27 Kasım 2024, Çarşamba Gazete Oksijen
Haber Giriş: 29.08.2024 14:25 | Son Güncelleme: 29.08.2024 14:29

Ekonomistler IMF’nin Türkiye raporunu değerlendirdi: Acı reçetenin maliyetini ücretli kesime yükler

IMF, Türkiye raporunda ekonomi politikalarını sıkılaştırarak kriz risklerini ciddi ölçüde azalttığını, finansal istikrarın sürdürülmesi için daha fazla reforma ihtiyaç olduğu belirtti. Raporu sosyal medya hesaplarından eleştiren ekonomistler, özellikle 4'üncü maddedeki kritik duruma dikkat çekti
Ekonomistler IMF’nin Türkiye raporunu değerlendirdi: Acı reçetenin maliyetini ücretli kesime yükler

Ekonomistler, IMF’nin Türkiye’ye ilişkin 4. madde gözden geçirme raporundaki, ''Fiyat, ücret, kira gibi ileriye yönelik fiyatlama davranışlarında enflasyon beklentilerine göre fiyatlama yapılmalı. Görece fiyatlar ayarlandıktan sonra geriye yönelik endeksleme yapılmamalı. Kamu tarafından yönetilen ve yönlendirilen fiyatlar üretim ve bakım maliyetlerini yansıtmalı” maddesinin kritik olduğuna işaret etti.

Prof. Dr. Selva Demiralp: Acı reçetenin maliyetini ücretli kesime yükler

Selva Demiralp: ''Fiyat, ücret, kira gibi ileyie yönelik fiyatlama davranışlarında enflasyon beklentilerine göre fiyatlama yapılmalı. Görece fiyatlar ayarlandıktan sonra geriye yönelik endeksleme yapılmamalı. Kamu tarafından yönetilen ve yönlendirilen fiyatlar üretim ve bakım maliyetlerini yansıtmalı” maddesi önemli. Cımbızla çekip tek başına uygulandığında acı reçetenin maliyetini ücretli kesime yükler. Ancak diğer maddeler ve özellikle 5. madde (Maliye politikasının daha aktif bir şekilde dezenflasyon sürecine destek vermesi gerekir) ile beraber uygulanırsa dezenflasyonun maliyeti daha adil dağıtılır. Zaten ancak paketi bir bütün olarak değerlendirip önerilenlere uyulması durumunda beklenen enflasyon=gerçekleşen enflasyon olacağı için mağduriyet riski asgariye iner.''

Mahfi Eğilmez: 'Bunları IMF söyleyemez, biz söyleyelim

Mahfi Eğilmez: ''Raporda, 2023 Haziranından itibaren atılan adımlardan övgüyle söz ediliyor daha sıkı adımlar atılması öneriliyor. Ücretlilere yapılacak zamların geçmiş enflasyona göre değil, gelecekte beklenen enflasyona göre yapılmasını öneriyorlar. Peki ama bu geçmişteki enflasyonu kim yaşadı? Ücretli her geçen gün artan hayat pahalılığı karşısında sürekli geriye gitmedi mi? Geçmişin tazminatını onlara ödemek gerekmiyor mu? IMF'nin görevi elbette ülkenin sosyal ve siyasal yapısıyla ilgili öneri getirmek değil. Görevleri ekonomiyle sınırlı. O nedenle IMF'nin yapısal uyumlandırmasıyla benim önerdiğim yapısal reformlar arasında dağlar kadar fark var. Ekonomide istediğiniz önlemi alın, kalıcı çözümler ancak ve ancak doğru bir sosyal, siyasal ve ekonomik çerçeve içinde hareket edilerek alınabilir. Ücretleri enflasyon kadar artırmayarak sadece sosyal gerilimi artırırız. Vergisini ödememiş, kayıt dışına çıkmış, bu yolla elde ettiği geliri servetine eklemiş ve bunu bir marifetmiş gibi lüks otomobillerle, evlerle, eşyalarla sergileyen insanların bu kayıt dışı varlıklarını servet beyanı getirerek yakalayıp vergilendirmek yerine yoksullukla savaşan ücretliye düşük zam yaparak enflasyonla mücadele edilemez. Bunları IMF söyleyemez, biz söyleyelim.''

Yalçın Karatepe: Ucuz emek, yoksul halk, sefalete sürüklenmiş bir toplum

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yalçın Karatepe: ''Raporda yazılan güvencesiz çalışmayı (labor market flexibility) da ekleyince şimdi yapılanların aynısını önerdikleri belli oluyor: Halkı yoksullaştırarak iç talebi söndür, ucuzlayan işçilik maliyetleri ile rekabet avantajı yakala. Peki bunlar yapılırsa, sonuç ne olur? Ucuz emek, yoksul halk, sefalete sürüklenmiş bir toplum.''

Bartu Soral: AKP politikalarına destek veren bir IMF raporu

Bartu Soral: ''IMF, yayınladığı Türkiye Raporu basın bildirisinde 2023’de başlayan programa tam destek verdiğini belirtiyor. Bildiride emekli, memur, işçi yani sabit gelirlilerin enflasyonun sebebi olduğu, üstünlerindeki baskının daha da arttırılması öneriliyor. Onlara geçmiş enflasyon değil sizin hedeflediğiniz enflasyona göre zam yapmaya devam edin. Bildiride, Gelir İdaresi Başkanlığının örnekler vererek ortaya koyduğu vergi kaçakçıları, 13 kere çıkartılan vergi affı kanunu, kurumlar ve gelir vergisi istisna, muafiyet ve indirimlerinden ötürü kaybedilen 1.1 trilyon TL vergi veya finansal kazançların vergilendirilmemesinden hiç bahsetmemişler. Türkiye’yi sülük gibi emen bu 10 milyon kişinin durdurulamayan harcamaları, fiyat enflasyonundan da bahsedilmiyor. İşsizliğin yüzde 30, gençler arasında hiç bir eğitim kuruluşu veya istihdamda olmayanların yüzde 27’ye ulaştığı da yazmıyor. Kısaca dünyanın son 45 yılına damga vuran neo-liberal ezber üzerinden ekonomiyi yöneten AKP politikalarına destek veren bir IMF raporu…''

Tunç Şatıroğlu: Acısı tamdır ama neticesi yarımdır

Ekonomist Tunç Şatıroğlu: ''Halk için bir IMF programından daha kötüsü yarım porsiyon IMF programıdır; yani yarım porsiyonluk IMF programının acısı tamdır ama neticesi yarımdır. Yarım hekim candan, yarım IMF programı yaşam kalitesinden eder. Ne vereyim abime? Çek oradan bir yarım IMF.''

Dr. Osman Berke Duvan: Ailelerin yarına dair beklentileri iyi şeyler söylemiyor

Ekonomist Dr. Osman Berke Duvan: ''IMF’nin 4. madde görüşmeleri çerçevesinde en kritik cümlesi: “Fiyatları, ücretleri ve diğer sözleşmeleri (kiralar gibi) yıllık olarak ve ileriye dönük enflasyona göre belirlemek, beklentileri yeniden oluşturmanın ve rekabet gücünü korumanın anahtarıdır.

IMF'nin 'fiyatlar, ücretler, kiralar yıllık olarak ve ileriye dönük enflasyona göre belirlensin' dediğinin sabahında ailelerin enflasyon beklentileri açıklanmış. Bugünün enflasyon beklentileri yarının enflasyonunu şekillendiriyorsa, ailelerin yarına dair beklentileri iyi şeyler söylemiyor.''