Bu yılki Dünya Ekonomik Forumu'nda yapay zekanın potansiyel silah haline gelmesi tehdidinden yeşil sübvansiyonların yol açtığı ticaret savaşına kadar birçok konu ele alındı. İsviçre'nin Davos kasabasında düzenlenen kongrede bir dizi önemli tema ortaya çıktı. İşte küresel seçkinlerin bu yılki buluşmasına damgasını vuran en önemli beş soru.
1-Çin Batı ile dost olmaya mecbur kalacak mı?
ABD eski Başkanı Donald Trump'ın Çin ile ticaret savaşı doğu ile batı arasındaki ilişkilerin dibe vurmasına neden oldu. Ancak Covid ve ticari gerilimlerin geçen yıl Çin'in büyümesini yarı yarıya azaltarak sadece yüzde 3'e düşürmesi ve Apple gibi batılı işletmelerin dünyanın ikinci en büyük ekonomisinden işlerini çekmesiyle Pekin daha az saldırgan bir yaklaşım benimseyebileceğini ima etti.
Çin Başbakan Yardımcısı Liu He, Davos'ta yaptığı konuşmada "Soğuk savaş zihniyetini terk etmeliyiz. Daha geniş bir alana açılmalı ve daha iyi çalışmasını sağlamalıyız" ifadelerini kullandı. Batı'nın buna inanmaya hazır olup olmadığını zaman gösterecek. Bazı teknoloji şirketlerinin yöneticileri, zirve sırasında Çin'deki faaliyetlerini anlamak isteyen Amerikan istihbarat yetkililerinin kendilerine ulaştığını söyledi. Bir teknoloji patronu "Hangi tarafta olduğunuzu bilmek istiyorlar" dedi.
Çin yapay zekayı silah haline getirebilir
FBI direktörü Christopher Wray, Çin'in yapay zeka (AI) programının ülke tarafından silah haline getirileceğini savunan bir konuşma yaptı ve katılımcılara "Çin hükümetinin dünyadaki diğer tüm uluslardan daha büyük bir bilgisayar korsanlığı programı var" dedi. Birçok ekonomist de Çin'in yeniden hızlı bir şekilde açılmasının, mal talebini körükleyerek hızlı enflasyonu yeniden ateşleyebileceğini düşünüyor.
2-Yapay zeka işinizi elinizden almaya mı geliyor?
Yapay zeka alanında kaydedilen hızlı ilerlemeler, sadece iş dünyası için ne anlama geldiği konusunda değil, aynı zamanda büyük ölçekte yanlış bilgi üretme riskleri konusunda da bir uyarı dalgasına yol açtı.
Automation Anywhere'in CEO'su Mihir Shukla, yapay zekanın bir sonucu olarak, bir makinenin daha önce 30 gün sürecek bir mortgage başvurusunu üç dakika içinde işleme koymasının artık mümkün olduğunu söyledi. Stanford Üniversitesi'nde dijital ekonomi profesörü olan Erik Brynjolfsson, geçmişte makinelerin işçilerin yerine geçmediğini bunun yerine insanların işleri daha iyi yapmalarını sağladığını ve daha yüksek ücretlere yol açtığını söyledi.
Beyaz yakalı işleri için endişelenmelisiniz
Yine de IBM Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO'su Arvind Krishna, yapay zeka nedeniyle işten çıkarmaların yaşanacağını öngördü. Krishna "Fiziksel işlerden ziyade büro işleri, beyaz yakalıların olduğu işler hakkında endişelenmelisiniz. Bunların büyük bir kısmı değiştirilecek. O halde soru şu: Bunların yerine hangi işleri yaratacaksınız?" dedi.
Brynjolfsson bir başka tehdit daha tespit etti. Dünyanın botlar tarafından üretilen ve büyük ölçekte dezenformasyon yayan e-posta, gönderi ve tweetlerle dolup taşma riskiyle karşı karşıya olduğunu belirten Brynjolfsson, doğruyu yanlıştan ayıracak bir kontrol mekanizmasına ihtiyaç duyulduğu uyarısında bulundu.
3-Biden'ın 369 milyar dolarlık yeşil sübvansiyon planı yardımcı mı olacak yoksa engel mi olacak?
