İngiltere, Fransa ve ABD, Rusya'nın 2022'de Ukrayna'ya saldırmaya başlamasından bu yana Kiev'e Başkan Putin'in işgalci güçlerini vurması için güçlü uzun menzilli füzeler tedarik etti. Batılı füzeler Kırım da dahil olmak üzere işgal altındaki bölgelerde Kremlin'in ordusuna karşı yıkıcı bir etkiyle kullanıldı ancak Kiev, Rusya'nın kendi içindeki hedefleri vurmak için kendi roketlerini ve insansız hava araçlarını kullanmak zorunda kaldı. Bu durum değişmek üzere olabilir.
Putin güçleri Ukrayna'nın ikinci büyük kenti Kharkiv'i sınır ötesinden vururken, İngiltere ve Fransa Kiev'e Rusya'daki askeri hedefleri vurmak için kendi silahlarını kullanması konusunda yeşil ışık yaktı. İngiltere Ukrayna'ya gelişmiş Storm Shadow seyir füzeleri sağlarken Fransa da Scalp adı verilen füzelerin kendi versiyonunu tedarik etti. NATO Başkanı Jens Stoltenberg de savaşı Rusya'ya taşımak için Batı silahlarının kullanılmasından yana.
Kremlin nasıl karşılık verecek?
Amerika Birleşik Devletleri, Rus topraklarına yapılacak saldırıların çatışmanın tırmanmasını tetikleyebileceği endişesiyle silahlarının sınır ötesi saldırılarda kullanılmasına getirdiği yasağı kaldırmayı reddetmişti. Ancak ABD'li yetkililer, bu hafta Başkan Biden'ın büyük bir politika değişikliğiyle Ukrayna'ya, Putin'in Rusya içindeki ordusuna ancak kuşatma altındaki Kharkiv bölgesi yakınlarına Amerikan füzeleri fırlatma izni verdiğini söyledi. Şu anda muhtemel göründüğü üzere Batı füzeleri Ukrayna sınırları dışındaki Rus güçlerini vurmaya başlarsa Kremlin'in buna nasıl karşılık vereceği belirsiz. Putin, Batı destekli Ukrayna'ya karşı çatışmayı Rusya'nın hayatta kalması için varoluşsal bir savaş olarak tasvir etti ve Moskova'nın bir şekilde misilleme yapmaya çalışmayacağını hayal etmek zor. Peki Putin'in seçenekleri neler?
Nükleere başvurabilir
Rusya, Batı'nın Ukrayna'ya verdiği destek nedeniyle birçok kez nükleer silaha başvurmakla tehdit etti. Ancak tehditlerin etkisi tekrarlandıkça azaldı ve hem Ukraynalı hem de Batılı yetkililer dünyayı Putin'in blöf yaptığına ikna etmeye çalıştı. Rusya'nın söylemi, nükleer tehditlerin kabul edilemez olduğunu söyleyen müttefiki Çin tarafından da dolaylı olarak kınandı. Financial Times'ın haberine göre Başkan Şi, geçen yıl Moskova'da bir araya geldiklerinde Putin'i nükleer saldırı yapmaması konusunda özel olarak uyardı. Kremlin ise bunu yalanladı.
Rusya son zamanlarda Ukrayna yakınlarında taktik nükleer silah tatbikatlarına başladı ki bu çoğu analistin Moskova'nın bir saldırıya hazırlandığına dair bir işaretten ziyade bir gözdağı verme eylemi olarak gördüğü bir hareketti. NATO, Rusya'nın füze fırlatmaya hazırlandığına dair herhangi bir işaret görmediğini söylüyor. Moskova'daki yetkililer, Batı'yı Ukrayna'ya verdiği desteği kesmeye zorlamanın bir yolu olarak nükleer deneme fikrini ortaya attılar. Moskova'da Kremlin'e danışmanlık yapan dış politika ve savunma konseyinin kıdemli üyelerinden Dmitry Suslov bu hafta yaptığı bir açıklamada Rusya'nın Batı'yı Ukrayna'ya silahlarını serbestçe kullanmasına izin vermenin tehlikeleri konusunda ikna etmek için “göstermelik” bir nükleer patlama gerçekleştirebileceğini söyledi. Moskova son nükleer denemesini 1990'da, Washington ise 1992'de gerçekleştirmişti.
En önemli faktör Putin’in ruh hali
Analistler Rusya'nın nükleer bir saldırıya başvurma ihtimalinin düşük olduğunu söylese de kimse bu olasılığı tamamen göz ardı etmiyor. Herhangi bir analizi geçersiz kılabilecek bir faktör de Putin'in ruh hali. En yakın danışmanlarını bile şoke eden Ukrayna işgali Avrupa'yı neredeyse 80 yılın en büyük savaşına sürükledi ve çevresinin küçük bir sertlik yanlısı gruba daralmasından endişe ediliyor. Yine de Putin kırmızı düğmeye basılmasından tek başına sorumlu olmayacaktır. İngiliz düşünce kuruluşu Chatham House'da Rusya analisti olan Keir Giles, “Putin bu nükleer zincirde karar veren tek kişi değil. Onunla füzeleri gerçekten fırlatacak olanlar arasında pek çok insan var. Bu zincirdeki herkesin Putin kadar irrasyonel ya da yanlış bilgilendirilmiş olduğunu varsaymanız gerekir ki bu da pek olası görünmüyor” dedi.
