Geçen dönem duyurulan vivo X200 serisinde X200, X200 Pro ve X200 Pro mini modelleri vardı, yani üç model ve üç farklı ihtiyaç gözetilmişti. Şimdi ise bu sayı ikiye düştü. Elbette bu tesadüf değil. vivo, X300’ü öyle kompakt ve Pro’ya kafa tutan bir telefon haline getirmişti ki, mini’nin ruhunu biz X300’de görüyoruz. Yani X200 mini ile X300’ü yan yana getirip farklarına ve benzerliklerine bakmak çok daha doğru olur.
Her iki telefon da 3 nm mimariye sahip Dimensity 9500 yonga setine sahip. Bu güçlü işlemci, X300 modellerini bir üst seviyeye çıkarıyor. Düşünün, Antutu testinde 4 milyonun üzerinde puanları görecek kadar da iddialı.
Geçen yılın X200 modeli, aynı boyutta ancak daha donanımlı olan X200 Pro’nun gölgesinde kimliğini bulmakta zorlanmıştı. Yani çok bir iddiası yoktu. Ancak bu yılın 6,31 inçlik X300’ü, çok daha mantıklı bir cihaz hâline gelmiş. Ekran ve batarya teknolojisi, tasarım ve yapı kalitesi ile işlem gücü açısından Pro modeline denk; ancak kamera performansı bakımından ondan biraz geride kalıyor. Kalsın da zaten, sonuçta X300 Pro ile bir farkları olması lazım. Çin’deki lansmanda şu dikkatimi çekti: Sahnede X300, sık sık “X300 Pro mini” olarak anıldı. Bu da az önce belirttiğim gibi X300’ün X200 mini sınıfında olduğunu bize gösteriyor.
Küçük model, ana kamerasında X300 Pro’nun telefoto kamerasında da kullanılan 1/1.4 inç 200 MP ISOCELL HPB sensörünü taşıyor. Bu, X200’deki 1/1.56 inç 50 MP sensöre göre ciddi bir yükseltme tabii. Ayrıca ön kamera da 32 MP’den 50 MP’ye çıkarılmış ve bu haliyle de X300 Pro ile aynı. Geri kalan kameralar geçen yılın X200’üyle benzer.

Ancak en büyük fark, daha kompakt gövde. Küçük amiral gemisi sevenler yeni X300’ü beğenecek: 151 mm yükseklik, 72 mm genişlik, 8 mm’den az kalınlık ve sadece 190 gram ağırlık. Gövde ön ve arka yüzeylerde düz, kenarlarda mat düz çerçeveye sahip. Mavi, Mor, Pembe ve Kırmızı gibi farklı renk seçenekleri var.
Vivo X300 Pro, selefine doğrudan bir yükseltme niteliğinde. Yonga seti yıllık olarak güncellenmiş, gövde ise daha rafine hale gelmiş. Telefon 8 mm inceliğinde ve ön ile arka yüzeyleri düz. Ancak küçük modele kıyasla, camın çerçeveyle birleştiği noktada çok hafif bir 3 boyutlu eğim var. Çerçeve artık parlak değil, mat bir kaplamaya sahip.
Kamera sistemi de elden geçirilmiş. Yüzeyde benzer görünse de, vivo 85 mm f/2.67 Zeiss APO telefoto kameranın tamamen yeni olduğunu söylüyor. Teknik olarak bu değerler X200 Pro ile aynı, fakat X300 Pro’daki zoom kamerası vivo ve Samsung’un iki yıllık ortak çalışması sonucu geliştirilen ISOCELL HPB sensörünü kullanıyor. HPB’nin, standart HP9’a kıyasla tam olarak nasıl farklılaştığı ise belirtilmedi.
Her iki telefon da yeni Nesil Silikon Anot batarya teknolojisini kullanıyor — bu vivo’nun 4. nesil teknolojisi ve 2. nesil yarı katı hal bataryası.
X300 Pro’da 6.510 mAh, X300’de ise 6.040 mAh batarya var.
Vivo, donanım ve yazılım optimizasyonları sayesinde bu bataryaların performansının sırasıyla 7.500 mAh ve 7.000 mAh kapasiteli pillere denk geldiğini söylüyor. Ayrıca soğuk hava performansı da etkileyici: lansmanda gösterilen bir demoda telefonlardan biri buz bloğunun içinde saatlerce çalışmaya devam etti.
Yeni seri, vivo’nun OriginOS 6 arayüzüyle geliyor. Bu sürüm, yeni bir şeffaf tasarıma, yeni bir motor yapısına sahip ve Dimensity 9500’den maksimum verimi almayı hedefliyor. Vivo, Android’i baştan aşağı yeniden yapılandırdığını, bu sayede daha iyi pil verimliliği ve performans elde edildiğini iddia ediyor. Bunu göreceğiz.

