İsrail ordusunun Gazze'de bir tünelde ele geçirdiğini belirttiği belgelere göre, Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’e düzenlediği kanlı saldırı, Suudi Arabistan ile İsrail arasındaki normalleşme sürecini sabote etmek amacıyla gerçekleştirildi.
Belgeler, saldırının Hamas lideri Yahya Sinvar’ın başkanlık ettiği üst düzey bir toplantıda onaylandığını gösteriyor.
The Wall Street Journal tarafından incelenen belgelerde, Hamas’ın lideri Yahya Sinvar, 2 Ekim 2023’te yapılan Hamas Siyasi Büro toplantısında, “olağanüstü bir eylemin” Arap dünyasında Filistin davasını arka planda bırakacak bir Suudi-İsrail anlaşmasını durdurmak için şart olduğunu söyledi.
“Stratejik Dönüşüm” hedefi
Sinvar, belgelerde yer alan ifadeye göre, “Suudi-Siyonist normalleşme anlaşması önemli ölçüde ilerliyor. Bu anlaşma, diğer Arap ve İslam ülkelerinin de aynı yolu izlemesinin önünü açacaktır,” dedi. Hamas lideri, bu süreci durdurmak için iki yıldır planlanan büyük bir saldırının başlatılması gerektiğini vurguladı.
Belgede Sinvar’ın hedefi şu sözlerle aktarıldı: “Filistin davasıyla ilgili bölgesel dengelerde ve yönelimlerde büyük bir hareket veya stratejik bir değişim yaratmak.” Sinvar ayrıca İran destekli “direniş ekseni”nden de destek beklediklerini söyledi.

Trump: Bunu zamanında yapacaktınız
Hamas’ın 7 Ekim saldırısında yaklaşık 1.200 kişi hayatını kaybederken, İsrail'in başlattığı kapsamlı askeri harekât sonucunda, Gazze sağlık yetkililerine göre 60 binden fazla Filistinli öldü. Bölgede büyük bir yıkım yaşandı ve bu durum, Arap dünyasında ve uluslararası kamuoyunda büyük öfke yarattı. Sonuç olarak İsrail ile Suudi Arabistan arasındaki normalleşme süreci en azından geçici olarak askıya alındı.
ABD Başkanı Donald Trump, Salı günü Riyad’ı ziyaretinde, Suudi Arabistan’ı İsrail ile ilişkileri kurmaya teşvik ederken, “Bunu kendi zamanınızda yapacaksınız,” ifadelerini kullandı.
İran onayladı mı?
WSJ’ye konuşan üst düzey Hamas ve Hizbullah yetkililerine göre, 2 Ekim’de Beyrut’ta Hamas ile İranlı güvenlik yetkilileri arasında saldırıya ilişkin bir başka toplantı daha yapıldı. Bu kaynaklar, saldırı planının İran tarafından onaylandığını ileri sürdü.
Ancak bazı Hamas ve Hizbullah yetkilileri saldırının kapsamı ve tarihi gibi detayların sadece Hamas’ın Gazze’deki askeri kanadı tarafından bilindiğini savunuyor.
2021 yazından bu yana İran, Hamas’a silah, finansman ve eğitim desteği sağladı. 7 Ekim öncesi haftalarda Hamas mensuplarına muharebe eğitimi verildiği belirtiliyor. Ancak Tahran ile Hizbullah’ın, İsrail’le doğrudan bir savaşa girmek istemediği ve bu mesajın Hamas’a açıkça iletildiği de bildirildi.
Tarih: Ağustos 2022
Ağustos 2022 tarihli ve “gizli” ibareli bir iç brifingde ise Hamas askeri liderliği, Arap ülkeleriyle İsrail arasında artan normalleşme sürecinin, Filistin davasını tasfiye etmeyi hedeflediğini ve Hamas’ın bu dalgaya karşı konum almasının artık bir zorunluluk olduğunu belirtiyor. Aynı belgede, Hamas’ın Hizbullah ve diğer Filistinli silahlı gruplarla iş birliğini artırdığı kaydediliyor.
Suudi Arabistan ile İsrail arasındaki bir anlaşma, bölgede Ürdün ve Mısır ile yapılan barış anlaşmalarından sonra İsrail’in diplomatik konumunda en büyük değişim olacaktı. 2020’de İsrail, BAE ve Bahreyn ile de ilişkiler kurmuştu. Ancak Suudi Arabistan, uzun süredir İsrail için en büyük diplomatik ödül ve ABD için bölgesel bir denge unsuru olarak görülüyordu.
Selman iki şart sunuyor
Ancak Gazze’deki yıkım, Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’ın yaklaşımını değiştirdi. Prens, son bir yılda görüşme yaptığı yabancı liderlere, İsrail’le normalleşmenin ancak iki koşulda mümkün olabileceğini söyledi: Gazze’de savaşın sona ermesi ve Filistin devletine giden bir diplomatik sürecin başlatılması.
Ancak 7 Ekim saldırısı, İsrail kamuoyunda Filistin devletine yönelik düşmanlığı daha da derinleştirdi ve bu talep, İsrail’in siyasi yelpazesinde uzun yıllar boyunca karşılık bulmayabilir.
İsrail ile normalleşmek için özel iş ilanı
İsrail ordusunun bulduğu belgeler arasında dikkat çeken bir diğer unsur ise Ekim 2022 tarihli bir iş ilanı oldu. Hamas, Arap ve İslam İş Birliği Dairesi bünyesinde görev alacak bir kişiyi, “normalleşmeyle mücadele eden diplomatik faaliyetleri yürütmek” üzere işe almak istiyordu.
Adaydan üniversite mezunu, müzakere ve iletişim konusunda yetkin olması isteniyordu. İşin bir parçası olarak, Arap dünyasındaki taban örgütlerinin İsrail’le ilişkileri destekleyen yapıları boykot etmesi sağlanacaktı.
Kaynak: Gazete Oksijen