ABD merkezli yatırım fonu Citadel’in kurucusu ve CEO’su Ken Griffin, yatırımcıların giderek altını dolardan daha güvenli bir varlık olarak görmeye başladığını belirterek bu eğilimi “gerçekten kaygı verici” olarak nitelendirdi.
Griffin, Bloomberg’den Francine Lacqua’ya verdiği röportajda, “İnsanlar ABD’nin egemen riskine karşı portföylerini korumak için de-dolarizasyon eğilimine giriyor. Dolar dışı varlıklarda ciddi bir varlık enflasyonu görüyoruz,” değerlendirmesinde bulundu.
ABD’de süren federal hükümetin kapanması ve olası faiz indirimleri beklentisi, pazartesi günü altının rekor kırmasına yol açtı. Bu yıl yatırımcılar giderek daha fazla altın, gümüş ve Bitcoin gibi alternatif varlıklara yöneliyor; piyasalarda bu eğilim “debasement trade” (paranın değer kaybına karşı yatırım) olarak adlandırılıyor.
'100 bin dolar şirketleri sarsmaz'
Griffin, ABD’deki mevcut ekonomik tabloyu değerlendirirken, “Şu anda Amerikan ekonomisi adeta bir şeker yüksekliği yaşıyor,” ifadesini kullandı.
New York’ta düzenlenen Citadel Securities konferansında konuşan Griffin, ayrıca ABD’nin göçmenlik politikalarına da değinerek, H-1B vizesi kapsamında çalışan bir kişiyi istihdam etmenin 100 bin dolarlık maliyetinin şirketi sarsmayacağını şu ifadelerle aktardı:
'Bizim gibi sektörlerde bu tek seferlik maliyet kritik değil. Ben daha çok, Amerika’ya gelemeyen Hindistan’daki parlak öğrenciler ya da Çin’de kalmayı tercih eden fizik ve matematik dehaları için endişeleniyorum'
Öte yandan piyasalar, Fed’in bu ayki toplantısında 25 baz puanlık bir faiz indirimi yapma olasılığını fiyatlamaya devam ediyor. Faiz indirimi, faiz getirisi olmayan altın için ek destek sağlayabilir.
1979’dan bu yana en güçlü yıllık kazanç
Altın fiyatları, yıl genelinde arka arkaya rekorlar kırarak 1979’dan bu yana en büyük yıllık artışa doğru ilerliyor. Uzmanlara göre, bu yükselişi merkez bankalarının alımları ve altına dayalı borsa yatırım fonlarına (ETF) artan talep destekliyor.
Goldman Sachs 5000 doları işaret etti
Goldman Sachs analistleri, küresel ekonomik belirsizlikler, jeopolitik risklerin artışı ve merkez bankalarının rezerv politikalarındaki değişimlerin etkisiyle, ons başına altının fiyatının 2026 yılı sonuna kadar 4.900 ila 5.000 dolar seviyesine ulaşabileceğini öngörüyor.
Bankanın raporunda, artan ETF girişleri, gelişmekte olan ülkelerin rezerv çeşitlendirme eğilimi ve ABD tahvil getirilerindeki gerilemenin altın talebini desteklediği vurgulanıyor. Ayrıca, kredi piyasalarındaki sıkılaşma, doların zayıflama beklentisi ve küresel borç yükünün tarihi seviyelere çıkması da yatırımcıları güvenli liman olarak altına yönelten unsurlar arasında gösteriliyor.
Kaynak: Gazete Oksijen



