İngiltere'de Hamas'ın terör örgütü listesinden çıkarılması için başlatılan hukuki sürece öncülük eden avukatlardan Daniel Grütters, dönemin İçişleri Bakanı Priti Patel'in siyasi hedefler güderek aldığı bu kararın görevin kötüye kullanılması olduğunu savundu. Hamas, İngiltere'nin 2021'de örgütün siyasi kanadını terör örgütü olarak tanıması kararına itiraz etmeleri amacıyla 3 avukata yasal süreç başlatmaları için yetki verdi.
İngiltere'nin Hamas'ı yasaklı örgütler listesinden çıkarması için başlatılan hukuki sürece öncülük eden avukatlardan Daniel Grütters, dava sürecini ve amacını AA muhabirine anlattı. "One Pump Court Chambers" hukuk bürosunda görev yapan Grütters, başvurunun amacının, Hamas'ın İngiltere'nin yasaklı örgütler listesinden çıkarılması olduğunu, bu başvuru hakkına sahip bulunduğunu ve hazırlık aşamasında müvekkiline destek sağladığını dile getirdi.
Müvekkilinin, İngiltere İçişleri Bakanlığının 2021'de aldığı kararı tersine çevirerek Hamas'ı terör örgütleri listesinden çıkaracağını umduğunu söyleyen Grütters, bunun olması durumunda ülkede Hamas'a yönelik pek çok kısıtlamanın kaldırılacağını söyledi. Grütters, yasa uyarınca İngiltere'de yasaklı örgütlere destek veren görüşlerin halihazırda ifade edilemediğini ancak Hamas'ın yasaklı örgütler listesinden çıkarılması durumunda bu kısıtlamaların ortadan kalkacağını dile getirdi.
'Hamas'ın terör örgütü olarak tanımlanması siyasi karar'
Avukat Grütters, başlattıkları hukuki mücadelenin, İngiltere İçişleri Bakanı Yvette Cooper'ın Hamas'a ilişkin kararı gözden geçirmesini sağlamak olduğunu ifade etti. Grütters, "Başvurunun gerekçelerinden biri, Hamas'ın terör örgütü olarak tanımlanmasının siyasi karar olduğunu ve (dönemin) İçişleri Bakanı'nın siyasi nedenlerle Hamas'ın politikalarına ve hedeflerine katılmadığı için terör örgütü kabul edilmesine karar verdiği yönünde. Bu, İçişleri Bakanı'nın yetkisinin kötüye kullanıldığını gösteriyor." diye konuştu.
Hukuki başvurunun ülkedeki ifade özgürlüğünü de savunduğuna dikkati çeken Grütters, halihazırda İngiltere'de Hamas'ı destekleyen görüşlerin ifade edilmesinin yasak olduğunu hatırlattı. Grütters, "Filistin halkı, İsrailliler tarafından yasa dışı işgal, ayrımcılık ve Ekim 2023'ten itibaren soykırım gibi zulümlere uğruyor ve bu başvuru, uluslararası hukuka göre Filistin halkının bu suçlara karşı silahlı direniş gösterme hakkının olduğunu savunuyor." dedi.
Hukuki başvurunun, Filistin halkının uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını savunduğunu vurgulayan Grütters, İçişleri Bakanı Cooper'ın bu konuyu 90 gün içinde değerlendirerek kararını vereceğini kaydetti. Cooper'ın, Hamas'ın başvurusuna 90 gün içinde vereceği yanıt sonrası izlenecek sürece değinen Grütters, başvurunun iki şekilde sonuçlanabileceğini anlattı.
Cooper'ın, başvuruyu kabul etmesi halinde Hamas'ın yasaklı örgütler listesinden çıkarılması için İngiltere Parlamentosuna yasa tasarısı sunulacağını söyleyen Grütters, buna karşın diğer seçeneğin ise başvurunun reddedilmesi ve bunun gerekçeli şekilde açıklanması olacağını belirtti. Grütters, başvurunun reddedilmesi durumunda Hamas'ın bunu temyiz komisyonuna taşıma hakkına sahip olacağını ancak bunun, İçişleri Bakanı'nın kararının hukuka aykırı ya da mantıksız olması durumunda yapılabileceğini vurguladı.
Başvurunun arkasındaki temel argümanların uluslararası hukuk ve ifade özgürlüğüyle ilgili olduğunun altını çizen Grutters, Hamas'ın yönetiminde bulunan Gazze'deki insan hakları ihlallerinin ve soykırıma karşı direnişin uluslararası hukuka uygun şekilde savunulması gerektiğini dile getirdi.
Gazze'deki duruma dikkat çekti
Grütters, bu hukuki sürecin alışılmadık ve önceki başvurulardan farklı olduğuna işaret etti. "Bu başvuruyu olağan dışı kılan şey, örgütün İngiliz hukuku kapsamındaki terörizm tanımının kendi faaliyetleri için geçerli olduğunu özellikle kabul etmesidir" diyen Grütters, şöyle konuştu: "Çünkü başvuruda siyasi hedeflere ulaşmak için şiddet kullanan tüm grupların, Hamas veya İsrail ordusu veya İngiliz ordusu veya Ukrayna kuvvetleri olsun, bu tanım kapsamına alındığını söylüyor. Bunun yerine, tanımın geçerli olup olmadığını tartışmak yerine, İçişleri Bakanı'nın bu tanımı bazı gruplara uygulayıp diğerlerine uygulamama takdirini nasıl kullandığı sorulmaktadır. Bu bağlamda Bakan'ın bu argümanlara cevaben ne söyleyeceğini görmek çok ilginç olacaktır çünkü başvuru, ifade özgürlüğü ve uluslararası hukuk gibi konularla ilgili ikna edici noktalar ortaya koymaktadır ve bu nedenle (İçişleri) Bakanı'nın bununla nasıl başa çıkacağını görmek çok ilginç olacak."
Başvurunun bağlamına da değinen Grütters, uluslararası hukuku ve insan haklarını ihlal eden İsrail'in Gazze'deki eylemlerine dikkat çekti.
Uluslararası Adalet Divanının, İsrail'i Gazze'de soykırım yapmakla yargıladığına ve apartheid devleti olduğuna dair tespitlerine işaret eden Grütters, devletlerin bu suçları sona erdirmek için yükümlülük taşıdığını ve İngiltere İçişleri Bakanı'nın bu bağlamda siyasi anlaşmazlıkları göz ardı ederek gruplarla ilişkilerini yönetmesi gerektiğini belirtti. Grütters, "Burada en ciddi suçlarla karşı karşıyayız ve bu suçları sona erdirmeye çalışan gruplarla siyasi anlaşmazlıklar, İçişleri Bakanı'nın bu gruplarla nasıl ilişki kuracağı konusunda belirleyici olmamalı." ifadesini kullandı.
Kaynak: AA