“Ultra-Core Computing”, “Dual Rendering” ve “Memory Fusion” gibi teknolojiler, tamamen büyük çekirdekli işlemcinin sürdürülebilir performansını en üst düzeye çıkarıyor.
Tasarım
Vivo’nun X300 serisi bu yıl daha dengeli hissediliyor. Geçen yılın X200 modeli, neden Pro olmayan bir versiyona gerek olduğu sorusunu akla getiriyordu; ancak X300, daha güçlü bir konumda.
Boyut, iki telefon arasındaki en kolay ayırt edici unsur ve 6.31 inçlik vivo X300, 6.78 inçlik X300 Pro için tamamlayıcı gibi duruyor.
Her iki telefon da elde benzer his veriyor. vivo bu tasarımda özel bir teknik kullanıyor. Bu, gerçekten dokunarak hissedilmesi gereken bir şey; ama ben size cam yüzeyin gerçekten kadife gibi hissettirdiğini söyleyebilirim. Arka panelin dokusu yumuşak ve mat, ayrıca parmak izi tutmuyor.
Yeni X300 telefonlardaki en büyük fiziksel değişiklik, her iki cihazda da cam panellerin hafif kavisli hale gelmesi. X200 serisinde ön ve arka cam paneller çok belirgin bir eğime sahipti.
Bu yılki modellerde hâlâ 3 boyutlu kenarlı cam paneller var, ancak bu kavis çok daha küçük. Bu, eski telefonlardaki aşırı kavisli camla, modern iPhone ve Galaxy’lerdeki keskin düz kesim tasarım arasında hoş bir denge kuruyor.
X200 serisine göre diğer büyük fark da çerçeve tarafında. Yeni modellerde çerçeve biraz daha geniş ve arka panel gibi mat bir yapıya sahip. Bu aynı zamanda parmak izi tutmayan bir yüzey anlamına geliyor, ki bu da güzel bir bonus.
Vivo X300 Pro, Siyah, Kahverengi, Mavi ve Beyaz olmak üzere dört renkte geliyor. Türkiye’de tüm bu renkler olmayacak elbette.
Vivo X300 Pro’nun kontrol tuşları da ilginç. Telefonda X200 Ultra’daki gibi özel bir kamera düğmesi bulunmuyor. Bunun yerine, üst sol tarafta çok işlevli bir tuş yer alıyor ve iPhone’un Eylem tuşuna oldukça benziyor. Bu tuşu özelleştirilebiliyoruz, yani farklı görevler atayabiliyor. Ayar menüsü de fazlasıyla iPhone’u andırıyor.
Vivo X300’e bakınca bu cihaz tam anlamıyla kompakt bir amiral gemisi. Küçük ve hafif hissettiriyor, ancak Galaxy S25 veya iPhone 17 ve 17 Pro gibi rakiplerinden farklı bir dokusu var. 6.31 inçlik 1216x2640 piksel çözünürlüklü 8T LTPO ekran iyi görünüyor.

