Andrew Ross Sorkin, Ravi Mattu, Bernhard Warner, Sarah Kessler, Michael J. de la Merced ve Lauren Hirsch / The New York Times
Amazon’un milyarder kurucusu ve The Washington Post gazetesinin sahibi Jeff Bezos, çarşamba günü DealBook Zirvesi’nde yaptığı açıklamalarda The Post’un ABD seçimlerinde başkan adayı desteklemekten vazgeçme kararını savundu ve ikinci Trump yönetimi için iyimser düşüncelerini dile getirdi.
The New York Times’ın finans yazarı Andrew Ross Sorkin’e konuşan Jeff Bezos, zirvede girişimciliğe ve liderliğe bakışını, kişisel felsefesini de anlattı.
‘Dağınık’ toplantıları neden seviyor?
Kendi etkisi hakkında ne düşündüğü üzerine yapılan bir konuşmada Bezos, kendisini bir “gezgin” gibi gördüğünü söyledi. Bezos, bu bakış açısını toplantılara da kattığını, yalnızca günün ilk toplantısına zamanında gittiğini söyledi. Bezos, “Çünkü bir toplantı gerçekten bitmeden sonlandırmıyorum” dedi.
Bezos sözlerine şöyle devam etti:
“Toplantılarda bir gezgin gibi hareket etmeyi öğretiyorum. Haftalık iş değerlendirmesi ya da planı önceden belirli olan bir konuda yapılan bazı toplantılar var. Burada bir gündeminiz olur ve bu net olur. Ancak başka türlü toplantılar da var. Verimli geçen toplantıların çoğunda altı sayfalık notlar hazırlar, yarım saatlik çalışma süresi ayırır ve bunları okuruz. Sonra da dağınık bir tartışma yaparız. Notların tertemiz ve güzel olmasını isterim sonra toplantı dağınık ilerleyebilir”
Bezos, toplantıları bu şekilde yönetmenin değerini şöyle anlattı:
"Her şeyin önceden çözülüp sonra size sunulmasını istemezsiniz. Sürecin bir parçası olmak istersiniz. Yani, bana o çirkin tarafları gösterin. Ve her zaman şunu sorarım: Ekipte farklı görüşler var mı? Biliyor musunuz? Tartışmaya ulaşmaya çalışmak istiyorum”
Girişimci olarak gözünü karartmak
Ross Sorkin, Bezos’a Amazon ve Blue Origin ölçeğinde girişimler için özgüvenini nereden aldığını sordu. Bezos’un yanıtı şöyle oldu:
“Bence riskleri daha yüksek görüp olanakları gözardı etmek insan doğasında olan bir şey. Bu nedenle girişimcilerin genel olarak insan doğasına aykırı davranmaya çalışma tavsiyesi aldığını düşünüyorum. Riskler muhtemelen algıladığınız kadar büyük ve olanaklar sandığınızdan daha büyük olabilir.
"Yani, bunu özgüven olarak tanımlıyorsunuz, ama belki de bu sadece öngyargıyı kabul etmek, buna karşı denge kurmaya çalışmak ve telafi etmeye çalışmaktır. İkinci olarak şunu belirtmek isterim ki, küçük düşünmek kendi kendini gerçekleştiren bir kehanettir"
İş yerinde duyguları göstermenin önemi
Ross Sorkin, Bezos’a her zaman özgüven sergilemek zorunda olduğunu hissedip hissetmediğini sordu. Bezos, destekleyici bir ailesi olduğunu, ancak öfkenin izin verilen tek olumsuz duygu olduğunu söyledi. Bezos, bu yaklaşımın bir şirket kurarken faydalı olabileceğini belirtti ve ekledi: “Çok kötü günler olacak, insanları motive etmek zorundasınız”.
“Konuşma sırası bana geldiğinde ‘Korkuyorum’ diyorum”
Bezos, son zamanlarda üzüntü, korku ve kaygı gibi duyguları göstermekten gelen değeri anlamaya başladığını ekledi:
“Özellikle kendi ailemle ve yakın ilişkilerimle, çocuklarım, kardeşim, anne-babam ve diğerleriyle, fark ettim ki, üzüldüğümde ya da korktuğumda bu duygularımı paylaşmazsam onlarla gerçekten samimi olamıyorum. Bu konuda onlarla çalışmaya başladım ve çok anlamlı buldum. Bu ilişkileri çok derinleştirebildim. Sonra fark ettim ki, bu duygular iş yerinde de geçerli.
Tüm duygularınız bir tür erken uyarı sistemi gibi. Eğer stresliyseniz, bu benim için bir tür erken radar gibi bir şey; harekete geçmediğim bir şey olduğunu algılıyor. Bu önemli bir gösterge. Eğer tüm olumsuz duygularınızı hayal kırıklığı ya da öfke gibi bir şeye kanalize ediyorsanız, aslında çok da net davranmıyorsunuz. Örneğin, bir toplantıda bir süre dinliyorum ve konuşma sırası bana geldiğinde ‘Korkuyorum’ diyorum. Bu çok daha etkili oluyor”
Amazon’dan ayrılmak
Ross Sorkin, Bezos’a 2021’de Amazon’un CEO’luğundan ayrılmanın nasıl bir şey olduğunu sordu. Bezos, bu durumu bir çocuğun büyüyüp bağımsız hale gelmesiyle kıyasladı:
“Bir ebeveyn olarak bağımsız bir çocuk, artık genç bir yetişkin yaratmayı umuyorsunuz, yani dünyada kendi başına yol alabilecek biri. Size bağımlı olmalarını istemezsiniz. Eğer bağımlı olurlarsa, başarısız olmuşsunuzdur. Şirket içinde ve kendime her zaman şunu öğütledim: Kimse vazgeçilmez değildir. CEO’ların her gün aynaya bakıp şu soruyu sorması gerektiğini düşünüyorum. “Ben vazgeçilmez değilim”. Amazon’un bensiz de yoluna devam etmesini istiyorum. Bu arada hâlâ Amazon’dayım, tamamen ayrılmadım. Ama ben de bir ebeveynim. 60 yaşında bir adamım ve hâlâ annemle babam benim için endişeleniyor. Yani bir ebeveyn olmaktan asla vazgeçmezsiniz”.
© 2024 The New York Times Company