Geçtiğimiz ay boyunca sosyal medyayı, dünyanın dört bir yanından gelen kuyumcu önündeki kuyrukların fotoğrafları doldurmuştu. Bu fotoğrafları, uzman isimlerden gelen uyarılar takip etmişti.
6 Ekim'de ons altın fiyatları 4 bin 400 dolarla rekor seviyesine ulaşırken, değerli metal rafinerisi MKS Pamp'ın araştırma bölüm başkanı Nicky Shiels müşterilerine "Teknik olarak her açıdan aşırıya kaçmış, aşırı kalabalık bir piyasa pozisyonu" tavsiyesinde bulunuyordu.
Çöküş bu hafta yaşandı. Geçen salı altın fiyatları yüzde 6,3 azalarak 2013'ten bu yana en büyük düşüşünü yaşadı. Cuma günü kapanışta ons altın fiyatı 4 bin 113 dolar olarak gerçekleşti. Haftalık kayıp 138 bin 700 dolardı.
Ancak Bloomberg'ün konuştuğu dünyanın dört bir yanından insanlar düşüşe rağmen altına ilgilinin kaybolmadığını ortaya koyuyor.
Bangkok'un altın alışveriş merkezi Chinatown'da konuşan 57 yaşındaki tekstil işçisi Sunisa Kodkasorn da onlardan biri. Kodkasorn, "Altın en iyi yatırımdır. Fiyatların düştüğünü bildiğimiz için paramızın tamamını topladık ve bugün gelmeye karar verdik.” dedi.
Kodkasorn yalnız değil: Singapur’dan ABD’ye kadar çok sayıda kuyumcu, Bloomberg’e verdikleri demeçte bu hafta fiyatlar düşünce altın almak isteyen insanlardan büyük bir ilgi dalgası gördüklerini söyledi. Kodkasorn’un “düşüşten alım yapma” girişimi ise, satın alabileceği büyüklükteki külçelerin tükenmiş olması nedeniyle başarısız oldu.
Dünyanın başlıca altın alım merkezlerinden bazılarında, bu hafta fiyatlardaki düşüşün yatırımcıların hevesini kırdığına dair pek bir işaret yoktu. Bazı satıcılar, yoğun geçen iki ayın ardından ilgide bir miktar azalma olduğunu söylese de, diğerleri rekor satışlar bildirdi.
Singapur’daki BullionStar adlı şirketin genel müdür yardımcısı Pete Walden, salı gününün şirket tarihindeki en yoğun gün olduğunu söyledi: “Mağaza açılmadan önce kuyruk vardı, alıcı sayısı satıcılardan çok daha fazlaydı. Birçok kişinin bunu ‘düşüşte alım’ fırsatı olarak gördüğünü düşünüyorum.”
ABD’deki Money Metals Exchange LLC’nin yöneticisi Stefan Gleason ise, şirketlerinin “fırsat kollayan” alıcılardan gelen taleple başa çıkmakta zorlandığını belirtti.
Tokyo’nun lüks Ginza semtinde, 20’li yaşlarında olan ve yaklaşık on yıldır Japonya’da yaşayan Vietnamlı öğrenci Hang Viet, Tanaka Precious Metal Group Co’nun bir şubesine küçük bir altın külçesi satın alma umuduyla geldi: “Uzun vadede altın fiyatlarının yükselmeye devam edeceğine inanıyorum.Mevcut düşüşü bir fırsat olarak gördüm.”
Düşüş değerli metaller piyasasıyla sınırlı kaldı
Fiyatların zirveye ulaşmasından iki hafta önce ilk notunu yayımlayan Shiels, “Boğa piyasaları her zaman köpüğü temizlemek ve döngünün uzun ömürlü olmasını sağlamak için sağlıklı bir düzeltmeye ihtiyaç duyar. Fiyatlar konsolide olmalı ve daha ölçülü bir yükseliş eğrisine geri dönmeli.” diyor.
Altının ons fiyatı, pazartesi günü işlemlerin sonuna doğru 4.381 doların biraz üzerine çıkarak zirve yaptı. Bundan sonraki gelişmeyi sıra dışı kılan ise, hareketin büyük ölçüde değerli metaller piyasasıyla sınırlı kalmasıydı: altın düşerken, hisse senetlerinden tahvillere ve petrole kadar diğer büyük piyasalar salı günü neredeyse hiç etkilenmedi.
Hareketin belirgin bir tetikleyicisi yoktu. Bazı yatırımcılar hedge fonların kâr realizasyonuna gittiğini, bazıları ise Çin bankalarının satış yaptığını söyledi.
Ancak bu, altın uzmanlarının bir süredir beklediği bir geri dönüş oldu; zira değerli metal, bu yıl zaten rekor seviyeleri kırdıktan sonra yalnızca iki ay içinde yüzde 30 daha yükselmişti.
"Altın düşmanı" bulmak hala zor
Yine de, değerli metaller analistleri arasında “altın düşmanı” bulmak hâlâ zor; çünkü son iki yıldır genellikle iyimser tahminler yapsalar da bu tahminler bile yeterince iyimser sayılmadı. Londra Kıymetli Madenler Birliği (LBMA) yıl başında analistler arasında yaptığı ankette, neredeyse tüm katılımcılar fiyatların yükseleceğini öngörmüş, ancak hiçbiri 2025 boyunca altının 3.300 doların üzerine çıkabileceğini düşünmemişti.
JPMorgan Chase & Co.’dan Gregory Shearer bu hafta yayımladığı notta şunları yazdı:
“Yatırımcıların risk azaltma ve kâr realizasyonu hamlelerinin, merkez bankaları ve diğer fiziksel alıcılar dâhil olmak üzere diğer talep segmentlerinden gelen ‘düşüşte alım’ iştahıyla karşılanmasını bekliyoruz. Bu da düzeltmeleri nispeten sığ tutacaktır.”
Yine de, altın piyasasının geçmişi temkinli olunması için bazı nedenler sunuyor.
Eylül 2011’de altın 1.921 dolarla zirve yaptıktan sonra düşüşe geçmişti; o ay düzenlenen yıllık LBMA konferansına katılan yatırımcılar ve analistler neredeyse oybirliğiyle “boğa” pozisyonundaydı. Oysa altının bu seviyeyi yeniden görmesi dokuz yıl aldı.
Günümüzdeki altın rallisi ise büyük ölçüde merkez bankalarının alımlarından kaynaklanıyor. Bu alımlar, 2022’de Rusya Merkez Bankası’na uygulanan yaptırımların ardından dramatik biçimde hızlandı. Ayrıca, dünya genelinde sürdürülemez boyutlara ulaşan kamu borçlarına ilişkin endişeler de yükselişi körükledi.
JPMorgan’dan Shearer, tahminlerinde altının gelecek yılın son çeyreğinde ortalama 5.000 doların üzerinde seyredeceğini öngörürken, merkez bankalarının piyasadan geri çekilme olasılığını en büyük risk olarak vurguladı.
Kaynak: Gazete Oksijen
