İsrail Hamas'a karşı operasyonlarını tırmandırırken Gazze'nin üzerine korkunç bir sessizlik çöktü: İsrail'in cuma günü başlattığı genişletilmiş kara saldırısı, kuşatma altındaki bölgede telefon ve WiFi erişiminin büyük ölçüde kesilmesine ve zaten zorluklarla baş etmeye çalışan yüz binlerce Gazze sakininin telekomünikasyon karanlığına gömülmesine neden oldu.
Yardımlar ihtiyacın yüzde 3'ünü karşılıyor
Pazar sabahına gelindiğinde bağlantı bir nebze de olsa sağlanmış gibi görünse de devam eden savaşın bilançosu daha da ağırlaştı. Hamas tarafından kontrol edilen ancak geçmişte kayıplar konusunda güvenilir bir veri kaynağı olan Gazze'deki Sağlık Bakanlığı, şu ana kadar 3 bin 324'ü çocuk olmak üzere 8 bin 5 kişinin öldüğünü açıkladı. 20 binden fazla kişi de yaralandı. Filistin Kızılayı'nın açıklamasına göre Gazze'ye akan insani yardım, bölgenin kuşatılmış ve başarısız tıbbi sektörünün ihtiyaçlarının yalnızca yüzde 3'ünü karşılıyor.
Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'in güneyindeki köylere ve kibbutzimlere düzenlediği korkunç saldırıda en az bin 400 kişi öldü ve yaklaşık 230 rehine kaçırıldı. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun İsrail'in Gazze'ye genişletilmiş bir kara saldırısıyla savaşın yeni bir aşamasına girdiğini açıklamasının ardından rehinelerin kaderi belirsizliğini koruyor. Netanyahu, misyonun altını çizmek için binlerce yıl önce İsrailoğullarının İncil'deki savaşlarına atıfta bulundu: Katil düşmanı yenmek ve topraklarımızdaki varlığımızı güvence altına almak.
Gazze'de yaşayan 2.3 milyon insan için, başka yerlerdeki dostları ve sevdiklerinin yanı sıra uluslararası medya ve yardım kuruluşlarıyla bağlantılarının kesilmesinin sonuçlarını hesaba katmak zorunda kalmadan önce günlük yaşam yeterince çileliydi. Sürekli bombardıman ve İsrail'in bir dizi tahliye uyarısının ortasında, Gazze'deki pek çok aile güvenli bir sığınak bulmak için umutsuz bir arayış içinde defalarca yer değiştirmek zorunda kaldı. Tüm yerleşim bölgeleri zehirli toz ve enkaz yığınlarına dönüşmüş durumda. WiFi sinyalleri ve telefon şarj istasyonları kıt kanaat bulunuyor.
Milyonlarca insan sokaklara döküldü
Gazze'de foto muhabirliği yapan Abdul Raouf Shaath, meslektaşlarına sesli bir mesaj iletmeyi başardı ve yerleşim bölgesinin artık dünyanın gözünden düştüğü yönündeki korkularını dile getirdi. Ancak hafta sonundan önce ve hafta sonu boyunca Gazze adına çok gürültü koparıldı. Dünyanın dört bir yanında, ateşkes çağrısında bulunan kalabalık protestocular sokaklara döküldü. Tüm gösterilere katılanların toplam sayısını ölçmek zor, ancak bu rakam milyonlarla ifade edilebilir.
Göstericiler Thames Nehri boyunca ve Londra'nın kalbinde, Roma'da Kolezyum'un önünden geçerek ve Paris'te Filistin yanlısı toplantılara getirilen yasaklara meydan okuyarak yürüdüler. Beyrut, Bağdat ve Kahire'de büyük kalabalıklar bu Arap başkentlerinin ana caddelerine akın etti. Malezya'nın başkenti Kuala Lumpur'daki ABD Büyükelçiliği önünde sloganlar attılar ve Pakistan'ın Karaçi kentinde ABD ve İsrail bayraklarını yaktılar. Filistin yanlısı protestocular Oslo'dan Yeni Zelanda'nın başkenti Wellington'a kadar parlamento binalarının önünde toplandı.
