06 Ekim 2024, Pazar Gazete Oksijen
Haber Giriş: 11.02.2022 04:40 | Son Güncelleme: 09.03.2022 18:50

Doktorun domuzla imtihanı

Domuzun adını anmanın yasak olduğu bir evde büyüdü. Çocukluğunda Karaçi’nin dış mahallelerinde avlanacak “haram” bir hayvan olarak gördüğü domuzun kalbini acil bir hastaya nakledince tıp dünyasını sarstı. Ancak bütün tepkiler olumlu olmadı…
Doktorun domuzla imtihanı

7 Ocak günü Maryland Tıp Fakültesi’nde (UMSOM) Dr. Muhammad Mohiuddin önderliğindeki bir ekibin yaptığı ameliyat tüm dünyada yankı yarattı. İlk kez bir domuz kalbi bir insana nakledilmişti. Fakat bu dev başarı Pakistan kökenli Müslüman doktor Mohuiddin’in ailesinin evinde katıksız bir gururla karşılanmadı. Babası “Başka bir hayvanla yapamaz mıydın?” diye soracaktı. Malum, doktor daha çocukken İslam’da haram olan domuzun adını telafuz ettiğinde dahi annesi gidip “ağzını çalkalamasını” söylüyordu. Evet, domuz tabuydu ama doğup büyüdüğü Karaçi’nin kırsal kesimlerinde babası ve ağabeyiyle yaban domuzu avına da çıkmışlığı vardı. Yıllar sonra aynı hayvanla yaptığı ameliyat şimdi sadece kalp hastalarına değil, nakil bekleyen onbinlerce böbrek hastasına da umut oldu. Ülkesinde Dow Medical College’ı bitirip doktorluğa başlayan Mohuiddin üç yıl sonra, 1992’de bir bursla Amerika’daki Pennsylvania Üniversitesi’ne gitme olanağı buldu. Danışman hocası ona organ naklinde uzmanlaşmasını tavsiye etti. Böylelikle doktorluk yaparak kurtaracağından daha faza insanın hayatını kurtarabilirdi. Ama acaba bunu gerçekten istiyor muydu? Vice.com’a verdiği nadir bir röportajda bu işten vazgeçmeyi defalarca düşündüğünü söylüyor: “Hayvandan insana organ nakli konusunda o kadar çok sorun var ki aklımın bir köşesinde hep bu çalışmaları klinik aşamaya taşıyıp taşıyamayacağımızı düşünüyordum.”

Dr. Muhammad Mohiuddin
Dr. Muhammad Mohiuddin

Kalbi koruyan kokain 

Üstelik yıllar içinde büyüyen tek kaygısı başarısızlık olasılığı değildi. Acaba insanda domuz organı kullanmak haram mı? Kendisi “İslam’ın tüm ilkelerini takip etmeye çalışıyorum, bu yüzden bu endişe her zaman aklımdaydı. Bu yüzden bu hayvanı kullanmaya devam etmek için bir sebep bulmaya çabaladım” diye anlatıyor. Sonunda işin o tarafını ulemaya bıraktı. Din insanlarına sordu, “Hayat kurtarmaktan daha kutsal bir iş yoktur” yanıtını defalarca alınca içi rahatladı.  Domuz tartışmasında şunu hatılamakta yarar var: Pfizer, Moderna ve AstraZeneca sözcüleri, Covid-19 aşılarında domuz içeriği olmadığını açıklamıştı. Ancak örneğin Hindistan’daki bazı dini kurumlar domuz jelatini içerdiği gerekçesiyle Çin aşısına karşı fetva yayınlamıştı. Evet, Mohiuddin de ekibiyle beraber başka hayvanları denemişti ancak hiçbiri aynı sonucu vermiyordu. Genetiğiyle oynanmış, özel koşullarda büyümüş domuzun yerini tutan başka bir hayvan yoktu.  Peki teknik olanaklar bulsa dahi aynı çalışmaları Pakistan’da yürütebilir miydi? Mohiuddin “Düzenli olarak domuz eti tüketilen bir ülkede yaşadığım için Batı dünyasında bu etik bir sorun değildi. Daha kolaydı” diyor.  Ancak nakilde haramlığı caizliği tartışılan tek konu domuz da değildi. Ameliyat sırasında komplikasyonları önlemek için kullanılan solüsyonda az miktarda kokain de var. O yüzden çalışmaları ABD’nin Uyuşturucuyla Mücadele İdaresi (DEA) yakından takip ediyor. Söz konusu solüsyon adrenalin de içeren 10 hormon bulunduruyor ve İsveçli XVIVO şirketi tarafından satılıyor. Solüsyon nakil sırasında kalbin 24 saat boyunca canlı kalmasını sağlıyor. Bu karışımın kullanımına izin alan ilk ekip Mohiuddin’inki olmuş. Kokainli solüsyonun tam olarak nasıl işe yaradığını kendisi de bilmiyor ancak bunu kullanmadıkları denemelerde nakledilen kalp 48 saaten fazla yaşamamış. Mohiuddin, normal organ nakli süreçlerinde de bu solüsyonun kullanılması gerektiği fikrinde. 