X300, Pro modelinde bulunan özel eylem tuşuna sahip değil, bu da biraz üzücü. Vivo’nun bu donanıma sahip olduğu belli, dolayısıyla bu fark gereksiz olmuş.
En azından X300’de daha fazla renk seçeneği var: Siyah, Mavi, Mor, ilginç bir şeftali tonuna sahip Pembe ve Kırmızı. Bu renklerden bir kısmı ülkemizde satılacak.
Performans
Vivo X300 ve X300 Pro, MediaTek’in en yeni ve en güçlü amiral gemisi yonga seti olan Dimensity 9500’ü kullanıyor. Bu çip, yalnızca performans değil, verimlilik açısından da önceki nesil Dimensity 9400’e göre ciddi bir sıçrama vadediyor.
Yonga seti, 1+3+4 çekirdek konfigürasyonuna sahip sekiz çekirdekli bir CPU barındırıyor; ancak çekirdekler, yeni ARM C1 mimarisi üzerine kurulu ve tamamı “büyük çekirdek” tasarımına dayanıyor:
Ana çekirdek: Arm C1 Ultra 4.21GHz hızında, üç C1 Premium çekirdek 3.5GHz hızında ve dört C1 Pro çekirdek de 2.7GHz hızında çalışıyor.
GPU tarafında da Arm G1 Ultra var— bu da daha yüksek performans, daha düşük güç tüketimi ve gelişmiş ışın izleme (yani ray tracing) yetenekleri sunuyor.
Yeni MediaTek yongasıyla ilgili ilginç bir detay da vereyim size. Dimensity 9500’ü vivo ve MediaTek birlikte geliştirmiş, yani bu işlemci üzerinde ortak hareket etmişler, işbirliği yapmışlar. Ayrıca vivo’nun kendi ürettiği V3+ görüntü işleme çipi doğrudan Dimensity 9500’e entegre edilmiş ve görünüşe göre diğer üreticiler de bu teknolojiden yararlanabilecek.
Vivo ayrıca depolama hızlarını da artırmış. X300 Pro ile şirket, akıllı telefonlarda bir ilke imza atarak çift UFS 4.1 konfigürasyonu tanıttı. Bu sistem, PC’lerdeki RAID 0 yapısına benziyor — iki UFS 4.1 yongasını paralel çalıştırarak daha yüksek veri aktarım hızı sağlıyor. Vivo, bu yöntemin büyük dosya aktarımını %70 oranında hızlandırdığını iddia ediyor. Bunu test edemedim, ama ettiğimde ayrıca paylaşmak isterim.
Önceki nesille karşılaştırıldığında, X300 ve X300 Pro tek çekirdek ve çoklu çekirdek testlerinde ortalama %25 daha iyi performans sunuyor. MediaTek, çoklu çekirdekte %17, tek çekirdekte %32 artış vaat ediyor.

Yeni GPU tarafında ise, Dimensity 9400’ün Imortalis-G925 GPU’suna göre %19’luk bir performans artışı söz konusu. Bu, MediaTek’in iddia ettiği %33’lük artışın biraz altında kalsa da, %20’ye yakın bir grafik performansı kazanımı da hiç fena değil.
Dimensity 9500, rakipleri karşısında da iddialı. Bu çip, Snapdragon 8 Elite ve hatta “for Galaxy” olarak bilinen hız aşırtmalı sürümden bile daha iyi performans gösteriyor. Bu farkı hem CPU hem GPU hem de AnTuTu gibi karma testlerde açıkça görebilmek mümkün.
Şu anda Dimensity 9500’ü aşan tek Android yonga seti, yeni çıkan Snapdragon 8 Elite Gen 5. Geçtiğimiz haftalarda Hawaii’de Qualcomm’un lansmanına katıldığımda hem PC hem de yeni mobil işlemcilerini yakından görme şansım olmuştu. Snapdragon 8 Elite Gen 5 fazlasıyla güçlü bir işlemci ve yeni nesil amiral telefonlarda bu işlemciyi göreceğiz.
Ancak konumuz tabii ki Qualcomm’un işlemcisi değil ve konumuza geri dönemlim. X300 Pro, Geekbench’teki tek ve çok çekirdek testlerinde Xiaomi 17 Pro Max’e oldukça yakın sonuçlar veriyor. Snapdragon 8 Elite Gen 5, Dimensity 9500’ü yalnızca %2-3 farkla geçebiliyor.
İlginç şekilde, vivo X300 Pro, AnTuTu 10 testinde Xiaomi 17 Pro Max’ten daha yüksek skor alıyor. Yani aralarında öyle büyük bir fark yok gibi duruyor.
Vivo X300 Pro ve kamera performansı
Vivo X300 Pro, halihazırda sağlam bir kamera sistemine sahip olan selefine ince ama anlamlı iyileştirmeler getiriyor. Aynı zamanda vivo, markanın en üst seviyesi olan X200 Ultra modelinin üzerine çıkmamaya da dikkat etmiş. Bakın burası önemli. Ultra modeli hâlâ 35 mm ve 14 mm 1/1.28 inç kameralar ile daha parlak f/2.3 diyaframlı 85 mm telefoto lens üzerinde tek model konumunda.

