27 Temmuz 2024, Cumartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 17.02.2023 13:02 | Son Güncelleme: 17.02.2023 13:16

The Guardian: Kuzeybatı Suriye’de deprem sonrası hemen yardım gelmemesine halk öfkeli

Kuzeybatı Suriye'de 6 Şubat depremlerinden etkilenen halk, Birleşmiş Milletler ve diğer ülkelerden yardım gelmemesine öfkeli. Bölge halkından The Guardian'a konuşan Tareq Aamer, "İnsan haklarına sahip çıkan ülkeler neredeler? Hayvan haklarını insan haklarından daha çok önemsiyor gibiler” dedi
İnsanlar, Suriye'nin Halep vilayetindeki Atarib'de yıkılan evlerinin molozlarını karıştırıyor, 12 Şubat 2023 (Emily Garthwaite/New York Times)
İnsanlar, Suriye'nin Halep vilayetindeki Atarib'de yıkılan evlerinin molozlarını karıştırıyor, 12 Şubat 2023 (Emily Garthwaite/New York Times)

6 Şubat depremlerinden etkilenen Suriye’nin Jindires şehrinde halk günlerce yardım istedi. Öncelikleri hayatta kalanları enkazdan çıkarmak ve ardından onlara barınacak bir yer ve yiyecek sağlamaktı. Ruqaya Muhammed Mustafa kalan birkaç komşusunun yıkıntılarının yanında dururken geçen haftaki depremden bu yana gördüğü ilk ziyaretçileri yorgun bir şekilde karşıladı. 58 yaşındaki Ruqaya, “İhtiyacımız olduğunda tüm dünya neredeydi? hiçbir şey kalmamışken neden hikayelerimizi anlatalım?” dedi. 

"Cesetleri ellerimizle çıkardık"

Yardım patronları rejimin kontrolündeki Şam ve Halep'e seyahat ederken, muhalefetin kontrolündeki kuzeybatı Suriye'deki çaresizlik öfkeye, ardından kedere dönüştü. Ruqaya, "Bizim için gelen bir şey olmadığını anladık. Cesetleri çıplak ellerimizle çıkardık. Ulaşamadıklarımız öldü” diye konuştu. Kuzey Suriye'de yaşananlar ilk değil. On yılı aşkın süredir devam eden iç savaşın ardından çektikleri acılara alışmış ve dünya tarafından unutulmuş hissediyorlar. Pazartesi günü BM'nin, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'ın muhalefetin kontrolündeki kuzeybatıya sınır kapılarını açma onayını aldığına dair duyurusu özellikle tepki çekti.

"Esad depremden beter"

Jindires, Suriye'nin dört bir yanından, özellikle de Esad'a karşı gelen ve sonuç olarak sürgüne zorlanan insanlara ev sahipliği yapıyordu. “Esad depremden beter” diyen Tareq Aamer onlardan biriydi. Aamer, “BM, Beşar’a yönelik politikasıyla bizi daha da öldürüyor. Sınırları açmalarını beklememize gerek yok. Onlar zaten açık. İnsanlar neden izin istiyor?” dedi. 

Planlanmamış ilk yardım konvoyu Salı günü çadırlar, ilaçlar ve battaniyelerle Bab al-Salam'daki sınırı geçti. Bunlar son on yılda Orta Doğu'nun diğer birçok yerinden daha fazla acıların harap ettiği bir vilayetin toplu ihtiyaçlarının sadece bir kısmıydı. Suriye Acil Durum Görev Gücü icra direktörü Muaz Mustafa, BM duyurusunun gereksiz olduğunu ve uluslararası hukukun dar ve şiddetle tartışılan yorumlarından yararlandığını söyledi. Mustafa, “Esad rejiminin, Suriye'nin rejim kontrolündeki olmayan bölgelerindeki milyonlarca sivilin kaderi üzerinde nihai otorite olma hakkı yok. BM, sınır ötesi insani yardım için bir güvenlik konseyi kararına ihtiyaç duymuyor, ancak Esad'ın 12 yıldır ezdiği insanların tek temsilcisi olmasına izin veriyor” ifadelerini kullandı. 

60 yaşındaki Ali Bekir de Jinderes sakinleri için yardım talep ediyordu. Bekir’in ailesinin 18 üyesinden sadece biri hayatta kaldı. Bekir, “Psikolojik yardıma ihtiyacım var. Cesetleri kendi ellerimle çıkardım” dedi. Yanında, dört aylık, altı ve sekiz yaşındaki üç çocuğu aynı binada ölen 36 yaşındaki Ümran Sido duruyordu. Sido, “Bundan nasıl kurtulacağım? Başka kimsenin umursamadığını bilmek daha da kötüleşiyor” diye konuştu.

Afrin kenti yakınlarındaki Jinderes yolu üzerinde, Suudi Arabistan'dan gelen yardımları taşıyan bir tır konvoyu park etmişti. Yakınlarda Katar teslimatı olduklarını gösteren bayraklar dalgalandı. İl içinde faaliyet gösteren STK'lar da önceden var olan stoklardan yardım dağıttı. Ancak bölük pörçük küresel tepki ve şu anda bile Esad'a boyun eğmeye hazır olma durumu, bölgeyi gölgede bırakıyor. Komşu Türkiye'ye geçme ve ötesine geçme izni olan birkaç kişiden biri, "Ukrayna'ya gittim ve her beş metrede bir BM arabalarını gördüm. Yaşadıklarını anlıyorum. Ama biz de öyle yaptık ve yapmaya devam ediyoruz” dedi. 

"İnsan haklarına sahip çıkan ülkeler nerede?"

Hastanelerde ilaçlar ve umutlar azalıyor. Bölgenin en büyük hastanelerinden biri olan Afrin hastanesi, depremlerden sonraki saatlerde çoğu ağır yaralanan veya ölmek üzere olan 750 hastayı kabul etti. Birçoğu çocuktu ve 15'e kadar amputasyon gerekiyordu. Ameliyatların çoğunu gerçekleştiren Wadan al-Nasr, "Yapılması en zor şeyler bunlar" dedi. Yakındaki bir koğuşta, üç yaşındaki Nur, kalan tek bacağını bir battaniyeyle örterek uyuyordu. Diğer bacağını, annesi ve kardeşlerinin öldüğü aile evinin enkazında kaybetmişti. Jindires’e dönen Aamer, “İnsan haklarına sahip çıkan ülkeler, neredeler? Acımızı istismar ediyorlar. Hayvan haklarını insani haklardan daha çok önemsiyor gibiler” dedi.