14 Mayıs 2024, Salı Gazete Oksijen
Haber Giriş: 28.11.2023 10:00 | Son Güncelleme: 28.11.2023 10:10

Washington Post yazdı: İsrail yüzlerce Filistinliyi suçlama olmaksızın nasıl gözaltında tutuyor?

İsrail, Hamas ile yaptığı ateşkes anlaşması kapsamında birçok Filistinli mahkumu serbest bıraktı. Ancak diğer taraftan Batı Şeria'da serbest bırakılanlar kadar Filistinliyi de gözaltına aldı. Peki İsrail, hiçbir suçlama olmadan Filistinlileri nasıl süresiz gözaltında tutuyor?
Washington Post yazdı: İsrail yüzlerce Filistinliyi suçlama olmaksızın nasıl gözaltında tutuyor?

İsrail ile Hamas arasındaki çatışmalara verilen dört günlük ara salı sabahı sona ermek yerine iki gün daha uzatılarak, İsrail'in haftalardır aralıksız bombardımanına maruz kalan Gazze'deki 2,1 milyon Filistinlinin kısa süreli rahatlama süresi de uzatıldı. Bu hamle aynı zamanda Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'in güneyine düzenlediği saldırı sırasında kaçırılan İsrailli rehinelerin ailelerine de umut verdi.

Katarlı ve Mısırlı arabulucular aracılığıyla iki taraf Gazze'deki 50 rehinenin ve İsrail tarafından hapsedilen çoğu genç ve bazıları kadın yaklaşık 150 Filistinlinin dört günlük süre zarfında serbest bırakılması konusunda anlaşmaya varmıştı. İlk dört gün içinde çoğunluğu İsrailli olmak üzere Tayland, Filipin, Fransız, ArjantinRus ve birçok ülkenin vatandaşından oluşan 69 rehine ve 100'den fazla Filistinli serbest bırakıldı. Süre uzatımı, daha fazla esir değişimi ve arkadaşları ile sevdikleri için daha fazla umut olasılığını arttırıyor.

Bazılarına karşı suçlama bile yok

Ancak serbest bırakılan Filistinliler için geri döndükleri bağlam daha tedirgin edici. Medyaya dağıtılan listelerde İsrailli yetkililer serbest bırakılacak tüm mahkumları terörist olarak nitelendiriyor. Bazıları cinayete teşebbüs gibi suçlardan hüküm giymiş; diğerleri ise taş atmak ya da bıçak taşımak gibi eylemler nedeniyle gözaltına alınmış. Serbest bırakılacak en yaşlı kadın mahkum olan 59 yaşındaki Hanan Barghouti gibi birkaçı ise herhangi bir suçlama olmaksızın süresiz olarak İsrail tarafından gözaltında tutuluyordu.

"Sevinç gösterileri olmayacak"

Batı Şeria'nın Ramallah kentinde hafta sonu serbest bırakılan bir grup mahkûmun aileleriyle buluşması sevinç gösterilerine sahne olurken, İsrail'in aşırı sağcı Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir, İsrail polisinin doğrudan operasyon yapabildiği Doğu Kudüs'te bu tür kutlamaların engellenmesine yönelik talimatlar verdi. Gvir, "Talimatlarım açık: sevinç gösterileri olmayacak. Sevinç ifadeleri terörizme destek vermekle eşdeğerdir, zafer kutlamaları o insan müsveddelerine, o Nazilere destek verir" diye konuştu.

Gözaltındaki Filistinli nüfusu iki katına çıktı

Bu arada, büyük bölümü İsrail'in askeri yönetimi altında bulunan Batı Şeria'da, İsrailli yetkililer son birkaç gün içinde serbest bırakılan Filistinli sayısı kadar Filistinliyi gözaltına aldı. 7 Ekim sonrası yaşanan baskılar sonucunda İsrail'in gözaltındaki Filistinli nüfusu bazı ölçümlere göre neredeyse iki katına çıktı: Filistinli hak gruplarına göre, çoğu Batı Şeria'da olmak üzere 3 binden fazla Filistinli İsrail güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındı. Çoğunluk idari gözaltında tutuluyor gibi görünüyor, yani yetkililerin süresiz olarak yenileyebileceği, suçlama veya yargılama olmaksızın hapsetmenin bir şekli.

Uluslararası hukuka göre idari gözaltı uygulamasının sadece istisnai durumlarda kullanılması gerekiyor. Ancak, İsrailli ve uluslararası insan hakları gruplarının da belgelediği gibi, Batı Şeria'da bu uygulama artık bir norm haline geldi. Batı Şeria'da 7 Ekim'den önce de içten içe yanan gerilim ve şiddet, idari gözaltıların on yılın en yüksek seviyesine çıkmasına neden olmuştu. İsrailli insan hakları örgütü HaMoked'e göre 1 Ekim'de bin 319 olan idari gözaltındaki Filistinli sayısı 1 Kasım'da 2 bin 70'e çıktı ki bu rakam toplam Filistinli tutuklu nüfusunun üçte birine yakın.

