75'inci yıldönümünü kutlayan NATO'nun üyelerinden biri olan Türkiye, Rusya ile ilişkileri geliştirme ve Ukrayna'nın bir nevi müttefiki olma konusundaki dikkatli denge oyununa devam ediyor. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Türkiye'nin 1952 yılında katıldığı ittifakın geri kalanıyla aynı çizgide olmadığı fikrine karşı çıktı. Politico'nun sorularını yanıtlayan Güler "Türkiye'nin güvenilmez olduğu ifadesini kesinlikle reddediyoruz; böyle bir şey yok. 32 müttefikin bir arada olduğu bir ortamda her konuda aynı görüşlere sahip olunması düşünülemez" dedi.
Türkiye standart bir NATO üyesi değil
"Bazı ülkeler böyle bir algı yaratmaya çalışıyor" diyen Güler, Almanya'nın Ankara'nın almak istediği Eurofighter uçaklarına yönelik ihracat kısıtlamalarını işaret ederek bu durumu 'ittifak içinde güvensizlik yaratan asıl mesele' olarak nitelendirdi. Ancak Türkiye'nin standart bir NATO üyesi olduğu söylenemez.
Türkiye, Macaristan ile birlikte Rusya'yla yakın ilişkiye sahip diğer ülkedir. Avrupalı NATO üyelerinin çoğu aynı zamanda AB üyesi. Ancak Türkiye değil. ABD ile birlikte ittifakın en büyük ordusuna sahip olan Türkiye'nin kendi güvenlik çıkarları da var: Suriye'de askeri konuşlanması ve Irak'taki teröristlerle mücadele. Başka hiçbir ülke benzer bir riskli işe kalkışmıyor ama Rusya-Ukrayna savaşı söz konusu olduğunda Türkiye kadar oyuna dahil olan çok az ülke var.
'Türkiye iki tarafı bir araya getirebilen tek ülke oldu'
Orta yol bulma çabalarının bir işareti olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan geçen hafta Kazakistan'da Rus lider Vladimir Putin ile bir araya geldi. Washington'daki NATO zirvesi ise Rusya tehdidine odaklanacak. Türkiye Moskova ile bağlarını koruyor ve ülkenin NATO ortaklarının çoğu tarafından desteklenen yaptırımlara karşı çıkıyor. Ancak Güler, Ankara'nın Ukrayna savaşı konusundaki tutumunu "Ukrayna ile stratejik ortaklık ve Rusya ile olumlu diyalog çerçevesinde dengeli ve aktif" olarak nitelendirdi. Güler "Türkiye bugüne kadar savaşın her iki tarafını üst düzey görüşmelerde bir araya getirebilen tek ülke oldu" dedi.
Türkiye Kiev'e insansız hava araçları ve savaş gemileri tedarik etti ama aynı zamanda Rus petrol ve gazını da almaya devam etti. Aktif bir diplomatik rol oynayarak hem Rusya'nın hem de Ukrayna'nın Karadeniz komşusu olarak konumunu en üst düzeye çıkardı ve Ukrayna tahılının sevkiyatına izin veren (şimdi geçerliliğini yitirmiş olan) bir anlaşmaya aracılık etti. Güler, "Karadeniz'in stratejik bir savaş alanına dönüşmesine izin vermeyeceğiz" dedi.
'Türkiye gerilimi kontrol altında tutmak istiyor'
ABD merkezli düşünce kuruluşu olan Dış Politika Araştırma Enstitüsü'nün başkanı Aaron Stein, Türkiye'nin kararsızlığını sürdüreceğini çünkü Ankara'nın "Ukrayna'nın kazanamayacağı sonucuna varmış göründüğünü ve bu nedenle Moskova ile iyi bir ilişkiye sahip olmanın iyi olduğunu" söyledi. Stein Türkiye'nin hedeflerini de sıraladı: Türkiye Rusya ile gerilimi düşük tutmak, NATO'yu bölgeden uzak tutmak ve olası bir gerilimin kontrol altında tutulmasını sağlamak istiyor.
