İsrail'in Gazze'ye yönelik bir başka ölümcül saldırısının ardından küresel öfke bu hafta daha da derinleşti. Bombardımanın Refah’ın çevresindeki mülteci kampındaki Filistinlilerin ölmesine ve yaralanmasına neden oldu. Başkan Biden'ın İsrail'in harekatına verdiği sadık desteğini kesmesi yönündeki baskıları daha da artırdı. Saldırının ardından Beyaz Saray yetkilileri Refah'ta devam eden İsrail saldırısının Biden'ın bulanık kırmızı çizgisini nasıl aşmadığını açıklamakta zorlandılar.
Yedi ay sonra Washington'da çok daha farklı bir siyasi tablo ortaya çıkabilir. Netanyahu'nun bu ay eski başkan ve şu anki başkan adayı Donald Trump ile çalışan üç dış politika temsilcisiyle bir araya geldiği bildirildi. Trump New York eyaletindeki sus payı davasında 34 suçtan hüküm giymesine rağmen seçimi kazanabilir. Biden'dan farklı olarak krizi nasıl ele alacağı belli olmasa da eski başkan, Biden'ın Netanyahu ile olan sürtüşmesini ABD'nin başarısızlığının kanıtı olarak gösterdi ve Filistinlilerin çektiği acılara çok az sempati duyduğunu ifade etti. Trump bağışçılara Beyaz Saray'a dönmesi halinde ABD üniversitelerindeki Filistin yanlısı gruplara ciddi baskı uygulayacağını ve hatta bu protestolara katılan yabancı öğrencileri sınır dışı edeceğini söyledi.
Trump, Netanyahu'ya kazandıracak
Trump'ın ilk döneminden büyük fayda sağlayan Netanyahu, muhtemelen ikinci bir dönem için de benzer bir kazanç elde etmeyi umuyor. Bu arada Netanyahu, Biden yönetiminin Gazze'nin savaş sonrası yönetiminde Filistin Yönetimi'nin liderliği üstlenmesi yönündeki umutlarını açıkça reddetti ve Beyaz Saray'la görüşmeye bile ilgi göstermedi. Biden yönetiminin isteklerinin aksine, Netanyahu yakında Cumhuriyetçilerin Kongre'nin ortak bir oturum davetine katılabilir.
Biden'a karşı çıkmak Netanyahu'nun İsrail sağından ihtiyaç duyduğu desteği almasına ve ABD'deki mevkidaşlarının gözüne girmesine yardımcı olabilir. Bu aynı zamanda ABD-İsrail ilişkilerinde daha derin bir değişimi de hızlandırır.
Putin de Trump’ı bekliyor
Trump'ı bekleyen sadece Netanyahu değil. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in, Kremlin'in Ukrayna topraklarındaki yasadışı işgallerini pekiştirmesine muhtemelen yardımcı olacak bir Trump zaferini beklediğine dair kanıtlar daha açık. Geçen ay Trump ve yakın çevresinin iktidara gelmeleri halinde Moskova ve Kiev arasında hayata geçirmeye çalışacakları olası bir anlaşmanın şartlarını ana hatlarıyla belirledikleri bildirildi. Trump ya da danışmanlarıyla görüşen ve bu görüşmeler gizli olduğu için isimlerinin açıklanmaması koşuluyla konuşan kişilere göre, Trump'ın önerisi Ukrayna'yı Kırım ve Donbas sınır bölgesini Rusya'ya bırakmaya zorlamaktan ibaret.
Böyle bir hamle Ukrayna'nın Rus işgaline karşı direnişini desteklemek üzere kurulan transatlantik koalisyonu parçalayacaktır. Batı'nın Ukrayna konusundaki kararlılığının azaldığı bir dönemde Cumhuriyetçilerin Avrupa'nın güvenliğinden uzaklaşmasını pekiştirecektir. Ve Trump'ın Kremlin'deki diktatöre duyduğu dikkat çekici sevginin bir başka işareti olacaktır.
Başkan Barack Obama'nın ulusal güvenlik danışmanı Tom Donilon şunları söyledi: “Eski başkan Trump'ın Putin ile olan açıklanamaz ilişkisi ve NATO'ya karşı eşi benzeri görülmemiş düşmanlığı, Avrupa'ya ya da Ukrayna'ya güven veremez. Trump'ın tutumu ABD ve Avrupa güvenliği için açık ve mevcut bir tehlikeyi temsil ediyor.