Kaliforniya'da amansız kuraklık, İngiltere'de aşırı yağış, Çin'de rekor sıcaklık; son birkaç yılda dünya genelinde meydana gelen en şiddetli hava olaylarından bazıları iklim krizi nedeniyle artık çok daha olası hale geldi. 2021 ve 2022'deki aşırı hava olaylarının analizi, çoğunun küresel ısınma nedeniyle daha da kötüleştiğini ortaya koydu. Yeni araştırmada, insanlığın fosil yakıtlarını yakmasıyla iklim değiştirilmemiş olsaydı, bu olayların bu kadar şiddetli yaşanmasının neredeyse imkansız olacağı ortaya çıktı.
İklim bilimci krize dikkat çekti
ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi'nde (Noaa) iklim bilimci olan Stephanie Herring "Bu olayların aşırı doğası çok endişe verici" dedi. Herring'in "Bu olayların, her şeyin beklediğimizden daha hızlı ısındığına dair işaretler olup olmadığını anlamamız gerekiyor. Aşırı sıcakların daha da kötüye gideceğini biliyoruz ve ek araştırmalar gelecekteki değişimi daha iyi ölçmemize yardımcı olacaktır" açıklamasıyla iklim krizine dikkat çekti.
ABD'de kuraklık, İngiltere'de sel
İklim değişikliğinin parmak izi, tüm gezegende tespit edilebiliyor. Kaliforniya ve Nevada'da aşırı kuraklık riski, iklim krizi ve Ekim 2020'den Eylül 2021'e kadar süren La Niña iklim olayı nedeniyle altı kat daha arttı. Bu durumun tersine, Mayıs 2021'de İngiltere'nin bazı bölgelerini sular altında bırakan aşırı yağışlar ise küresel ısınma nedeniyle 1,5 kat daha olası hale geldi.
Çin'de sıcak hava dalgası, İran'da su problemi
Şubat 2021'de Çin'de yaşanan şiddetli sıcak hava dalgası, insan kaynaklı iklim değişikliğinin bu durumun olasılığını 4 ile 20 kat arasında artırmasıyla mümkün oldu. İran'ın 2021'de yaşadığı akut kuraklık ise, insanlığın atmosfere pompaladığı sera gazları nedeniyle artık yüzde 50 daha olası.
Cape Town'da orman yangını, Tibet'te kalıcı bulutlar
2021 yılında Güney Afrika'nın Cape Town kentinde çıkan orman yangınının, gezegen hiç ısınmamış olsaydı, yaşanma şansı yüzde 90 daha az olurdu. Araştırmacılara göre Tibet platosu üzerindeki bitki örtüsünün büyümesini azaltan kalıcı bulut örtüsü da dahil olmak üzere, diğer ciddi etkilerin bir kısmı, kısmen iklim krizinin etkisine bağlanabilir.
Yeni modeller felaketleri daha belirgin hale getirdi
Bilim insanları, giderek daha güçlü hale gelen iklim modellerini tarihsel gözlemlerle birlikte kullanarak, iklim krizinin belirli felaketler üzerindeki etkisini daha kesin ve hızlı bir şekilde değerlendirebiliyor. Örneğin, geçen yıl Nijerya, Nijer ve Çad'da yıkıcı sellere neden olan şiddetli yağmurun, iklim krizi nedeniyle yaklaşık 80 kat daha olası hale geldiğini ortaya koyan bir çalışma da var.
6 bin 250 yılda bir görülen olay, 2060’ta normalleşecek
Herring, şu anda görülen sıcaklıkların birçoğunun modern tarihsel normların çok ötesinde olduğu ve insanlığı yeni, tehlikeli bir duruma ittiği konusunda uyardı. Örneğin Ekim 2021'de Güney Kore'de yaşanan bir sıcak hava dalgası, öncekilerine göre neredeyse 3 derece daha yüksek bir sıcaklıktaydı. Bu fark o kadar şiddetliydi ki, sadece 6 bin 250 yılda bir yaşanacak bir olay olarak kabul edilebilirdi. Ancak iklim modelleri, gezegeni ısıtan gazların radikal bir şekilde azaltılmaması halinde bunun 2060 yılına kadar Güney Kore için yeni normal haline geleceğini öngörüyor.
600 kişinin ölümüne iklim krizi neden olmuş olabilir
Aynı kader, 2021 yılında bölgeyi kavurucu bir sıcak hava dalgasının vurması sonucu yaklaşık 600 kişinin öldüğü ABD'nin kuzeybatısındaki Pasifik bölgesini de bekliyor olabilir. Yapılan bir araştırma, iklim krizinin sıcak hava dalgasını 43 kat daha olası hale getirdiğini ortaya koydu.
‘İnsanlık ve yaşam için elimizden geleni yapmalıyız’
Amerikan Meteoroloji Derneği İcra Direktörü Paul Higgins durum hakkında "İnsan kaynaklı iklim değişikliği, Dünya sisteminin aşırı derecede bozulmasıdır" sözlerini kullandı. Higgins açıklamasına "Bu yeni araştırmanın da gösterdiği gibi, bunun daha aşırı olaylara yol açmasını beklemeliyiz. Bu tehlikeye rağmen insanların ve tüm yaşamın gelişmesine yardımcı olmak için elimizden geleni yapmalıyız" sözleriyle devam etti.