6 Ekim 2023'te gelin olmaya hazırlanan Meram Abu Shabaan hayatının en güzel günü olacağını düşündüğü gün için çok heyecanlıydı. Evlenecekti ve günü oje sürerek, ailesiyle eğlenerek ve gecenin geç saatlerini plajda geçirerek hayatının nasıl sonsuza dek değişmek üzere olduğunu düşünerek geçirdi. Hayatları sonsuza dek değişti ancak 25 yaşındaki Gazzeli Shabaan'ın beklediği şekilde değil. Düğününün olduğu gün, ABD tarafından terörist ilan edilen Hamas'ın liderliğindeki savaşçılar İsrail'e saldırarak yetkililerin söylediğine göre yaklaşık bin 200 kişinin ölümüne, 250 kişinin rehin alınmasına ve Gazze Şeridi'nin harabeye dönmesine yol açacak bir savaşın fitilini ateşledi. Abu Shabaan annesinin çığlık atarak yatak odasına dalmasıyla uyandı. O anı anlatan Abu Shabaan, “Düğün günü kuaför randevusuna geç kaldığımızı sandım. Sonra roketlerin sesini duydum" dedi.
Çocuklarını doğumdan bu yana görmedi
6 Ekim günü Hanan Bayuk'un Gazze'deki evinde heyecan doluydu. 24 yaşındaki genç kız haftalar önce Kudüs'teki bir hastanede üçüz bebek dünyaya getirmişti ve taburcu edilebilecek duruma geldikten sonra onları almak için geri dönmeyi dört gözle bekliyordu. Bayouk'un durumu, İsrail ve işgal altındaki Filistin toprakları boyunca devam eden karşılıklı bağımlılığın garip karışımını yansıtıyor. Abluka altındaki ve tel örgülerle çevrili Gazze Şeridi'ndeki hastaneler Bayouk'un yüksek riskli hamileliğiyle yeterince ilgilenemediği için doğum yapmak üzere Doğu Kudüs'e gitmek üzere İsrail'den izin almak zorunda kaldı.
Ağustos ayında prematüre ve düşük kilolu doğan üçüzlerinin haftalarca bakıma ihtiyacı vardı. Ancak Bayouk'un izni onlar taburcu edilmeden önce sona erecekti. Yeni doğmuş bebekleri olmadan Gazze'ye dönmekten ve durumları stabil hale geldikten sonra onları almak için İsrail'e girmek üzere yeniden başvurmaktan başka çaresi yoktu. Bayuk evraklarını hazırlamıştı ve 8 Ekim haftasında gitmeye hazırdı. Ancak saldırıdan sonra İsrail kapıları kapattı ve Filistinlilerin giriş izinlerini iptal etti. Bayuk, şimdi bir yaşında olan çocuklarını doğumlarından bu yana göremedi ve ne zaman görebileceğini de bilmiyor.
Bir hastane kreşinde büyütülen üçüzler için “Annelerini ya da babalarını tanımıyorlar. Telefonda hemşirelere 'anne' dediklerini duydum. Bu her seferinde yıkıcı oluyor" dedi. İsrailliler yeni bir kırılganlık duygusuyla mücadele ederken, birden fazla cephede savaşırken ve 7 Ekim'de kaçırıldıktan sonra Gazze'de hala tutulan yaklaşık 100 rehinenin akıbetinden endişe ederken, Filistinliler harap olmuş bir coğrafyada paramparça olmuş hayatlar arasında yollarını bulmaya çalışıyor.
Nüfusun yüzde 90'ı evlerinden çıkarıldı
Filistinli sağlık yetkililerine göre İsrail'in saldırısı 41 bin fazla kişinin ölümüne ve aralarında çok sayıda kadın ve çocuğun da bulunduğu 95 binden fazla kişinin yaralanmasına neden oldu. Yaklaşık iki milyon insan (Gazze nüfusunun yaklaşık yüz 90'ı) evlerinden zorla çıkarıldı ve çoğu zaman defalarca taşınmak zorunda kaldı.
Bölgenin büyük bir kısmı yaşanmaz hale geldi, okullar ve hastaneler yıkıldı. Savaş aileleri parçaladı ve binlerce yetim ve sakat yarattı. Ve hayalleri yıktı. Birçok Filistinli için savaşın sona ereceğine dair çok az umut var; çünkü ateşkes görüşmeleri hiçbir yere varmadı ve hiç kimse Gazze Şeridi'nin savaştan sonra nasıl yönetileceğine ya da yeniden inşa edileceğine dair ciddi bir plan ortaya koymadı. Bu arada, çoğu zaman imkansız kararlar vermek zorunda kalıyorlar.
Çoğu Gazze sakini gibi İsrail'e girişi yasak olan üçüz annesi Bayuk, çocuklarının Kudüs'te, İsrail bombardımanından uzakta olmasından memnun olmak ya da savaş bölgesinde bile olsa onları eve götürmek için mücadele etmek arasında bir seçim yapmak zorundaydı. İkincisinde karar kıldı ve çocuklarını Gazze'ye getirmeye çalışmak için bir insan hakları örgütüyle birlikte çalışıyor.
"Uğruna çalıştığım her şey toza dönüştü"
Savaştan önce Gazzeli 44 yaşındaki girişimci Rafiq Al Ashi, birkaç başarılı giyim mağazasının yanı sıra Covid sonrası gelişen serbest ve uzaktan çalışma ekonomisine uyum sağlamak için açtığı hareketli bir ortak çalışma alanına sahipti. Hatta artan talebi karşılamak için bu alanı genişletmeyi planlıyordu ve 7 Ekim'den kısa bir süre önce Çin'den malzeme sipariş etmişti. Malzemeler Gazze'ye hiç ulaşmadı. Ve 8 Ekim'e gelindiğinde, Ashi'nin ortak çalışma alanını ve giyim mağazalarından birini barındıran yüksek bina bir hava saldırısında yerle bir oldu. Ashi, “Bunu düşündüğümde hala dehşete düşüyorum. Uğruna çalıştığım her şeyin toza dönüştüğünü görmek" diye konuştu.
Savaş haftalar geçtikçe, Ashi savaşın ortasında kalan çoğu Gazze'li Filistinlinin asla elde edemeyeceği bir fırsat yakaladı. Çocukları bu fırsatı değerlendirerek komşu Mısır'a gitti ve 7 Ekim'de orada akrabalarını ziyaret etmekte olan anneleriyle yeniden bir araya geldi. Ancak oturma izninin bulunduğu Birleşik Arap Emirlikleri'ne çıkış izni verilen dört çocuk babası, Gazze'de kalmaya karar verdi. Savaştan sonra geri dönemeyeceği korkusuyla 7 Ekim'den bu yana bölgeyi terk ettiği tahmin edilen 110 bin Filistinliye katılmayı reddetti. İsrail'in 1948'deki kuruluşu sırasında sürgüne gönderilen yüz binlerce Filistinlinin kaderinden kaçınmaya çalıştığını söyledi. Ashi, "Gazze'de yaşananların ben burada olmadan gerçekleşmesini istemiyorum. Yeniden inşasına yardım eden ilk insanlardan biri olmak istiyorum" dedi.