Josep Borrell, Brüksel'de düzenlenen AB Dışişleri Bakanları Toplantısı sonrası basına açıklamada bulundu. Viktor Orban ve hükümetinin söylediğinin aksine AB'nin savaş yanlısı politika gütmediğini ifade eden Borrell, "Biz bunu şiddetle reddediyoruz. Macaristan Başbakanı ve Macaristan Dışişleri Bakanı tarafından yapılan açıklamaları ve uygulamaya konulan eylemleri analiz ettik ve tek bir istisna dışında tüm üye ülkelerin bu davranışı çok eleştirdiğini söyleyebilirim" ifadesini kullandı.
Borrell, AB'nin Ukrayna konusundaki pozisyonunun net olduğunu vurgulayarak, "AB, uzunca bir süredir Brüksel'deki tek barış planı olan (Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir) Zelenskiy'nin barış formülünü desteklemektedir ve desteklemeye de devam edecektir" dedi.
Savaştan taraf olanın, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin olduğunu ifade eden Borrell, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Savaş yanlısı olan tek kişi, herhangi bir görüşme ve ateşkes için ön koşul olarak Ukrayna'nın bölünmesi ve cezalandırılması çağrısında bulunan Putin'dir. Her gün binlerce füze, insansız hava aracı ve bombalar, daha fazla askeri saldırı olacağına dair uyarılar gönderiyor. Bu yüzden savaş yanlısı olan hakkında konuşmak istiyorsanız Putin hakkında konuşun, AB hakkında değil"
Orban'ın "barış misyonu" olarak nitelediği 5 Temmuz'daki Rusya ziyaretini de eleştiren Borrell, "Adil ve kalıcı bir barış için Ukrayna'nın özgürlüğünü ve bağımsızlığını korumak ve savaşın başlamasından bu yana işlenen pek çok savaş suçunun hesabının sorulmasını sağlamak gerekir. Bu temel esasları göz ardı eden herhangi bir sözde barış misyonu, günün sonunda sadece Putin'e fayda sağlar ve tek bir istisna dışında barış getirmez" diye konuştu.
Orban'a sembolik tepki
Borrell, Orban'ın, dönem başkanlığı görevini üstlenirken yaptığı açıklamalar ve eylemlerden 25 üye ülkenin rahatsız olduğunu aktararak, Macaristan'a AB Antlaşmasının dış politikada ortak menfaatin korunması ve sadık işbirliğini öngören maddesinin hatırlatıldığını dile getirdi.
"Sembolik bir sinyal olsa bile, savaşın tarafı olarak AB'nin dış politikasına karşı olmanın bazı sonuçları olması gerektiğine dair bir sinyal göndermemiz gerekiyor." diyen Borrell, bu amaçla Budapeşte'de yapılması planlanan bir sonraki dışişleri ve savunma bakanları toplantısının Brüksel'de yapılmasına karar verildiğini duyurdu.
Öte yandan bunun "boykot" anlamına gelmediğini belirten Borrell, "Boykot kelimesini reddediyorum. Toplantı gerçekleşecek ve Macaristan da orada olacak. İster Budapeşte'de ister Brüksel'de olsun." dedi.
Ne olmuştu?
Macaristan Başbakanı Orban'ın "barış misyonu" olarak adlandırdığı ve ülkesinin AB dönem başkanlığını devralmasının 5. gününde Moskova'ya yaptığı ziyaret, AB içerisinde tepki çekmişti. AB Komisyonu Başsözcüsü Eric Mamer, konuyla ilgili daha önceki açıklamasında, AB'nin Macaristan tarafından ziyaret öncesinde bilgilendirilmediğini belirtmişti.
AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen de "Orban, Moskova'yı ziyaret ediyor. Putin, yatıştırılarak durdurulamaz. Ukrayna'da kapsamlı, adil ve kalıcı bir barışın yolunu ancak birlik ve kararlılık açacaktır." değerlendirmesini yapmıştı.
Avrupa Birliği (AB) Konseyi Başkanı Charles Michel ise "AB dönem başkanlığının AB adına Rusya ile temas kurma yetkisi yoktur." uyarısında bulunmuştu.
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell de "Macaristan Başbakanı hiçbir şekilde AB'yi temsil etmiyor." mesajını paylaşmıştı.
Ancak AB'den gelen tepkilere rağmen Orban, Moskova'yı ziyaret etmiş, amacının Birliği temsil ederek müzakere başlatmak değil, barış yolunda ilk adımların atılmasına hizmet etmek olduğu dile getirmişti.
AB Komisyonu, 15 Temmuz'da, Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen'in dönem başkanı Macaristan'ın başkanlığında yapılacak tüm gayriresmi toplantılarda Komisyon üyelerince değil, kıdemli memurlar tarafından temsil edilmesine karar verildiğini duyurmuştu. Bazı üye ülkeler ise daha öncesinde söz konusu toplantılara, "boykot" olarak, bakan düzeyinde katılmayacaklarını duyurmuştu.
Michel, AB Komisyonunun Macaristan'ın dönem başkanlığında yapılacak gayriresmi toplantılardaki temsil seviyesinin düşürülmesi suretiyle boykot edilmesine karşı olduğunu belirtmişti.
Kaynak: AA