Birleşik Krallık (BK) merkezli uluslararası gayrimenkul araştırma şirketi Knight Frank, Amerikalıların en çok rağbet gösterdiği 6 Avrupa şehrini paylaştı. Bunlar arasında Londra, Paris ve Provence vilayeti, İtalya'ya bağlı Toskana bölgesi ve yine İtalya'daki Como Gölü bölgesiyle Portekiz'in başkenti Lizbon yer alıyor.
WSJ'ye konuşan Knight Frank'in direktörü Kate Everett-Allen, Amerikalıların hem kur değişimi hem de ülkelerindeki fiyat artışlarından ötürü Avrupa şehirlerine ilgi duymaya başladığını belirtti. Şirketin verilerine göre 2021'in ilk çeyreğiyle 2022'nin ilk çeyreği arasındaki dönemde Londra ve Paris'te ev fiyatlarında yüzde 5 artış yaşanırken, Toskana bölgesinin başkenti Floransa'da yüzde 1,6 düşüş görüldü. Lizbon'daysa durum farklıydı. Söz konusu dönemde fiyatlarda yüzde 11,5 artış yaşandı.
"2008'den bu yana en uygun dönem"
Öte yandan ABD'deki ev fiyatları, Avrupa'ya kıyasla fırladı. Arizona eyaletinin başkenti Phoenix, Florida eyaletindeki Miami ve Kaliforniya eyaletindeki San Diego'da ev fiyatlarında en az yüzde 29 artış gözlemlendi. Ayrıca dolar, sterlin karşısında da güç kazandı. BK merkezli emlak şirketi Savills'in direktörü Rory McMullen, Londra'da ev satın almak isteyen Amerikalılar için 2008'den bu yana en uygun dönemin yaşandığını belirtti. Halihazırda 1 sterlin yaklaşık 1,16 dolar değerinde.Florida'da yaşayan iç mimar Laetitia Laurent, Paris'in merkezinde satın aldığı lüks daireyi, ilk kez bu yılın başında gördüğünü, temmuzda satın alma işlemini gerçekleştirdiğinde de kur değişiminden ötürü en az 80 bin dolar kâra geçtiğini söyledi.
1 Euro halihazırda yaklaşık 1 dolar değerinde
Napoli körfezinin güneyinde kalan İtalyan adası Capri'den daire alan Amerikalı işletmeci Robin Adkins ise doların euro karşısında değer kazanmasıyla yaklaşık 50 bin dolar kâra geçtiğini belirtti. Almanya merkezli banka Commerzbank'tan Ulrich Leuchtmann, dolar euro paritesinin aldatıcı olduğunu ve euro'nun aslında çok daha zayıf bir konumda olduğunu savundu. Leuchtmann, doların değer kazanmasının ABD'nin enerji ihracatı ve FED'in para politikalarıyla ilgili olduğuna, euro'nun zayıflamasınınsa Rusya - Ukrayna savaşının yarattığı istikrarsızlıklardan kaynaklandığına dikkat çekti. Doların değer kazanması ve euro'nun zayıflamasıyla 12 Temmuz'da iki para birimi eşitlenmişti. Bu parite en son yaklaşık 20 yıl önce, Aralık 2002'de yaşanmıştı.
(Kaynak: Wall Street Journal, Business Insider, Independent)