Yüzeyde bakıldığında X300 Pro, X200 Pro ile neredeyse aynı kamera yapısına sahip gibi görünüyor. Ancak biraz daha derine indiğinizde, bazı sensörlerde ince değişiklikler fark ediliyor. Ana kamera, 50 MP LYT-828, yani Sony ile ortak geliştirilen yeni bir sensör. Vivo’nun kendi VCS 3.0 teknolojisini kullanıyor ve bu da daha doğru renk üretimi sağlıyor.

Ana kameranın optik sabitleme açısı da yükseltilmiş ve artık gimbal seviyesinde stabilizasyon sunabiliyor. vivo X300 bu özelliğe sahip değil.
Temel 3.7x telefoto kamera, görünüşte aynı 85 mm f/2.67 Zeiss T-kaplamalı, APO sertifikalı lens gibi duruyor. Muhtemelen daha önceki modellerdeki plastik yerine lens elemanları, artık florit camdan üretilmiş. Vivo, burada kullanılan ISOCELL HPB sensörünün, Samsung ile iki yıllık bir ortak çalışmanın ürünü olduğunu söylüyor. Sensör boyutu 1/1.4 inç ile aynı, dolayısıyla gelişmeler donanımdan ziyade işleme tarafında olmuş gibi görünüyor.

Bu işleme sürecinde vivo’nun kendi VS1 çipi, VS çipi ve Dimensity 9500’ün kendi görüntüleme NPU’su birlikte çalışıyor.
Tüm bu donanım birleşerek otomatik odaklama ve hareket takibi performansını ciddi biçimde artırıyor. Vivo, takip kararlılığının %200’den fazla iyileştiğini, kameranın milisaniye seviyesinde takip ve deklanşör tepkisi verdiğini söylüyor. Bu da konser veya spor etkinliği gibi hızlı hareket eden objeleri çok daha istikrarlı biçimde yakalayabileceğiniz anlamına geliyor.
Ön kamera da önemli bir yükseltme almış. Artık 50 MP çözünürlüklü ve otomatik odaklama (autofocus) özelliğine sahip. Görünüşe göre, vivo X200 Ultra’da kullanılanla aynı sensör kullanılmış.

Vivo, çift çip yapısından faydalanarak video yeteneklerini de geliştirmiş. X300 Pro, Cinematic Bokeh Video modunu 4K 60 fps’e kadar destekliyor (vivo’nun iddiasına göre bu, dünyada bir ilk, ama ben bu modun tarihçesini çok bilmiyorum, o yüzden bir yorum yapmayacağım.
Ayrıca hem geniş hem telefoto kameralar, 4K 120 fps’ye kadar çift kanallı elektronik görüntü sabitleme (EIS) desteğine sahip. Gerçek profesyoneller için ise artık tüm odak uzaklıklarında 4K 120 fps’de 10-bit Log video kaydı mümkün.

