Bloomberg Economics'e göre Çin'in gayri safi yurtiçi hasılasının ABD'yi geçmesi için 2040'ların ortalarına kadar beklemek gerekecek ve o zaman bile sadece küçük bir farkla ABD'yi geride bırakabilme ihtimali var. Oysa pandemiden önce, Çin'in önümüzdeki on yılın başlarında liderliği ele geçirmesi ve elinde tutması bekleniyordu.
Büyüme üzerinde kalıcı engel var
Bloomberg ekonomistleri Salı günü yayınladıkları bir araştırma notunda, "Çin beklediğimizden daha kısa bir süre içinde daha yavaş bir büyüme patikasına giriyor. Covid sonrası toparlanma, derinleşen emlak çöküşünü ve Pekin'in ekonomi yönetimine olan güvenin azalmasını yansıtarak buharlaştı. Zayıf güven yerleşik hale gelme riski taşıyor ve bu da büyüme potansiyeli üzerinde kalıcı bir engel oluşturuyor" ifadelerini kullandılar.
Ekonomistler, dünyanın en büyük ikinci ekonomisi olan Çin'in büyümesinin 2030'da yüzde 3,5'a, 2050'de ise yüzde 1'e düşeceğini öngörüyor. Bu rakamlar daha önceki yüzde 4.3 ve yüzde 1.6'lık tahminlerden daha düşük.
Çin ekonomisi geçen yıl yüzde 3 büyüyerek, pandemi kontrolleri ve emlak krizinin ülkeyi hırpalaması nedeniyle son yıllardaki en yavaş büyüme oranlarından birini kaydetti. Nihayetinde ülkenin yeniden açılması, ekonominin bu yıl toparlanacağına dair umut verdi.
Emlak sektörü toparlanma hızını kesti
Ancak ihracatın düşmesi ve emlak sektöründeki çöküşün derinleşmesiyle toparlanma hız kaybetti. Hizmet sektörüne ilişkin özel bir gösterge, insanların harcama yapmaktan geri durması nedeniyle geçen ay faaliyetlerin gevşediğini gösterdi. Bloomberg anketine katılan ekonomistler de 2024 yılı için büyüme tahminlerini yüzde 5'in altına düşürüyor.
ABD ve G7 ülkeleri, Çin'deki köklü yapısal sorunları daha fazla odak noktasına aldı ve nihayetinde Batı'nın zayıflayan jeopolitik rakibine karşı elini güçlendirecek fırsatlar görürken, yavaşlamanın dalgalanma etkilerini de göz önünde bulunduruyor. Bu yılki sıkıntılar şimdiden emtia ve hisse senetlerini sarsmaya başladı.
Nüfusu azaldı üretkenlik zayıfladı
Ülke aynı zamanda daha derin ve uzun vadeli zorluklarla da mücadele ediyor. Çin geçen yıl 1960'lardan bu yana ilk nüfus düşüşünü yaşadı ve bu da üretkenliğin zayıflamasıyla ilgili endişeleri artırdı. ABD ve diğer Batılı hükümetlerle yaşanan jeopolitik gerilimler gibi düzenleyici baskılar da güvene darbe vurdu.
Buna karşın, ABD'nin birkaç ay önce birçok ekonomistin öngördüğünden daha iyi durumda olduğu görülüyor. Güçlü bir işgücü piyasası, sağlam tüketici harcamaları ve ılımlı enflasyon, ekonominin şimdilik bir resesyondan kaçınma kabiliyetine olan güveni artırdı. Goldman Sachs Group daha önce yüzde 20 olan ABD'nin resesyona girme ihtimalini şimdi yüzde 15 olarak görüyor.
Bloomberg Economics, ABD'nin potansiyel büyümesini 2022-2023 yıllarında yüzde 1,7 olarak tahmin ederken, uzun vadeli tahminler 2050 yılına kadar kademeli olarak yüzde 1,5'e düşeceğini gösteriyor.
Çin'in mucize yaratma şansı var
Bloomberg ekonomistleri, Çin'in orta vadedeki büyümesine ilişkin iyimserliğin "ekonominin muazzam büyüklüğü, küresel teknoloji liderlerini yakalamak için önemli bir alan ve hükümetin kalkınma odağına" dayandığını söyledi. Ancak bu itici güçlerin zayıf göründüğünü belirtti.