Gölge saldırılar
Nükleer seçeneğin yanı sıra Kremlin, altyapıyı çökertmek ve Batılı hükümetlerin Ukrayna'yı destekleme maliyetlerini arttırmak amacıyla Batı'daki hedeflere yönelik saldırıların arttırılması emrini de verebilir. İngiltere, Estonya, Almanya, Polonya ve Litvanya'da meydana gelen bir dizi olayda Rus ajanlarından şüpheleniliyor.
En ciddi vakada, iki Alman-Rus vatandaşı Amerikan askeri tesislerine bombalı ve kundaklı saldırı planladıkları şüphesiyle geçen ay Almanya'da tutuklandı. Polonya da Rusya'nın istihbarat servisleri adına “dayak, kundaklama ve kundaklama girişiminde bulunmakla” suçladığı dokuz kişiyi tutukladı. Nisan ayında bir İngiliz, Londra'nın doğusunda Ukraynalı bir iş insanıyla bağlantılı mülklere kundaklama saldırısı düzenlemekle suçlandı. Bu kişinin Moskova tarafından işe alındığına inanılıyor.
Batılı yetkililer saldırıların Kiev'e yönelik kamuoyu desteğini zayıflatmaya yönelik bir kampanya olmasından endişe ediyor. Estonya Başbakanı Kaja Kallas geçen hafta yaptığı açıklamada Rusya'nın Batılı ülkelere karşı bir “gölge savaş” yürüttüğünü söylerken Norveç de Kremlin ajanlarının sabotajlarının “gerçek ve ciddi” bir tehdit olduğu uyarısında bulundu. Kremlin hacker ordusunu da harekete geçirebilir. Henry Jackson Society adlı düşünce kuruluşunun geçen yıl yayınladığı bir rapora göre, NHS özellikle Rus siber saldırılarına karşı savunmasız durumda. Raporun yazarı David Kirichenko, “En kolay hedeflerden biri Birleşik Krallık hastane sistemidir. Tıbbi ekipman çok eski, hiçbir zaman güvenlik kaygıları göz önünde bulundurularak inşa edilmedi” dedi.
Baltık hamleleri
Moskova, NATO'nun kolektif savunma taahhüdü olan 5. Maddeye bağlılığını test etmek için Baltık bölgesinde bir tür askeri operasyon gerçekleştirebilir. Litvanya Dışişleri Bakanı Gabrielius Landsbergis bu ay yaptığı açıklamada hükümetinin Rusya'nın komşu Belarus'u bölgedeki gerilimi “tırmandırmaya” zorlayabileceğine dair endişeleri olduğunu söyledi.
Mart ayında Belarus diktatörü Alexander Lukashenko bir askeri komutana birliklerinin Suwalki Gap olarak bilinen stratejik öneme sahip bölgeyi ele geçirip geçiremeyeceğini sordu. Polonya ve Litvanya'dan geçen 60 millik bu toprak parçası Rusya'nın Kaliningrad eksklavını Belarus'tan ayırıyor. Rusya bu bölgeyi kontrol ederek NATO üyesi Estonya, Letonya ve Litvanya'yı Avrupa'daki müttefikleriyle kara bağlantılarından mahrum bırakabilir. Rusya'nın bölgede bir şeyler planlıyor olabileceğine dair işaretler var. Moskova kısa bir süre önce Baltık Denizi'ndeki sınırları tek taraflı olarak yeniden çizeceğini söylemiş, ardından da hızla geri adım atmıştı. İsveç de Rusya'nın stratejik öneme sahip Gotland adasını ele geçirmeye çalışabileceği konusunda uyarıda bulundu.
Seferberlik
Kiev'in Rusya içinde Batı silahlarıyla gerçekleştireceği geniş çaplı bir saldırı Putin'e olan desteği arttırabilir ve Ukrayna'daki asker sayısını artırmasına olanak sağlayabilir. Putin'in 2022'de beklenmedik bir şekilde ülke çapında seferberlik ilan etmesinin ardından savaşma yaşındaki yüz binlerce erkek Rusya'dan kaçtı ve Kremlin bu deneyimi tekrarlama konusunda isteksiz davrandı.
Rus propagandası Ukrayna'daki savaşı Nazi Almanya'sına karşı verilen savaşla kıyaslamaya çalışsa da bu çabaları her zaman başarılı olamadı. Ancak Rusya'nın kalbini vuran Batılı füzelerin görüntüleri Putin'in Anavatan'ın ölümcül bir tehlike altında olduğunu daha ikna edici bir şekilde savunmasını sağlayabilir ve bu da Rusların bayrağın etrafında daha fazla sayıda toplanmasına neden olabilir.