05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 15.11.2025 15:40 | Son Güncelleme: 15.11.2025 15:55

Diploması mutfağı: Menüler hangi siyasi mesajları, nasıl iletiyor?

Portekizli araştırmacılar, 1910–2023 arasında düzenlenen diplomatik yemeklerin menülerini inceleyerek, yemeklerin dış politika ve jeopolitiği yansıtmak, ittifakları güçlendirmek ve kültürel mesajlar iletmek için stratejik olarak kullanıldığını ortaya koyuyor
Fotoğraf: Shutterstock
Fotoğraf: Shutterstock
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Yemek, insanları bir araya getirmenin ötesinde, politik duruşları iletmek, kültürler arası anlayışı geliştirmek veya gerektiğinde gerilim yaratmak için bir araç olarak kullanılıyor. 

Phys.org'un aktardığına göre Portekizli araştırmacılar, 20. ve 21. yüzyıllarda düzenlenen diplomatik yemekler, resmi resepsiyonlar ve devlet davetlerinin menülerini inceleyerek yemeklerin Portekiz dış politikasını ve jeopolitiğini nasıl yansıttığını ve şekillendirdiğini ortaya koydu.

Frontiers in Political Sciences makalesinin baş yazarı ve Basque Culinary Center’da gastronomik bilimler araştırmacısı olan Oscar Cabral “Bu yemekler, Portekiz dış politikasının uygulanması ve sürekliliğinde önemli diplomatik kurumlar olarak rol oynuyor” diyor. 

Cabral, “Gastronomi uygulamaları, diplomatik müzakereleri kolaylaştırmak, kültürel değişim fırsatları sunmak, politik mesaj iletmek ve Portekiz kültürünü tanıtmak açısından kritik rol oynuyor” ifadelerini kullanıyor.

Politik mesajlar menülerde gizli

Cabral, “Menüler, kasıtlı olarak politik mesajlar vermek ve gastronomi dışı unsurları iletmek amacıyla tasarlanabilir. Örneğin Madrid’deki COP25 yemeğinde, ‘Sıcak denizler. Dengesiz beslenme’ ve ‘Acil. Hayvansal proteini azaltın’ gibi tabirler kullanılarak iklim sorunlarına dikkat çekildi” diyor.

Araştırmacılar, çalışmada 1910–2023 arasında düzenlenen 457 diplomatik yemeğin menülerini analiz etti. Açık ve yapısal bir “gastronomik diplomasi stratejisi” tespit edilemese de, bazı tarihsel dönemlerin belirgin karakteristikler taşıdığı görüldü.

20. yüzyılın ilk yarısında Fransız mutfağı ağırlıklı dokuz ya da on çeşit yemekler yaygındı. Portekiz ürünlerinin menülere girişi, yüzyılın ikinci yarısında yavaş yavaş gerçekleşti. Dönüm noktası, 1950–1961/62 arasında süren dikta dönemi Estado Novo oldu.

“Portekiz ürünleri, bölgesel mutfak kültürü ve toprak temelli kimlik yansıtılmaya başlandı” diyor Cabral. Bu dönemde yemekler, ulusal kimliği ön plana çıkaran gastronasyonalizm yaklaşımını yansıtacak şekilde tasarlanıyordu. 1957’de İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth için düzenlenen “bölgesel öğle yemeği” buna örnek. 

1960’lar ve 70’lerde diplomatik menüler nadir ve lüks malzemelerle zenginleşti; örneğin 1973’te Edinburgh Dükü Prens Philip’e kaplumbağa çorbası, 1971’de ABD ve Fransa başkanlarına Azor alabalığı sunuldu. Araştırmacılara göre, aynı dönemde Portekiz ürünlerinin menülere eklenmesi, ekonomik ve enerji krizleri nedeniyle daha özel malzemelere erişimin zorlaşmasıyla da açıklanabilir.

Eski sömürgelerin bağımsızlığını kazanmasıyla birlikte Portekiz mutfağı anlayışı değişti; kahve gibi ürünler artık sadece isimleriyle anılıyor, kökenleri belirtilmiyor ve koloniyal dil menülerden çıkarıldı.

Diplomatik yemeklerin beş işlevi

Araştırma ekibi, diplomatik yemekleri beş işlevle tanımlıyor:

  • Taktiksel yemekler: Toprak transferleriyle ilgili.
  • Jeopolitik yemekler: İttifakların yenilenmesi ve onaylanması.
  • Ekonomik diplomasi yemekleri: Ticari ve finansal ilişkileri geliştirmek.
  • Bilimsel, kültürel ve kalkınma iş birliği yemekleri: Ortak ilgi alanlarını göstermek.
  • Kültürel yakınlık yemekleri: Belirli ülkelerle kültürel bağları güçlendirmek; örneğin Portekizce konuşulan ülkelerle.

Cabral, “Bu yemeklerde, paylaşılan ulusal mutfakla yakından ilişkili ürünler kasıtlı olarak yer alır; örneğin Cozido à Portuguesa veya morina balığı tarifleri” diyor.

Araştırma ekibi, Portekiz mutfağının dil, değerler ve geleneklerle birlikte ulusal kurumların stratejik çalışmalarına entegre edilmesinin, dünyaya Portekiz kültürünü şekillendirmek için gerekli olduğunu vurguluyor. “Çalışmamız, ulusal mutfakların bir ülkenin küresel itibarını güçlendirmek için stratejik olarak kullanılabileceğini gösteriyor” diyor Cabral.

Araştırmada bazı çelişkili menü tercihleri de öne çıkıyor; örneğin 1990’da Hindistan Cumhurbaşkanı’na sunulan rost beef veya 2016’da İspanya Kralı VI. Felipe’ye sunulan “Consommé de presunto de Barrancos” çorbası. Bu çorba, Fransız tarzı bir yöntemle hazırlanmış, ancak temel malzeme olarak Portekiz’in ünlü Barrancos jambonunu içeriyor. Cabral, “Gastronomik bir mizah ve kültürel kimlik sınavı gibi okunabilir” diyor.

Kaynak: Gazete Oksijen