17 Aralık 2025, Çarşamba
Haber Giriş: 17.12.2025 10:34 | Son Güncelleme: 17.12.2025 12:21

Çin neden 168 milyar dolara Himalayalar'da baraj inşa ediyor? 1.5 milyar insan susuz kalabilir

Tibet’te Yarlung Tsangpo Nehri’nin “Büyük Bükülme” bölgesinde inşa edilen 168 milyar dolarlık hidroelektrik projesi, Çin’in enerji kapasitesini dünya çapında artırmayı hedeflerken, ekosistem ve yerel halk üzerinde ciddi riskler taşıyor. Proje, Hindistan ve Bangladeş'i susuz bırakabilir
Çin neden 168 milyar dolara Himalayalar'da baraj inşa ediyor? 1.5 milyar insan susuz kalabilir
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Çin, Tibet’te Yarlung Tsangpo Nehri’nin alt kısımlarında 168 milyar dolarlık bir hidroelektrik projesi başlattı. Projenin merkezi, nehrin “Büyük Bükülme” olarak bilinen, yaklaşık 50 kilometrelik bir kesiminde 2.000 metre yükseklik farkı bulunan bölgesi. Bu potansiyel, Çin’in mevcut en büyük hidroelektrik santrali Üç Boğaz Barajı’ndan üç kat daha fazla elektrik üretebilecek kapasite anlamına geliyor.

Projenin, Çin’in elektrikli araçlar ve enerji yoğun yapay zeka sistemleri için gerekli enerjiyi sağlaması, aynı zamanda ülkenin temiz enerji hedeflerine katkıda bulunması bekleniyor. Çin lideri Şi Cinping, projeyi “hızlı, sistemli ve etkin” bir şekilde ilerletme talimatı verdi.

Stratejik ve ulusal güvenlik boyutu

CNN International'ın haberine göre uzmanlar, projenin yalnızca enerji üretimi değil, aynı zamanda ulusal güvenlik açısından da kritik olduğunu belirtiyor. Tibet’teki bu stratejik konum, Çin’in Hindistan ile tartışmalı sınırları ve etnik azınlık bölgeleri üzerindeki kontrolünü pekiştirme amacına hizmet ediyor.

Hindistanlı yetkili Rishi Gupta, “Çin’in Himalayalar’daki altyapı projelerini incelediğinizde, özellikle Tibet sınırında yer alan projeler, stratejik olarak konumlandırılmış durumda” diyor.

Barajın özellikleri neler?

Projeye göre, Mainling şehrinde bir baraj ve rezervuar inşa edilecek. Rezervuar, suyun tüm hidroelektrik sistemi boyunca akışını düzenleyecek. Nehrin bir kısmı, dağlardan ve vadilerden tüneller aracılığıyla beş kademeli hidroelektrik santrale yönlendirilecek. Her santral, bir öncekinden yüzlerce metre daha alçakta olacak ve enerji üretecek.

Sistemin toplam uzunluğu, kuş uçuşu yaklaşık 150 kilometreyi bulabilir. Ancak santrallerin tam konumları ve rezervuarların ne kadar araziyi su altında bırakacağı hala belirsiz.

Riskleri önlemek imkansız

Proje, dünyanın en ekolojik ve jeolojik açıdan hassas alanlarından birinde yer alıyor. Yarlung Tsangpo’nun Büyük Bükülme bölgesi, dünyanın en derin kanyonlarından birine sahip ve Bengal kaplanı, bulutlu leopar, kırmızı panda gibi türlerin yaşam alanlarını içeriyor.

Depremler, heyelanlar, buzul gölü taşkınları ve iklim değişikliği nedeniyle artan doğal afet riskleri, projenin güvenliği için büyük bir zorluk oluşturuyor. Uzmanlar, Çin’in mühendislik kapasitesine güvense de, bu koşullarda risklerin tamamen önlenmesinin imkansız olduğunu belirtiyor.

Yerel halkın durumu ne?

Proje, Tibet’te yaşayan on binlerce kişiyi, özellikle Monpa ve Lhoba gibi azınlık gruplarını yerinden edecek. Çinli yetkililer, yeni ibadet yerlerinin ve konut alanlarının oluşturulduğunu, yerel halkın taşınacağını doğruladı. Sosyal medyada yerel halk, anılarını geride bırakmak zorunda kaldıklarını ifade ediyor.

Yetkililer, projeye katılan işçilerin ve taşınan köylülerin sayısında artış olduğunu raporladı ve herhangi bir suç veya aksaklık durumunda sert müdahale tehdidinde bulundu.

Hindistan ve Bangladeş için susuzluk riski

Yarlung Tsangpo Nehri, Hindistan’da Brahmaputra adını alıyor ve milyonlarca insanın balıkçılık ve tarım için kullandığı bir su kaynağı. Hindistan yetkilileri, projenin “su bombası” riski taşıdığını ve Çin’in ne zaman ve nasıl su bırakacağı konusunda güvenilir olmadığını belirtiyor. Bu durum bölgedeki 1.5 milyar insanı etkileyebilir.

Uzmanlar, projenin sel kontrolüne olumlu katkısı olabileceğini, ancak veri paylaşımı ve şeffaf yönetim olmadan ciddi risklerin devam edeceğini vurguluyor. Nehirdeki su değişimleri, sediman taşınımı ve balıkçılık üzerinde de etkili olabilir.

Bölgede yaşanan baraj yarışı

Hindistan, Brahmaputra Nehri üzerinde kendi 11.200 MW kapasiteli baraj projesini hızlandırıyor. Bu durum, iki ülke arasında bir “baraj yarışına” yol açabilir. Uzmanlar, bu yarışın çevresel ve sosyal riskleri artıracağı konusunda uyarıyor.

Brian Eyler, “Eğer iki ülke mega baraj sistemi üzerinde birlikte çalışabilirse riskler azaltılabilir, aksi halde bu bir yarışa dönüşür ve nehir için en kötü senaryo ortaya çıkar” diyor.

Çin, Tibet’i yeşil enerji üssüne dönüştürmeyi planlıyor. Hidroelektrik santraller, güneş ve rüzgar enerjisi ile birleşerek yüksek irtifada süper bilgisayar tesislerini besleyecek ve elektrik doğuya iletilecek.

Bu plan, Çin’in iklim hedeflerini ve enerji güvenliğini sağlama çabası ile Tibet’in ekonomik kalkınmasını artırmayı hedefliyor, ancak projenin ekolojik hassasiyetler ve yerel topluluklar üzerindeki etkisi göz ardı edilemez.

Bilim insanları ve hak grupları, projeye başlamadan önce kapsamlı biyolojik çeşitlilik araştırmaları yapılmasını istiyor. Çin yetkilileri, projede gelişmiş çevresel izleme sistemleri kullanıldığını ve ekolojik koruma önlemlerinin alındığını belirtiyor.

Ancak uzmanlar, böylesi büyük bir projede yerel ekosistem ve türler üzerinde etkilerin kaçınılmaz olduğunu vurguluyor.

Kaynak: Gazete Oksijen