Hafta sonu düzenlenen mitingler ton ve mesaj açısından çeşitlilik gösterdi. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan cumartesi günü İstanbul'da yüz binlerce kişinin Filistin ve Türk bayrakları salladığı büyük bir miting düzenledi. Erdoğan, İsrail-Türkiye ilişkilerini krize sokan sözlerini yineleyerek İsrail'i "İşgalci" olarak nitelendirdi ve Hamas'ın terör örgütü olmadığını vurguladı. Hindistan'ın güneyindeki Kerala eyaletinde, Hamas'ın eski lideri Halid Meşal, radikal ve çoğunluğu Müslüman olan bir örgütün ev sahipliğinde düzenlenen bir etkinliğe sanal olarak katıldı. Kozhikode kentinde düzenlenen daha ana akım Filistin yanlısı ayrı bir miting ise yaklaşık 100 bin kişilik bir kalabalığın ilgisini çekti.
Gösteriler sivillere odaklandı
Batı'da siyasi liderler ve yorumcular bazı gösterilerde antisemit sloganların ve söylemlerin giderek yaygınlaşmasını endişeyle izlerken, özellikle üniversite kampüslerindeki aktivistlerin Hamas'ı işlediği bariz savaş suçları ve zulümleri nedeniyle kınama konusundaki isteksizlikleri karşısında da öfkeye kapıldılar. Avrupa'da bazı hükümetler Filistin yanlısı protestoları ya tamamen yasaklamak ya da Filistin bayrağı da dahil olmak üzere Filistin davasıyla bağlantılı görüntüleri sansürlemek için harekete geçti. Ancak büyük gösterilerin ağırlıklı mesajı Gazze'deki Filistinli sivillerin içinde bulunduğu kötü duruma odaklandı.
"Bu Hamas'la ilgili değil"
Reuters'a konuşan Londralı protestocu Camille Revuelta, "Oyundaki süper güçler şu anda yeterince şey yapmıyor. İşte bu yüzden buradayız: Ateşkes çağrısı yapıyoruz, Filistinlilerin hakları, var olma, yaşama hakkı, insan hakları, tüm haklarımız için çağrıda bulunuyoruz. Bu Hamas'la ilgili değil. Bu Filistinlilerin hayatlarını korumakla ilgili" ifadelerini kullandı.
Cumartesi günü New York'ta binlerce protestocu Brooklyn Köprüsü'nü doldurarak "Özgür Filistin" sloganları attı. Bir gün önce, büyük bir Batı şehrinde gerçekleşen belki de en dikkat çekici eylemde, sol eğilimli bir Yahudi Amerikan örgütü olan Jewish Voice for Peace tarafından düzenlenen bir protesto Manhattan'ın ikonik Grand Central Terminali'nin ana yolcu salonunu ele geçirdi ve Filistinlilerin hayatlarının korunması çağrısında bulundu. Polis, istasyona erişimi engelledikleri gerekçesiyle onlarca protestocuyu gözaltına aldı.
"Umuda ihtiyacımız var"
Protestoya katılan New Yorklu bir çocuk doktoru olan Steve Auerbach, New York Times'a yaptığı açıklamada "Bu sona ermeli. Ateşkes çağrısı yapmak ana akım, normatif bir tutum olarak görülmeli" dedi. Kuşatma altındaki Gazze'de bu tür jestler memnuniyetle karşılanıyor. Cumartesi günü İngiliz Guardian gazetesinde bir köşe yazısı yayınlayan Gazzeli öğrenci Nowar Diab, "Şu anda umuda çok ihtiyacımız var. Durum çok zor ve her gün bir parça umuda ihtiyacımız var. Desteğiniz bize bunu veriyor: yarın gelecek olan uzun, acılı ve zor günü atlatmak için yeterli umudu" ifadelerine yer verdi.