Kamera ayrıca 4K 60 fps’ye kadar Dolby Vision video kaydı yapabiliyor. Bir diğer yeni özellik ise “çift alanlı video kaydı” — bu mod, ön ve arka kameraların video akışlarını aynı anda birleştiriyor. Ayrıca video kaydederken, sadece kare dondurmak yerine gerçek bir fotoğraf çekebilmek de mümkün.
Tıpkı X200 Ultra’da olduğu gibi, X300 Pro da opsiyonel bir Fotoğrafçılık Kiti (Photography Kit) ile satın alınabiliyor. Bu kit, batarya tutacağına sahip özel bir kılıf ve 2.35x optik telefoto uzatma lensi içeriyor. Bu lens, 85 mm telefoto kamerayı 200 mm’ye kadar optik olarak genişletiyor. Kılıfın, önceki nesillere göre iyileştirildiği görülüyor ve uzatıcı lens, tüm kamera modlarında çalışabiliyor. Şimdilik bu lenslerle çekilmiş çok fotoğraf karesi elimde yok, çünkü bu ekipmanı kullanma şansım olmadı maalesef.

Kamera ile çektiğim örnekleri sizlerle paylaşıyorum, ama daha uzun süreli inceleme için Fotoğrafçılık Kiti ile birlikte X300 serisi elime geldiğinde çekimlerle ilgili daha detaylı konuşabiliriz.
OriginOS 6
Bugüne kadar vivo akıllı telefonlarında, sadece Çin pazarı için üretilen modeller OriginOS işletim sistemini kullanıyordu; Türkiye dahil uluslararası pazarlarda satılan vivo telefonlar ise FuntouchOS adlı farklı bir yazılımla çalışıyordu. Ben genellikle FuntouchOS’u biraz eski moda bir görünüm ve hisse sahip olduğu için çok alışamadım. OriginOS’i denemek isteyenler dolaylı yoldan Çin’den telefon getirip kullanabiliyor elbette, ama o da sıkıntılı. Çünkü Çin’de satılan modelleri kullanmaya kalktığınızda Çin’e özel ön yüklü uygulamalar, banka ve ödeme uygulamalarında kısıtlamalar ve çoğu zaman öngörülemeyen başka sorunlar geliyor.
Ama bu sıkıntılarla boğuşmak artık gerekmiyor. Çünkü artık OriginOS, bundan sonra hem Çin içindeki hem de küresel modellerde çalışacak tek kullanıcı arayüzü olacak. FuntouchOS’e ufaktan bir elveda diyebiliriz. Ülkemizde satışa çıkacak X300 Serisi, doğrudan OriginOS 6 yüklü olarak kutusundan çıkacak. İlerleyen dönemlerde de FuntouchOS yüklü telefonların bir kısmına da OriginOS gelecek.