“Cehennemde çürüyecek”

Doktor bugün için oldukça kapalı bir hayat yaşıyor. Mesela bahsettiği annesinin ve babasının adı bilinmiyor. Basına yansıyan haberlerde bir eşinin ya da partnerinin olup olmadığı bilinmiyor yazıyor. Bunu özel hayatını korumak için de yapıyor olabilir, güvenlik gerekçeleriyle de. Pakistan gazetelerinin pek çoğu kendisinden övgüyle söz etti. Ama herkes aynı fikirde değil. Lahore merkezli Daily Times gazetesinden Jahanzaib Ali, “Pakistanlı ve Domuz” başlıklı yazısında Washington’da yaşayan Pakistanlılarla yaptığı sokak röportajlarından alıntılar kullandı. Komünite üyelerinin tepkileri genel olarak şöyle: “Cehennemde çürüyecek. Vücuduma domuz kalbi sokacağıma ölürüm, daha iyi.” (30’lu yaşlarında, erkek) “Eşek kalbi mi? Deli misin, neden eşekten kalp alayım?” (Telekom mağazası çalışanı, herhangi bir hayvan organı nakline karşı).

Bizi işimizden mi edeceksin?

Pakistan’ın ABD Büyükelçisi Dr Asad Majeed Khan, Mohuiddin’i tebrik eden bir mesaj da yayınladı. Ali, elçinin neden açıklamada “domuz” sözcüğünü kullanmadığını basın sorumlusuna sormuş. Aldığı yanıt şöyle: “Sen bizi işimizden mi edeceksin?” Doktorun net varlığını 8 milyon dolar civarında hesaplayanlar var. Ancak bu alandaki çalışmalar ilerlerse ve klinik aşamaya geçtikten sonra özel izinle değil, yaygın uygulama başlarsa doktorun kariyerinin de zirvelere çıkması kaçınılmaz görünüyor. Kendisine ait diğer bilgileri de sır gibi saklıyor. 2016 yılından bu yana, sadece işiyle ilgili bir gelişme olduğunda basına demeç veriyor. Gazetelerin tahminlerine göre 50’li yaşlarında. Zenotransplantasyon, yani hayvandan insana organ nakli hakkında 120 makalede adı var ama Wikipedia’da biyografisi, kendine ait bir internet sayfası bulunmuyor.

Ne olmuştu?

Baltimore’daki Maryland Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden cerrahlar Dr. Mohiuddin’in yönettiği operasyonla 57 yaşındaki David Bennett’a üzerinde 10 gen düzenlemesi yapılmış bir domuz kalbi nakletti. Dört hafta sonrasında sağlık durumunun iyi olduğu bildirilen Bennett fiziksel egzersizlere başladı.  Domuzlardan ayrıca böbrek de alınabiliyor. Oksijen geçtiğimiz hafta Financial Times’ın konuyla ilgili yazısını şu notla vermişti: Diyanet İşleri Başkanlığı’nın sitesinde “Domuz kalp kapakçığının insan kalbine takılması caiz midir?” sorusuna yanıt olarak şunlar söyleniyor: “Hayati öneme sahip bir tedavinin helal olan nesnelerle yapılabilme imkânı bulunmadığı hallerde tedavide haram olan nesnelerden de yararlanılabilir.”