Çarpık adalet

İsrail'i eleştirenler, belirli suçlarla itham edilenlerin bile çarpık ve adaletsiz bir adalet sistemiyle karşı karşıya olduğunu iddia ediyor. Batı Şeria'daki Filistinliler, içlerinde yaşayan yarım milyon Yahudi yerleşimcinin aksine İsrail askeri mahkemelerine tabi. Bu mahkemeler bazı yıllarda yüzde 99 oranında mahkumiyet kararı verirken, bu durum Filistinlilere tanınan yasal süreç hakkında soru işaretleri yaratıyor.

Vox'tan Abdallah Fayyad, "Örneğin Filistinlilere rutin olarak avukat verilmiyor ve mahkemede kullanılan ifadeleri ve itirafları yanlış çevirilerle karşı karşıya kalıyor. Ancak bu hukuk sisteminin tek sorunu adil yargılama eksikliği değil. Çoğu zaman bu davalar aldatıcı ve geniş kapsamlı suçlamalara dayanıyor" ifadelerini kullandı.

"Rutin olarak alıkonuluyorlar"

İsrail'in Filistinlilere yönelik sisteminin dinamikleri, İsrail'in Filistin topraklarındaki askeri işgalinin daha geniş doğasına yönelik öfkeyi uzun zamandır besliyor. İsrailli insan hakları grubu B'Tselem, "Herhangi bir suçtan hüküm giymemiş ya da suçlanmamış insanları, itiraz edemeyecekleri gizli sözde kanıtlara dayanarak uzun süreler boyunca hapsetme yetkisi aşırı bir güçtür. İsrail bu yetkiyi sürekli ve yaygın olarak kullanmakta, her an yüzlerce Filistinliyi rutin olarak alıkoymaktadır" dedi.

Hamas'ın 7 Ekim'deki kanlı saldırısının ardından derinleşen kriz gerilimi daha da arttırdı. Uluslararası Af Örgütü'nün Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölge Direktörü Heba Morayef bu ay yaptığı açıklamada, son haftalarda Filistinli tutukluların maruz kaldığı çok sayıda ihlal raporuna atıfta bulunarak, "İdari gözaltı, İsrail'in Filistinlilere karşı apartheid sistemini uyguladığı temel araçlardan biri. Tanıklıklar ve video kanıtları, İsrail güçleri tarafından çok sayıda işkence ve diğer kötü muamele vakasına işaret ediyor; bunlar arasında ağır dayak ve korkunç koşullarda gözaltında tutulan Filistinlilerin kasıtlı olarak aşağılanması da var" diye konuştu.

İsrailli yetkililer yıllar boyunca idari gözaltı uygulamalarının diğer demokrasilerdeki politikalarla uyumlu olduğunu ve Batı Şeria'yı şekillendiren güvenlik koşulları göz önüne alındığında gerekli bir önleyici tedbir teşkil ettiğini savundu. Uzun süredir İsrail güvenlik birimleriyle el ele çalışan zayıf Filistin Yönetimi, Batı Şeria'daki Filistinliler arasında yükselen öfkeyi bastırmakta zorlanıyor. Geçtiğimiz haftalarda İsrailli hükümet yetkilileri, BM yetkililerinin ve Uluslararası Af Örgütü gibi kuruluşların İsrail Dışişleri Bakanlığı sözcüsünün antisemitik ve önyargılı olarak nitelendirdiği kınamalarına tepki gösterdi.

Ancak İsrail'in bu uygulamayı yaygın bir şekilde kullanması uluslararası gözlemciler tarafından uzun süredir eleştiriliyor. 2012 tarihli bir Avrupa Parlamentosu raporu idari gözaltıyı esas olarak Filistinlilerin siyasi aktivizmini kısıtlamak için kullanılan bir taktik olarak tanımladı. 2020 yılında, o dönemde BM'nin Filistin topraklarındaki insan hakları özel raportörü olan Michael Lynk, İsrail'i bu uygulamayı kaldırmaya çağırdı. Lynk, "İdari gözaltı, hukukun üstünlüğünü takip eden herhangi bir demokratik toplumda bir anathema'dır. Demokratik bir devlet bir kişiyi tutukladığında ve gözaltına aldığında, o kişiyi suçlamak, kanıtlarını açık bir duruşmada sunmak, tam bir savunmaya izin vermek ve tarafsız bir yargıyı makul bir şüphenin ötesinde iddialarına ikna etmeye çalışmak zorundadır" dedi.