OriginOS 6 sürümü, daha önce Çin’deki vivo modellerinde gördüğüm OriginOS 5’e göre kesinlikle büyük bir adım; ancak FuntouchOS 15 açısından bakıldığında, çok daha büyük bir değişim elbette. Benim için de esas ilgi çekici nokta bu.
OriginOS 6 ile ilgili uzmanlarla görüşme şansı buldum. Onların dediğine göre bu sürüm, kaynak kullanımını optimize ediyor ve hem hızı hem de pil ömrünü iyileştiriyor. Yeni sistemde Ultra-Core Computing adlı bir özellik var ve süreçler arası kaynak tahsisini Android’den “daha iyi” yaptığı iddiasında.
Yani rakam vermek gerekirse, uygulamaların ilk açılışında %18,5 daha hızlı başlangıç, kaydırma sırasında %10,5 daha stabil kare hızları sağlanıyor.
Memory Fusion özelliği, yüksek yük altındaki durumlarda yükleme hızlarını artırıyor.
Vivo’nun verdiği örneğe göre, 5.000 fotoğraflık bir albüm artık %106 daha hızlı açılıyor ve saniyeler içinde yükleniyor. Ayrıca 47 uygulama arka planda açık kalabiliyor.
Görüntü olarak da elimizde daha iyi bir malzeme var. Vivo, OriginOS’ta animasyonlara büyük önem vermiş. Animasyonlar daha tepkisel hale gelmiş; örneğin zıplama efekti, bulanık geçişler ve kullanıcı hareketi hızını yansıtan geçişler eklenmiş. Bunlar tam olarak parmakla tarif edilemese de, telefonun dokunuşlara öncekine göre çok daha doğal tepki verdiği hissediliyor.
FuntouchOS 15’e kıyasla belirgin biçimde daha akıcı.
Vivo bu güncellemede “pürüzsüzlük” konusuna da özellikle odaklanmış. Yine rakam vermek gerekirse OriginOS 6 ile birlikte dokunma tepkisi hızında %41 artış ve rakiplerine göre %26 daha iyi tepki süresi söz konusu.
Tüm bu anlattıklarımdan yola çıkarak da vivo, amiral gemisi modellerinde 5 yıl boyunca “ilk günkü kadar akıcı” deneyim vaat ediyor. 5 yıl kullandıktan sonra tekrar bir konuşmamız lazım, ama vivo’nun iddiası bu şekilde.
Geçen yılın X200 Pro modeli hâlâ bu iddiayı destekleyecek kadar akıcı hissettiriyor. Onu da söyleyeyim.
OriginOS 6, bugüne kadar yalnızca Çin modellerinde bulunan daha estetik Origin tasarımını, artık küresel vivo telefonlarına da getiriyor. Yeni sürümle birlikte şunları görüyoruz: Ayarlar menüsü yeniden tasarlanmış, Bildirim paneli ve kontrol merkezi daha modern bir görünüme kavuşmuş, özel bir yazı tipi eklenmiş, tam 2.800 simge yeniden tasarlanmış.
Kontrol merkezi sanıyorum ki FuntouchOS’ten gelen kullanıcılar için en belirgin değişikliklerden biri. Yeni gradyan bulanıklık efektleri ve geçiş animasyonları burada çok dikkat çekiyor.
Kilit ekranında ise Flip Cards yani Çevirilen Kartlar diyebileceğimiz özelliği var. Kullanıcılar galeriden dört farklı fotoğraf seçebiliyor ve telefonu yana eğdiklerinde kilit ekranı bu fotoğraflar arasında akıcı biçimde geçiş yapıyor.
Saatin her zaman açık ekran (AoD) konumundan kilit ekranına yumuşak bir geçişle kayması da oldukça şık bir detay.
Daha önceki OriginOS sürümlerinden tanıdık ama Funtouch kullanıcıları için tamamen yeni olan bir diğer özellik ise Origin Island. Bu, ön kamera çevresinde yer alan dinamik siyah bir alan; saat, müzik oynatıcı gibi bilgileri gösteriyor ve kopyala-yapıştır işlemlerinde etkileşimli bir alan haline geliyor.
Elbette bir dizi yapay zekâ destekli özellik de mevcut. Ama açıkçası çok kullanma şansım olmadı. O yüzden üzerinde durmayacağım.
Genel olarak baktığımızda, vivo’nun FuntouchOS yerine OriginOS’u küresel olarak kullanmaya başlaması kesinlikle iyi olmuş. Önceki arayüz eski ve sıradandı, ancak OriginOS 6 hem görsel açıdan çekici, hem akıcı, hem de birçok yeni işlev sunuyor. Bu da muhtemelen geniş bir kullanıcı kitlesi tarafından memnuniyetle karşılanacak.
vivo X300 ve X300 Pro’nun ikisi de, Fotoğrafçılık Kiti ile birlikte ülkemizde satışta olacak. Muhtemelen Kasım ayı gibi gelecek gibi duruyor. Türkiye fiyatı haliyle şu an için belli değil, ancak benim beklentim X200 Pro seviyesinde ya da bir ‘tık’ üzerinde olması yönünde. Yani 70 bin ila 80 bin TL arası bir fiyatla gelmesini beklerim.