01 Mayıs 2024, Çarşamba Gazete Oksijen
Haber Giriş: 18.04.2024 10:08 | Son Güncelleme: 18.04.2024 10:15

Bloomberg yazdı: Netanyahu İran'ı vurmakla müttefiklerini dinlemek arasında sıkıştı

İsrail'de insanların bir kısmı ve hükümetteki aşırı sağcılar İran'a karşılık vermek isterken müttefikler bu durumu desteklemiyor. Orta Doğu'nun daha büyük bir savaşa sürüklenip sürüklenmeyeceği başbakanın siyasi olarak hayatta kalma içgüdülerine bağlı olabilir
Bloomberg yazdı: Netanyahu İran'ı vurmakla müttefiklerini dinlemek arasında sıkıştı

Irak 1991 başlarında İsrail'e düzinelerce Scud füzesi fırlattığında, ABD dönemin Başbakanı Yitzhak Şamir'e karşılık vermemesi için yalvardı. Şamir harekete geçmesi gerektiğini söyledi. Günlerce süren gece yarısı telefon görüşmeleri, üst düzey ziyaretler ve uzun kabine toplantılarının ardından İsrail geri çekildi ve ABD, Körfez Savaşı'nda Irak'ı yenilgiye uğratan 42 uluslu ittifaka liderlik etti.

Müttefikleri savaşmak istemiyor

İran'ın geçen hafta sonu İsrail'e 350 füze ve insansız hava aracı fırlatma kararı, o tarihten bu yana ilk kez egemen bir ülkenin Yahudi devletine böyle bir saldırı gerçekleştirmesi anlamına geliyor. Likud partisinin bir diğer sertlik yanlısı lideri Binyamin Netanyahu şu anki başbakan ve kabine toplantıları bir şeyler yapılması gerektiğine odaklanırken aynı derecede çılgın bir dizi telefon ve ziyaretçi onu tepki vermemeye çağırıyor. Ancak birçok paralellik sunsa da, son olaylar 1991'den en az bir önemli yönden farklı: İsrail'in güçlü Batılı müttefikleri onun için savaşmayı teklif etmiyor. Aksine, şu anda kimsenin İran'a askeri olarak meydan okumamasını öneriyorlar. Netanyahu'nun aşırı sağcı koalisyonu da dahil olmak üzere İsrail'de pek çok kişi bunun işe yaramayacağını söylüyor.

İsrail'in Suriye'deki diplomatik yerleşkesine yaptığı saldırının intikamını almak isteyen İran, İsrail'e olan operasyonunun sona erdiğini açıkladı. İsrail yaylım ateşini neredeyse hiç hasar ya da ölüm olmadan püskürttükten sonra başarılı olduğunu iddia etti. Yine de iki ülkenin Orta Doğu'nun ötesinde yansımaları olacak daha derin bir doğrudan çatışmaya girip girmeyeceği ve cevabın ne kadarının İsrail siyasetine ve Netanyahu'nun hayatta kalma içgüdülerine bağlı olduğu acil bir soru olarak ortada duruyor.

"Sessizce sineye çekemeyiz"

Maliye Bakanı Bezalel Smotrich çarşamba günü İsrail Ordu Radyosuna yaptığı açıklamada "Bunu sessizce sineye çekemeyiz. Orta Doğu'daki yerimiz ve çocuklarımız açısından bir dönüm noktasındayız. Caydırıcılığımız sorunlu bir noktada ve zayıf bir yanıt tehlikeli" ifadelerini kullandı. ABD Başkanı Joe Biden ve İngiltere Başbakanı Rishi Sunak tüm hafta boyunca Netanyahu'ya, onların ve komşu Arap devletlerinin yardımıyla İsrail'in kendisine yöneltilen mermilerin yüzde 99'unu durdurduğu gerçeğine atıfta bulunarak "kazandığını kabul etmesini" söylediler.

Halk da ikiye bölünde

İsrail hükümeti ve kamuoyu aslında nasıl hareket edileceği konusunda ikiye bölünmüş durumda. İbrani Üniversitesi'nin çarşamba günü yayınladığı bir ankete göre halkın yarısı İsrail'in karşılık vermemesi gerektiğini düşünürken, yarısı da mevcut çatışmanın uzaması anlamına gelse bile karşılık vermesi gerektiğini söylüyor. Bir de bunun nasıl yapılacağı ve tek başına yapılıp yapılmayacağı var. Hava kuvvetlerinin eski başkanlarından Tuğgeneral Zvika Haimovich, İsrail'in hiçbir şey yapmamasının mümkün olmadığını söyledi ancak "İsrail'in İran'a karşı tek başına durmamasının çok önemli olduğunu düşünüyorum" dedi.

