Boğaziçi Üniversitesi, emekli akademisyenlerin ofislerinin boşaltılmasına ilişkin, "Göreve yeni başlayan öğretim elemanlarına ofis verme konusunda güçlük yaşandığından sözleşmeli olanlar hariç, bütün emekli öğretim üyelerinden ofislerini boşaltmaları istenmiştir" açıklamasını yaptı.
Üniversitenin açıklamasında, kamuoyuna yansıyan "Boğaziçi Üniversitesi'nden bazı öğretim üyelerinin uzaklaştırıldığı" yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığı belirtildi. Basında "üniversiteyle ilişkilerinin kesildiği" şeklinde gündeme getirilen akademisyenlerin, üniversitenin tam zamanlı öğretim elemanı olmadığı aktarılan açıklamada, bu akademisyenlerin bir kısmının üniversiteden yaş haddinden dolayı emekli olmuş, diğerlerinin ise başka kurumlarda çalışan ve üniversitede ders saati ücretiyle görevlendirilen akademisyenler olduğu kaydedildi.
Açıklamada, emekli akademisyenlerin ofislerinin boşaltılmasına ilişkin şu ifadelere yer verildi: "Üniversitemizde yıllardır süregelen bir mekan sorunu olduğu halde uzun zaman önce emekli olmuş bazı akademisyenlerin kişisel ofislerini tutmaya devam ettikleri tespit edilmiştir. Göreve yeni başlayan öğretim elemanlarına ofis verme konusunda güçlük yaşandığından sözleşmeli olanlar hariç, bütün emekli öğretim üyelerinden ofislerini boşaltmaları istenmiştir. Saat ücretli olarak ders vermeye devam eden emekli akademisyenler, yarı-zamanlı akademisyenlerin kullandığı ortak alanları kullanmaya devam edecektir. Böylece üniversitemizdeki diğer öğretim üyelerine sunulan imkanlar konusunda iyileşme hedeflenmektedir. Ayrıca bazı emekli öğretim üyelerinin, bölümlerin idari işleyişine müdahil oldukları, genç akademisyenlerin üzerinde psikolojik hakimiyet kurmaya çalışarak karar alma mekanizmalarını kontrol etme gayretinde oldukları gözlenmektedir."
"Özellikle son dönemde bazı emekli öğretim üyelerinin, eski tahakküm alanlarını kaybedecekleri korkusuyla üniversiteyi bir çatışmanın zemini haline getirmeye çabaladıklarının görüldüğü" ifade edilen açıklamada, "Bu emekli akademisyenler ülke içinde ve dışında Boğaziçi Üniversitesi yönetimini karalamakta ve sosyal medyada asılsız propaganda ve algı operasyonu yürüterek Boğaziçi Üniversitesine zarar vermektedirler. Bu akademisyenler hakkında emekli oldukları için herhangi bir disiplin ve cezai soruşturma yapılamamakta ve bu durum sınır tanımayan eylemlere zemin hazırlamaktadır" denildi.
Açıklamada, üniversite dışı uzmanlardan kendi akademik alanlarında faydalanmanın üniversite kültürünün bir parçası olduğuna vurgu yapılarak, "Bundan sonra da üniversitemiz, çok kıymetli emekli akademisyenlerimizden ve başka kurumlarda çalışan akademisyenlerden uzmanlık alanlarında faydalanmaya devam edecektir. Fakat üniversitede saatli ücretli akademisyenlere tanınan hak ve görevleri aşan ve üniversite üzerinde belli bir grubun tahakkümünü devam ettirmek amacını taşıyan her türlü tutum ve davranışın üniversite yönetimi tarafından engelleneceğini kamuoyuna arz ederiz" ifadeleri kullanıldı.
Olayın geçmişi
Boğaziçi Üniversitesi'nde 16 akademisyenin görevlerinde uzaklaştırıldığı ve ofislerini boşaltmaları istendiği iddia edilmişti. Dersleri veto edilen akademisyenler arasında Can Candan, emekli öğretim üyeleri Cevza Sevgen, Sumru Özsoy, Alpar Sevgen, Nükhet Sirman, Faruk Birtek, Yaman Barlas, Zeynep İlsen Önsan, yarı zamanlı öğretim üyeleri Eren Soyak, Çağatay Sönmez, Onur Güngör, Can Tunca, Banu Aykın Köylüer, Selahattin Yılmaz, İzzettin Önder ve Mehmet Akıncı yer alıyor. Akademisyenlerin ders vermelerinin ilgili fakültelerin yönetim kurullarında kabul edildiği ancak Naci İnci ve yönetimi tarafından veto edildiği konuşuluyordu.
