Rus lider Vladimir Putin, 140 kişinin ölümüyle sonuçlanan Moskova saldırısında Ukrayna'nın rolü olabileceğini savunmaya devam ederken yakın çevresinden bazı isimler Putin'le aynı fikirde değil. Kremlin'e yakın dört kaynak Ukrayna'nın olaya karıştığına dair hiçbir kanıtın olmadığını söyledi. İsminin açıklanmasını istemeyen bir kaynağa göre Putin, yetkililerin Kiev'le bir bağlantı olmadığı konusunda hemfikir olduğu görüşmelerde hazır bulundu ancak Rus halkını Ukrayna'daki savaşı haklı göstermeye ikna etmek için bu trajediyi kullanıyor.
Güvenlik güçleri Kremlin'i hayal kırıklığına uğrattı
Kaynaklara göre Kremlin yetkilileri, güvenlik güçlerinin Crocus City Hall'daki konsere düzenlenen terör saldırısını önleyememeleri karşısında şoke oldu. Aynı kaynaklar Rusya'nın siyasi ve iş dünyası elitlerinden tanıdıkları neredeyse hiç kimsenin saldırının arkasında Ukrayna'nın olduğuna inanmadığını söyledi.
Putin, DEAŞ'ın sorumluluğu üstlenmesine rağmen Moskova'nın yirmi yılı aşkın süredir yaşadığı en büyük vahşetle iki kez Ukrayna'yı ilişkilendirmeye çalıştı. Rus lider yaptığı açıklamada saldırıyı DEAŞ üyelerinin gerçekleştirdiğini kabul etti ancak 'onlara emri kimin verdiğiyle ilgilendiklerini' söyledi.
Rusya ve Ukrayna birbirini suçluyor
Putin güvenlik şefleriyle yaptığı toplantıda, ABD'nin müttefiklerini diğer ülkeleri Moskova'daki terör saldırısında Kiev'in bir izi olmadığı konusunda ikna etmeye çalıştığını söyledi. ABD'li yetkililer saldırının tek sorumlusunun DEAŞ olduğunu söylerken, Ukrayna saldırıyla herhangi bir ilgisi olduğunu kesin bir dille reddederek saldırıyı Kremlin'in sahte bir operasyonu olarak nitelendirdi.
Putin'in en üst düzey müttefikleri bu konuyu hevesle ele alıyor. Bu durum bazı spekülasyonlara yol açıyor. Zira Putin Ukrayna'ya karşı savaşı yoğunlaştırmak için, muhtemelen orduya katılmak üzere yeni bir yedek asker seferberliği emri vermek de dahil olmak üzere, trajedi nedeniyle halkın öfkesinden yararlanabilir.
Rusya Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolai Patrushev gazetecilere verdiği demeçte saldırıdan DEAŞ'ın mı Ukrayna'nın mı sorumlu olduğu sorusuna "Elbette Ukrayna" yanıtını verdi.
"Ukrayna'nın parmağı olduğunu kanıtlamaktan başka çareleri yok"
Rusya parlamentosunun alt kanadının başkanı Vyacheslav Volodin web sitesinde yaptığı açıklamada "Teröristler ve onların arkasındakiler (Ukrayna'nın kanlı rejimi, Washington, Brüksel) bu tür terör saldırılarıyla toplumumuzu bölebileceklerini umuyorlar. Konsolidasyonun daha da güçlü olmasını sağlamak için her şeyi yapmalıyız" dedi. Federal Güvenlik Servisi (FSB) Direktörü Alexander Bortnikov gazetecilere yaptığı açıklamada, saldırıyı İslamcı radikallerin gerçekleştirdiğini ancak Ukrayna, ABD ve İngiliz istihbarat servislerinin de buna katkıda bulunduğunu söyledi. FSB ve Rus istihbaratı uzmanı Andrei Soldatov, "Güvenlik servisleri sorumlunun DEAŞ olduğunu biliyor ama Putin'in açıklamalarından sonra emirlere uymaktan ve Ukrayna ya da Batı'nın parmağı olduğunu kanıtlamaktan başka çareleri yok" dedi.
Bazı yetkililer görevden alınabilir
ABD, 7 Mart'ta Moskova'da terör saldırısı olabileceğine yönelik bir uyarı yayınlamıştı. Rusya ile bu istihbaratı paylaştığını söyledi. Putin ise saldırıdan üç gün önce bu uyarıyı 'toplumu istikrarsızlaştırma' girişimi olarak niteleyerek görmezden geldi. Kaynaklara göre Rus güvenlik birimleri ABD'nin uyarısına hemen tepki vermedi ve misilleme olarak bazı yetkililer görevlerinden alınabilir. Saldırı, güvenlik kurumlarının yönetiminde sarsıntıya yol açabilir.
Putin güvenlik şefleriyle yaptığı toplantıda Orta Doğu'daki çatışmanın "adil bir şekilde çözülmesini desteklerken" teröristlerin Rusya'ya neden saldırdıklarını sorguladı ve ramazan ayında katliam yapmayı nasıl haklı gösterebileceklerini sordu. Putin ayrıca Kiev'deki hükümete ve onun Batılı yandaşlarına da yüklendi.