre çapında ve 8,1 metre uzunluğunda.

Uzayda 13 deney yapacak

Alper Gezeravcı uzayda 13 deneye imza atacak.

1. Proje:

"TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) tarafından geliştirilen UYNA deneyiyle yüksek sıcaklıklara dayanıklı, yüksek mukavemetli alaşımların üretilmesi çalışması, KIBO modülünde bulunan ELF kullanılarak gerçekleştirilecek. Ergitme ve katılaşma prosesleri sırasında termofiziksel ve kristal büyümesi gibi özellikler üzerinde yer çekimsiz ortam etkileri araştırılacak. Bunun, Türkiye'nin uzay, havacılık ve savunma sanayisi için yeni nesil malzeme geliştirme kabiliyeti kazanmasında önemli katkısı olması hedefleniyor.

2. Proje:

TÜBİTAK MAM tarafından geliştirilen ikinci proje gMETAL deneyiyle kimyasal tepkimesiz koşullarda, katı parçacıklarla akışkan ortamı arasında homojen bir karışımın oluşturulmasına yer çekiminin etkisi araştırılacak. Böylece uzay araçlarının itki sistemlerinin daha verimli hale getirilmesi sağlanacak.

Daha önce ABD yerel saatiyle 17 Ocak'ta gerçekleştirilmesi planlanan fırlatma işlemi, SpaceX tarafından son kontrollerin tamamlanması amacıyla bir gün ertelenmişti.

3. Proje

Boğaziçi Üniversitesi tarafından geliştirilen UzMAn deneyiyle dünyada zorlu koşullara adapte olan mikroalg türlerinin yer çekimsiz koşullar altında büyüme ve dayanıklılık testlerinin gerçekleştirilmesi, metabolik değişikliklerinin incelenmesi, karbondioksit (CO2) yakalama performanslarının ve oksijen (O2) üretim kabiliyetlerinin belirlenmesi için bilim misyonu ortağı TÜBİTAK MAM ile yaşam destek sistemi geliştirilmesi hedefleniyor.

4. Proje: Ege Üniversitesi tarafından geliştirilen EXTREMOPHYTE deneyiyle uzayda ve yeryüzünde yetiştirilen ve de tuz stresine maruz bırakılan A. thaliana ve S. parvula bitkilerinde yeni nesil dizilemeyle (RNA-seq) transkriptomun ortaya konulması ve mikro yerçekiminde glikofitik ve halofitik bitkilerin tuz stresine verdikleri bazı fizyolojik ve moleküler yanıtların karşılaştırılması planlanıyor.

5. Proje: Ankara Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen METABOLOM araştırmasıyla, uzay koşullarının insan sağlığı üzerindeki olumsuz etkilerinin ortaya çıkarılması amaçlanıyor. Bu olumsuz etkilerin azaltılmasına yönelik, uzay görevine katılan astronotun, uzay ortamı koşullarının etkisiyle gen ekspresyonlarında ve metabolizmalarında gerçekleşen fizyolojik ve biyokimyasal değişimlerin incelenmesi öngörülüyor. Çalışmayla, vücuttaki sistem çapındaki değişikliklerin uzay yolcularının sağlığına yönelik olası risk faktörlerinin anlaşılmasında yeni bilgiler sağlanması amaçlanıyor. Çalışmanın dünyada var olan hastalıklar için yeni tedaviler ve önleyici tedbirlerin geliştirilmesinde faydalı olabileceği de düşünülüyor.

6. Proje: Hacettepe Üniversitesi tarafından geliştirilen MİYELOİD deneyiyle uzay misyonu katılımcılarının maruz kalacağı yolculuk ve uzay koşulları, kozmik radyasyon hasarının immünolojik olarak 'miyeloid kökenli baskılayıcı hücreler (MKBH) düzeyinde ölçülmesi ve değerlendirilmesi hedefleniyor

7. Proje: Üsküdar Üniversitesi tarafından geliştirilen MESSAGE deneyiyle yer çekimsiz ortamdan etkilenen henüz işlevi keşfedilememiş genlerin tespit edilmesi ve uzay görevlerinde, bağışıklık hücrelerinden hangilerinin yer çekimi tarafından direkt olarak etkileneceğinin, CRISPR gen mühendisliği yöntemleriyle belirlenmesi amaçlanıyor.

