05 Aralık 2025, Cuma
Haber Giriş: 05.09.2025 10:27 | Son Güncelleme: 05.09.2025 11:50

Putin ve Şi'nin hayali: Organ nakilleriyle ölümsüzlük mümkün olabilir mi?

Çin lideri Şi Cinping ile Rusya lideri Vladimir Putin’in Pekin’deki askeri geçit töreninde yaptığı sohbetin konusu organ nakilleri ve ölümsüzlük ihtimali oldu. Peki, organ nakilleriyle uzun ömür veya ölümsüzlük gerçekten mümkün mü?
Putin ve Şi'nin hayali: Organ nakilleriyle ölümsüzlük mümkün olabilir mi?
A+ Yazı Boyutunu Büyüt A- Yazı Boyutunu Küçült

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in bu hafta Pekin’deki askeri geçit töreninde yaptığı sohbet, beklenmedik bir konuyu gündeme getirdi; organ nakilleri sayesinde ölümsüzlük.

Putin adına Mandarin diliyle tercüme yapan bir çevirmen, Şi’ye organların tekrar tekrar nakledilebileceğini, bunun sayesinde yaşlılığa rağmen “giderek daha genç olunabileceğini” söyledi. Hatta yaşlanmanın “süresiz olarak ertelenebileceğini” öne sürdü ve ekledi:

“Bu yüzyılda 150 yaşına kadar yaşamanın mümkün olabileceği öngörülüyor”

Liderlerin gülümsemesi ve kahkahaları bunun esprili bir sohbet olduğuna işaret etse de, “acaba gerçekten mümkün mü?” sorusu gündeme geldi.

100 binden fazla hayat nakiller sayesinde kurtarıldı

Organ nakilleri bugün birçok hayat kurtarıyor. NHS Blood and Transplant verilerine göre, son 30 yılda İngiltere’de 100 binden fazla kişinin hayatı organ nakliyle kurtarıldı.

Tıp ve teknolojideki gelişmeler, nakledilen organların insan vücudunda çok daha uzun süre çalışmasını sağladı. Hatta bazı hastaların böbrek nakilleri 50 yılı aşkın süredir sorunsuz şekilde işlev görüyor.
Nakledilen organın ömrü, hem donörün hem de alıcının sağlık durumuna ve nakil sonrası bakımına bağlı.

  • Canlı donörden alınan böbrek: 20-25 yıl
  • Vefat eden donörden alınan böbrek: 15-20 yıl
  • Karaciğer: 20 yıl
  • Kalp: 15 yıl
  • Akciğer: yaklaşık 10 yıl

Ölümsüzlük için yeterli mi?

Putin ve Şi’nin kastettiği, belki de birden fazla organın tekrar tekrar nakledilmesi olabilir. Ancak uzmanlara göre her ameliyat ciddi riskler taşıyor.

Organ nakli yapılan kişiler, ömür boyu bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar (immünosupresanlar) kullanmak zorunda.

Bu ilaçlar yüksek tansiyon gibi yan etkilere yol açabiliyor ve enfeksiyon riskini artırıyor. Ayrıca, ilaç alınmasına rağmen vücudun nakledilen organı reddetme ihtimali hala mevcut.

Kişiye özel organlar ufukta

Bilim insanları, reddedilmeyecek organlar üzerinde çalışıyor. Bunun için genetiği değiştirilmiş domuzlardan yararlanılıyor.

Crispr adlı gen düzenleme aracıyla bazı domuz genleri çıkarılıyor, yerine insan genleri ekleniyor. Böylece organların insan vücuduna daha uyumlu hale gelmesi hedefleniyor.

Şimdiye dek bir kalp ve bir böbrek nakli gerçekleştirildi. Bu işlemleri kabul eden iki hasta öncü olarak tarihe geçti, ancak her ikisi de daha sonra hayatını kaybetti. Yine de bu çalışmalar xenotransplantasyon (farklı türler arasında nakil) alanına büyük katkı sağladı. Bir başka araştırma hattı ise kök hücrelerden tamamen yeni organlar üretmek.

2020’de İngiltere’de UCL ve Francis Crick Enstitüsü, kök hücreler ve biyomühendislik kullanarak insan timus organını yeniden inşa etti. Farelere nakledildiğinde işlev gördü.

Great Ormond Street Hastanesi’nde araştırmacılar, çocuklarda bağırsak yetmezliği için kişiye özel nakiller geliştirmek amacıyla hastalardan alınan kök hücrelerle bağırsak dokusu üretti.

Ancak bu çalışmalar şu an için yaşlılığı durdurmak değil, hastalıkları tedavi etmek amacıyla yapılıyor.

Teknoloji milyarderlerinin yaşlanmama yarışı

ABD’li teknoloji girişimcisi Bryan Johnson, biyolojik yaşını geri çevirmek için her yıl milyonlarca dolar harcıyor.

Henüz organ nakli yaptırmadı, ancak 17 yaşındaki oğlunun plazmasını kendisine nakletti. Bu yöntemden fayda görmediğini söyleyerek durdurdu. Ayrıca ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) gibi kurumların incelemesine takıldı.

King’s College London’dan Dr. Julian Mutz, plazma değişimi gibi yöntemlerin araştırıldığını ancak henüz deneysel olduğunu belirterek, “Bu stratejilerin insan ömrünü gerçekten uzatıp uzatmayacağı belirsiz” dedi.

'125 yaş üst sınır olabilir'

Edinburgh Üniversitesi Roslin Enstitüsü’nden Prof. Neil Mabbott, insan ömrünün teorik olarak en fazla 125 yıl olabileceğini söylüyor. Bilinen en yaşlı insan, 122 yıl yaşayan Fransız kadın Jeanne Calment.

Mabbott, yaşlandıkça bağışıklık sisteminin zayıfladığını, vücudun enfeksiyonlara karşı daha savunmasız hale geldiğini ve ameliyat stresine dayanıklılığın azaldığını hatırlatıyor:

“Her yeni nakil ameliyatının yarattığı stres ve ömür boyu alınan bağışıklık baskılayıcı ilaçların etkileri, çok ileri yaştaki hastalar için fazla ağır olur.”

Uzun ömür sağlıklı yaşam demek değil

Mabbott’a göre odak noktası ömrü uzatmak değil, sağlıklı geçirilen yılları artırmak olmalı:

“Çok daha uzun yaşamak ama yaşlılığın getirdiği çoklu hastalıklarla boğuşmak, sürekli hastaneye gidip gelmek ve tekrar tekrar nakil olmak bana cazip bir emeklilik planı gibi gelmiyor.”

Kaynak: Gazete Oksijen