ABD ve AB ülkeleri Davos'a 369 milyar dolarlık bir tartışmayla geldi. Joe Biden'ın Enflasyon Azaltma Yasası (IRA) olarak bilinen geniş yeşil sübvansiyon planı. Bu yasa, elektrikli arabalar, bataryalar, güneş panelleri ve rüzgar enerjisi gibi yenilenebilir enerji teknolojileri de dahil olmak üzere fosil yakıtlardan uzaklaşmak için hayati önem taşıyan yeşil teknolojilere yatırım yapan şirketlere kapsamlı devlet yardımı sağlıyor. Çek Cumhuriyeti Sanayi ve Ticaret Bakanı Jozef Síkela bunu sporda uygulanan doping ile eş tuttu ve şirketleri Avrupa'dan ABD'ye çektiğini söyledi. Ancak Uluslararası Enerji Ajansı İcra Direktörü Fatih Birol, Bunun Paris 2015 anlaşmasından sonraki en önemli iklim eylemi olduğunu söyledi.
Bazıları bunun ABD ve AB arasında, on yıllardır süren Boeing ve Airbus arasındaki sübvansiyon anlaşmazlığına benzer bir ticaret savaşına yol açabileceğini düşünüyor. Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde, sübvansiyon yarışının dibe doğru bir yarış olmayacağını söyledi. Birleşik Krallık İşçi Partisi lideri Sir Keir Starmer daha aktivist bir devlet fikrini benimserken, Birleşik Krallık Ticaret Bakanı Grant Shapps bu fikre daha soğuk yaklaştı. Shapps bu fikri tehlikeli olarak nitelendirdi.
4-Yeni bir borç krizi kapıda mı?
Dünyadaki ülkelerin yaklaşık dörtte biri borç sıkıntısı içinde ya da bunun eşiğinde. Davos'ta yoksul ülkelerin mali sıkıntılarını takip eden çok taraflı kuruluşların her biri endişelerini dile getirdi. BM Kalkınma Programı yöneticisi Achim Steiner, kapsamlı bir çözüme acil ihtiyaç olduğunu ancak gerekli bant genişliği ya da liderliğin olup olmadığından emin olmadığını söyledi.
Steiner, "Sorunla orantılı hiçbir şey yapılmıyor. G20 ve Bretton Woods kurumları IMF ve Dünya Bankası gibi bu konuyla ilgilenmek üzere kurulmuş olan kurumların bir yıldır hareketsiz kaldığına dair giderek artan bir tespit var var" dedi. Ülkeler, yavaşlayan küresel büyüme ve yükselen faiz oranları nedeniyle borçlarını ödemekte zorlanıyor. Birçoğu da döviz piyasalarında değer kazanan ABD doları cinsinden borçlandı.
5-Körfez ülkeleri modernleşebilir ve hidrokarbonlardan vazgeçebilir mi?
Davos gezinti alanındaki vitrinleri süsleyen şirket logoları, değişen ekonomik talihin iyi bir göstergesi. Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden sonra kara listeye alınması ve Çin'in düşük bir profil çizmesiyle, petro-dolarlarla dolup taşan Körfez ülkeleri İsviçre'deki kayak merkezini kitlesel olarak ele geçirdi. Birleşik Arap Emirlikleri'nin lojistik şirketi DP World'den Veliaht Prens Muhammed bin Salman'ın Suudi Arabistan'ı modernleştirme planının temel taşı olan 500 milyar dolarlık mega kent Neom'a kadar, konferans merkezine doğru uzanan uzun yola Orta Doğulu markalar hakim oldu.
Körfez ülkeleri, şirketler ve işletmeler petrol ve gazdan uzaklaştıkça modernleşebileceklerini dünyaya kanıtlamak zorunda. Suudiler Dünya Ekonomik Forumu'nu krallığın Vizyon 2030 adı verilen modernleşme planını ve kadınların ekonomideki artan rolünü tanıtmak için kullanırken, Batı'nın Ekim 2018'de öldürülen Cemal Kaşıkçı'nın cinayeti gibi durumların Veliaht Prens Muhammed'le ilişkilendirilmesini unutmasını umuyor.
ABD'li bankacılık devi Citi'nin patronu Jane Fraser ve Uluslararası Para Fonu Genel Müdürü Kristalina Georgieva'nın katıldığı panelde daha fazla kadının iş gücüne katılımı ve ekonomik değişim tartışıldı. Fraser, "Suudi Arabistan'a gidip iş perspektifinden fırsatların neler olduğuna baktığınızda bu oldukça nefes kesici". Bir bankacı olarak insan heyecanlanıyor" ifadelerini kullandı.