8. Proje: Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından geliştirilen ALGALSPACE deneyiyle uzayda, Antarktik ve ılıman bölge mikroalglerinin büyüme verileri karşılaştırılarak, literatürde ilk kez kutup alglerinin uzayda kullanımına yönelik bir çalışma gerçekleştirilecek. Uzayda algler, CO2'den O2 rejenerasyonu, ek gıda temini, su iyileştirme, yaşam destek alanlarında kullanılmak amaçlarıyla araştırılacak.

9. Proje: Aynı üniversite tarafından gerçekleştirilen CRISPR-GEM deneyiyle insanlığın uzaydaki geleceği için aşılması gereken en büyük engellerden olan uzun süreli uzay görevlerinde sürdürülebilir bir sistemin sağlanamaması sorununu çözmek amacıyla tasarlanan biyorejeneratif yaşam destek sistemlerinin iskeleti olan bitkilerin, uzay görevi sırasında meydana gelen biyolojik ve biyolojik olmayan stresler karşısındaki savunma mekanizmalarının anlaşılması ve geliştirilmesine yönelik moleküler biyolojinin modern gen düzenleme tekniklerinden CRISPR'in mikro yer çekimi ortamda bitkiler üzerindeki etkinliğinin araştırılması amaçlanıyor.

10. Proje: Muş Bilim ve Sanat Merkezi öğrencilerince hazırlanan PRANET deneyiyle propolisin mikro yer çekimi ortamındaki bakteriler üzerindeki etkisi araştırılacak. Kontrol ve deney grupları oluşturularak propolisin anti bakteriyel etkisi test edilecek, sonuçların yer çekimli ortamla benzer sonuçlar verip vermeyeceği karşılaştırılacak.

11. Proje: Haliç Üniversitesince yapılan VOKALKORD deneyiyle solunum sistemi fizyolojisi içinde akıllı saat yapay zeka desteğiyle seste meydana gelen frekans değişiminden rahatsızlıkların tespit edilmesi ve yer çekimsiz ortamın etkilerinin insan sesi üzerine etkilerinin araştırılması planlanıyor.

12. Proje: Nişantaşı Üniversitesince gerçekleştirilecek OKSİJEN SATURASYONU deneyiyle, yapay zeka desteğiyle verilen havanın oksijen seviyesini hesaplayarak düşük yer çekiminin sebep olduğu farklılıklar ve rahatsızlıkların tanımlanması hedefleniyor.

13. Proje: TÜBİTAK UZAY tarafından gerçekleştirilen MİYOKA deneyiyle ilk Türk uzay yolcusu, istasyonda elektronik kart üzerine kurşunsuz bileşen montajı gerçekleştirecek. Uzay görevi sonrası dünyaya getirilecek elektronik kartlar TÜBİTAK UZAY tarafından ayrıntılı incelemeye tabi tutularak mikro yer çekiminin kurşunsuz lehimleme sürecine etkileri bilim dünyasının kullanımına sunulmak üzere raporlanacak.

Alper Gezeravcı kimdir?

Gezeravcı, 1979’da Mersin’in Silifke ilçesinde doğdu. Babasının mesleği nedeniyle büyürken Türkiye’nin farklı illerinde yaşadı. Axiom Space’in internet sitesinde yer alan bilgiye göre Gezeravcı, İstanbul Hava Harp Okulu'nda Elektronik Mühendisliği alanında lisans eğitimini tamamladı. Ayrıca Wright-Patterson Hava Kuvvetleri Üssü'ndeki Hava Kuvvetleri Teknoloji Enstitüsü'nde yüksek lisans yaptı.

