Ortaokulda ilk defa duymuştum keçiboynuzunu. Annem çok severmiş meğer. Başta gerçekten keçinin boynuzu olduğunu sandım görüntüsünden. Sonra annem bana nasıl yeneceğini gösterdiğinde ne olduğunu hem öğrendim hem de ilk defa tatmış oldum. Bu odunsu, meyan kökü hatta çikolatayı andıran hafif ballı kavruk lezzet yenmesi kolay olmasa da zarif bir tatlılığa sahipti. Sanki bitter tadı olmayan bir çikolata gibiydi. Keçiboynuzu Akdeniz mutfaklarında, özellikle Sicilya, Girit ve Portekiz’de derin köklere sahip. Tarihsel olarak, kıtlık ve savaş zamanlarında hayati bir gıda kaynağı olmuş ve “fakirin çikolatası” gibi lakaplar kazanmış. Aslında yemeye uğraşmak biraz zahmetli olsa da zaman içinde farklı formları ile tanıştım keçiboynuzunun.
Yazının tamamını görebilmek için lütfen abone olun. ABONE OL
Aboneyseniz
üye
girişi
yapınız.
Oksijen'e e-gazete aboneliği ile edineceğiniz avantajlar; Oksijen yazarlarının tüm yazılarına erişim Gazeteoksijen.com üzerinden 7/24 güncel haber erişimi Her gün e-posta kutunuza gelen Oksijen bülteni Gazete Oksijen, O2 ve özel yayın arşivine erişim