Yurtdışındaki pek çok yorumcu İsrail'in müttefiklerinin bu denli destek vermesine rağmen Netanyahu'nun kendi siyasi bekası için onları görmezden gelmesinden duyduğu hayal kırıklığını dile getiriyor. İddiaya göre görevde kalmak için Smotrich gibi aşırı sağcı ortaklarına ihtiyacı var ve bu yüzden en iyinin peşinden gitmek yerine onları dinliyor. Netanyahu halihazırda ülke tarihinin en uzun süre görevde kalan başbakanı. Ancak 74 yaşındaki Netanyahu, aşırı sağcı hükümetinin popülist politikalar izlemesi ve 7 Ekim'deki Hamas saldırısını öngörememesi nedeniyle hiç sevilmese de, İsrail'de kendisini eleştirenler de dahil olmak üzere çok az kişi İran konusundaki ikilemin büyük ölçüde kendisiyle ilgili olduğunu düşünüyor.

"Mesele Netanyahu değil"

Ekonomi gazetesi Calcalist'in yayıncısı ve Netanyahu'nun sert eleştirmenlerinden Yoel Esteron, "Mesele Netanyahu değil. Bir şeyler yapmamız gerektiğini söyleyenler arasındaki bölünme artık gerçekten siyasi değil. Kesinlikle solda yer alan ve yüzlerce füzeyi karşılık vermeden tolere edemeyeceğimizi söyleyen insanlar ile erkekliklerini göstermeye hevesli generallerin 'Bir dakika, duralım' dediklerini duyuyorum" dedi. 

Netanyahu'yu yakından tanıyanlar bunun birkaç nedenden ötürü kendisi için bir dönüm noktası olduğunu söylüyorlar. İran on yıllardır onun stratejik kaygılarının merkezinde yer alıyor. ABD 2003 yılında Saddam Hüseyin'in Irak'ıyla yeniden savaşa girdiğinde, asıl tehdidin İran olduğunu savunuyordu. İkincisi, 7 Ekim başarısızlığı, mevcut anı bir geri dönüşe çeviremez ve İsrail'in güvenlik pozisyonunu yeniden şekillendiremezse mirasını belirleyecek. Sonuç olarak, bundan sonra ne yapacağına karar vermekte acele etmediğini söylüyorlar.

İsrail, Gazze'de Hamas'a karşı yürüttüğü savaş nedeniyle müttefiklerinin sert eleştirilerine maruz kaldı. ABD ve Avrupa Birliği tarafından terör örgütü olarak kabul edilen Hamas'a göre, Hamas savaşçılarının geçen Ekim ayında İsrail'e girerek bin 200 kişiyi öldürmesi ve 250 kişiyi kaçırmasıyla başlayan bu savaşta 33 bin kişi öldü. İsrail'in tünellerdeki Hamas savaşçılarının kökünü kazıma çabaları sırasında bütün mahalleler yerle bir edildi. Açlık kol geziyor. Dolayısıyla aynı hükümetlerin şimdi İran'ı yaptırımlarla cezalandırma sözü vererek sıcak bir şekilde kucaklaması rahatlatıcı oldu.

İran'ın yanı sıra Gazze'de hala çok sayıda İsrailli rehineyi elinde tutan Hamas savaşçıları var. Ayrıca kuzeyinde bir başka İran vekili olan Hizbullah'la da her gün çatışıyor. Ve pek çok İsrailli şu anda İran'ı karşısına almaktansa bu çatışmalarla uğraşmayı tercih ediyor. İbrani Üniversitesi Truman Enstitüsü'nde İran üzerine araştırmalar yapan Menahem Merhavy, "İsrail'in 7 Ekim'de fark ettiği bir şey, caydırılmış olduğunu düşündüğümüz hedeflerin  her zaman öyle olmadığı. Hamas caydırılmadı; Hizbullah caydırılmadı. Önümüzde hala Gazze, rehineler ve kuzey var. Şu anda odaklanmamız gereken yer burası" diye konuştu.