Türk Hava Kuvvetleri'nde savaş pilotu olarak görev yapan Gezeravcı, aralarında F-16'nın da bulunduğu birçok uçakta 15 yıllık uçuş tecrübesine sahip. Ayrıca Türk Hava Yolları'nda yedi yıl kaptan pilotluk yaptı.
Gezeravcı, son olarak Standardizasyon Filosu Akademik Kanat Komutanı olarak Adana'daki 10'uncu Üs Komuta Birimi'ne atandı. Filonun standardizasyonu ve değerlendirilmesi, tüm eğitim dokümanlarının Hava Kuvvetleri standartlarına göre düzenlenmesi, tüm F-16 ve KC-135R pilotlarının kontrol uçuşları öncesinde sınavlarının yapılması ve filo dokümantasyon standartlarının denetlenmesinden sorumluydu.



Bir doğa sporları tutkunu olan Gezeravcı, askeri eğitimi sayesinde çok sayıda hayatta kalma kursuna katıldı, çeşitli görevlere gönderildi. TRT’de katıldığı programda “Uzayla ilgili benim bir hayalim yoktu. Hayalim gökyüzü ile limitliydi” diyen Gezeravcı, Türkiye’nin insanlı ilk uzay projesi için başvuru çağrısı haberlerini gördükten sonra gerekli kriterleri gözden geçirdiğini, daha sonra astronotların biyografilerini incelediğini ve kendinin de yapabileceğine kanaat getirdikten sonra başvurmaya karar verdiğini anlattı.
AA’nın haberine göre, 36 bin aday başvuru yaptı.

Adayların 30'u Ankara'ya çağrıldı. Adayların seçilmesinde mühendislik, fizik, tıp ve astronomi alanlarında gösterdikleri faaliyetlerin yanı sıra yaptıkları sporlar da belirleyici oldu. Gerekli şartları sağlayan adaylar Ankara'da tıbbi ve psikolojik testlerden geçirildi.

Türkiye’nin uzay programı hangi aşamada?

Türkiye Uzay Ajansı 2018’de Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile kuruldu. Bir yıl sonra da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından başkanı ve yönetim kurulu üyeleri atandı. Türkiye Uzay Ajansı’nın paylaştığı bilgilere göre, Milli Uzay Programı ile başta Türkiye’de uzay teknolojileri alanındaki ihtiyaçlar ve yetenekler çerçevesinde öne çıkacak teknolojilerin ve gerekli altyapıların geliştirilmesi ve dışa bağımlığının azaltılması hedefleniyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Milli Uzay Programı'nı üç yıl önce “2023'te Ay'a gidiyoruz” sözleriyle duyurmuştu. TÜBİTAK Başkanı Prof. Hasan Mandal, Ekim 2023'te yaptığı açıklamada sert inişin 2026'da gerçekleşeceğini açıkladı.

Doç. Dr. Sinan Kaan Yerli, Türkiye’deki uzay çalışmalarının uzaya uydu fırlatılmasıyla görünür olduğunu, ancak aslında Türkiye’nin bilim insanları ve mühendisleriyle 1970’lerden beri dünyadaki uzay çalışmalarına destek verdiğini söylüyor.

Yerli “Uzayı sadece uzaya çıkan şeyler olarak düşünürsek yanlış yaparız. Türk bayrağı uzayda göründüğü zaman Türkiye uzay yarışında anlamına gelmiyor. Tüm dünyadaki uzay çalışmalarına yok sayılmayacak bir katkımız var. Birçok bilim insanımız uzaya fırlatılan uydularda yer almıştır, alet tasarlamıştır, yazılım yazmıştır” şeklinde konuştu ve sözlerini şöyle sürdürdü:

“İlk kadın astrofizikçilerden Dilhan Eryurt teorik astrofizik çalışarak, Apollo 11’in güneş enerjisinden etkilenip etkilenmeyeceğini görevden önce kuramsal olarak hesaplayarak, Apollo 11'in başarısına katkıda bulunmuştur”

1969 yılında NASA, Ay’a iniş projesine katkıları nedeniyle Dilhan Eryurt’a Apollo Başarı Ödülü vermişti. Türkiye, uzay faaliyetlerine ilk olarak 1994 yılında fırlattığı haberleşme uydusu ile adım attı.

Türkiye, uzayda uydu sahibi 30 ülkeden biri.

Dragon kapsülünün uzay yolculuğu anlık olarak SpaceX'in özel bağlantı adresinden takip edilebiliyor.