Hatay’dan 1200 yıl önce Hindistan’a göçen Süryani bir ailenin oğlu olan 62 yaşındaki Dr. Isaac Mathai’nin telefonu bugünlerde hiç susmuyor. Arayanlar İngiliz medyasından önemli isimler. Konu belli, Büyük Britanya’nın yeni kralı 73 yaşındaki kralı Charles’in sağlığı.
Yeni kral annesi Kraliçe Elizabeth ya da anneannesi kadar uzun yaşar mı? Sağlığı nasıl? Çünkü Dr. Mathai’nin yeni kralın ve kraliçe Camilla’nın uzun zamandır sağlık danışmanı. Hermes ailesinin, Tina Turner, Emma Thompson’ın sağlık durumlarını da o takip ediyor. Kendisini “hayat yönetimi gurusu” olarak tanımlıyor.
Yeni kral ve kraliçeyi üç ayda bir Londra’da ziyaret ediyor. Beslenmelerini düzenliyor, sağlık durumlarını kontrol ediyor. Kimi zaman da onlar Dr. Mathai’yi Hindistan’ın Bengaluru Bölgesi’ndeki kliniği Soukya’da ziyaret ediyor. Kraliçe II. Elizabeth’in vefat haberi duyulduğunda Dr. Mathai, gelecek yıl Bodrum Kempinski’de açmayı planladığı merkezin detaylarını görüşmek ve Türkiye’deki hastalarını ziyaret etmek için Bodrum’daydı. Ona herkesin merak ettiklerini sorduk.
Kral Charles annesi kadar uzun yaşar mı?
Annesinden bile uzun yaşayabilir. Bir doktorun hastasının sağlık detayları hakkında konuşması etik değil. Ben de detay veremem ama Charles’ın benimle tanışmadan önce de yaklaşık 35 yıldan beri holistik tıpla ilgilendiği bilinen bir şey. British Holistic Medical Association’ın en büyük destekçilerinden. Ben de 2013’te, bu dernekteki çalışmalarım sırasında onunla tanıştım. O zamandan beri görüşüyoruz. Daha sonra Charles ve Camilla’nın holistik sağlık danışmanı oldum.
73 yaşında, ailesinin uzun yaşadığı bilinen, hayatta sorumluluğu fazla, stres altındaki bir erkeğe genelde neler önerdiğinizi söyleyebilirsiniz sanırım…
Bugünün dünyasında değil 70’lerinde 40’larında bile insanların stres nedeniyle tansiyon, uyku, nöroloji problemleri yaşadıklarını gözlemliyoruz. Bundan 20 yıl önce aynı belirtileri 50’li yaşlarda görmeye başlardık. 35 yıllık doktorluk tecrübelerime göre diyabet, tansiyon, kan ile ilgili hastalıkların bir vücutta gelişmesi ve yerleşmesi 10 yıllık bir süreç. Eğer çok önce bunu fark edip önlemini alırsanız hastalığın oluşmasını engelleyebilirsiniz. Bunu ancak holistik bir anlayışla zihin, beden ve ruh bağlantısı ile ve vücudun çalıştığı ortamın özelliklerini dikkate alarak yapabilirsiniz. 70’lerinde birden tansiyon sorunu çıkmaz ortaya yani. 
Bütünsel tıp zihin, beden ve ruh üçlüsüyle yürüyor. Peki inanç bu noktada ne kadar önemli?
Ruhunuza iyi gelen şeyler önemlidir elbette. Ancak “holistik tedaviye inanmazsanız işe yaramaz” diye bir şey yoktur. Kızdığınız zaman tansiyonunuzun arttığını bilirsiniz ya da mutluyken iyi hissedersiniz. Buna inandığınız için mi? Hayır, vücudunuz duygularınıza bir tepki verir. Nörolojik sistem sizin bağışıklık sisteminizi de etkiliyor. Ama her insanın vücudu strese, üzüntüye ve duygulara farklı tepkiler veriyor. İşte vücudunuzun verdiği tepkileri sizin yaşam biçiminiz, bilinciniz ve vücudunuzun o andaki yapısı belirliyor. O yüzden bir hastalık oluşmadan doktor desteği alıp vücudunuz hakkında bilgi sahibi olmak gerek. Belki tam o noktada bir ilaç, bir beslenme değişikliği, hayat stilindeki bir değişiklik, uyku düzenlemesi hayatınızı tamamen değiştirebilir.
Yakında Türkiye’de Hindistan’da harika bir kliniğiniz var: Soukya. Gelenler nasıl bir tecrübe yaşıyorlar?
Soukya büyük bir alana kurulmuş organik bir çiftlik aslında. Beş farklı uygulama için gelebilirsiniz. Sağlık durumunuzu düzenlemek, hayata ara vermek, toksinlerinden arınmak, beslenmenizi düzenlemek ve bir hastalığın tedavisi… Gelenler arasında kanser hastaları da var ancak biz kanseri tedavi etmiyoruz, hastalara yardım ediyoruz. Nörolojik, nötrojenik bozuklukları düzenliyoruz. Eğer damarı yüzde 90 tıkalı biri varsa onda mucize yaratamayız. Ama ameliyat sonrası bunu bir daha yaşamaması için önlemler alabilir ve ona yardımcı olabiliriz.
Bodrum için nasıl bir planınız var?
Türkiye’den zaten pek çok kişiye sağlık danışmanlığı yapıyorum. Soukya’ya defalarca geliyorlar. Bana neden böyle bir merkezi Türkiye’de açmadığımı çok sordular. Neden olmasın dedim. Bodrum Kempinski’deki mekanı gördüm. Ortamını çok beğendim. Özellikle deniz, yeşilin ve organik bir çiftliğin bir arada olmasını. Hindistan’daki merkezimizde deniz yok. Deniz ile bambaşka olacaktır. Bu lokasyon bizim için ideal. Sanırım gelecek yıl güzel bir şeylere başlangıç yapacağız.