Ekonomi faktörü
Ekonomi büyük bir faktör. Rusya, büyük ölçüde gaz satışı yoluyla Türkiye'nin enerji ihtiyacının yüzde 49'unu karşılıyor. Ayrıca 2023 yılında 45,6 milyar dolar ile Türkiye'nin en büyük ithalat kaynağı. Türkiye'deki Rus şirketlerinin sayısı 2022'de sadece 177 iken 1.363'e yükseldi. Ankara'nın NATO müttefiklerinin birçoğu için bu, Batı'nın yaptırımlarını aşmaya yönelik bir girişim gibi görünüyor. Ancak Türkiye'nin Rusya'ya ihracatı son dönemde daha fazla baskı altına girdi ve ABD'nin Türk bankalarına yönelik olası tedbir önerileri de dahil olmak üzere yaptırımlar etkisini göstermeye başladıkça makine satışları özellikle etkilendi.
Ukrayna'ya İHA tedarik ediliyor
Savunma Bakanı, Ankara'nın Rusya'dan S-400 hava savunma sistemi satın almasına tepki olarak önceki Donald Trump yönetimi tarafından Türkiye'ye uygulanan ABD yaptırımlarının devam etmesini eleştirdi. Güler, Türkiye'nin yerli ve milli üretime dayalı tam bağımsız bir savunma sanayii oluşturmayı, böylece ülke ekonomisini güçlendirmeyi ve Türkiye'nin bağımsızlığına katkıda bulunmayı hedeflediğini söyledi. Söz konusu teknolojilerin insansız kara, deniz ve hava araçlarından helikopterlere, silah ve akıllı mühimmattan füzelere, hava savunma ve elektronik harp sistemlerine kadar uzandığını söyleyen Güler, Türkiye'nin bunları birçok ülkeye ihraç ettiğini belirtti. Bu ülkeler arasında Ukrayna da var. Türk insansız hava aracı üreticisi Baykar Ukrayna'da bir fabrika inşa ediyor ve Bayraktar TB2 insansız hava araçlarını Kiev'e tedarik ediyor.
Bağımsız dış politika
Ankara Orta Doğu politikasında özerkliğini korumak konusunda endişeli. Güler, teröristleri kastederek "Irak ve Suriye sınırlarımız boyunca 30-40 km derinliğinde bir güvenlik koridoru oluşturmaya ve bölgeyi teröristlerden tamamen temizlemeye kararlıyız" dedi. Rusya, yaptırımlar ve Orta Doğu konusundaki sürtüşmelere rağmen, Türk düşünce kuruluşu olan Ekonomi ve Dış Politika Araştırmalar Merkezi Başkanı Sinan Ülgen, "Türkiye'nin temel güvenlik düzenlemesinin NATO üyeliği olduğunu" vurguladı.
Ankara, ABD liderliğindeki ittifakın AB öncülüğündeki herhangi bir askeri girişime zemin kaybetmesini önlemek istiyor. Özellikle de Türkiye'nin AB'ye katılma teklifi uzun süredir durduğu için. Türkiye'nin eski Hollanda Başbakanı Mark Rutte'yi NATO'nun yeni başkanı olarak desteklemek için öne sürdüğü şartlardan biri de Rutte'nin ittifak içinde AB ülkelerini kayırmamasıydı. Güler, "Avrupa Birliği üyesi müttefiklerin NATO'nun güvenlik şemsiyesi dışında alternatifler araması ittifakın birlik ve beraberliğine zarar verecektir. Avrupa-Atlantik bölgesindeki en etkin güvenlik örgütü NATO'dur. Avrupa'nın kendi güvenliğini artırma çabalarını anlamakla birlikte, başka bir oluşuma ihtiyaç olmadığını düşünüyoruz" dedi.