19 Nisan 2024, Cuma
Haber Giriş: 30.09.2022 11:47 | Son Güncelleme: 30.09.2022 11:59

Marka sahnesinde bir şampiyon: Merve Tuncel

Marka Konferansı’nın ikinci gününde Elif Ergu Demiral, birçok altın madalya ve rekorun sahibi Merve Tuncel’le konuştu. Eğitimle beraber spora devam edebilmek için ABD'ye gitmeye hazırlanan 17 yaşındaki yüzücünün en büyük hedefi 2024 Paris Olimpiyatları’nda finale kalmak
Marka sahnesinde bir şampiyon: Merve Tuncel

İki yıl aradan sonra Tersane İstanbul’da organize edilen Marka 2022’nin ikinci gününde Gazete Oksijen’den Elif Ergu Demiral altın madalyalı yüzücü Merve Tuncel ile konuştu. 17 yaşındaki Merve Tuncel’in Dünya Gençler Yüzme Şampiyonası’ndaki altın madalyalarının yanı sıra 2021’de Roma’da düzenlenen Avrupa Gençler Şampiyonası’nda 800 ve 1500 metrede şampiyona rekorları bulunuyor.

Tuncel son olarak eylül ayında Peru’da düzenlenen şampiyonada 400, 800 ve 1500 metrede şampiyon olarak Türkiye’ye üç altın madalya kazandırdı. “Azim, Disiplin, Dünya Şampiyonluğu” başlığını taşıyan oturum saat 10.10’da başladı.

Marka Konferansı öncesi ve sonrası antrenman

Elif Ergu Demiral: Hikayesini okuduğumda çok duygulanmıştım. Çok yoğun olduğundan acaba gelebilir mi, bize katılabilir mi? diye düşünüp durduk. Bizi kırmadı, geldi. Şunu söylemeden edemeyeceğim: Merve biraz önce, buraya gelmeden antrenmandaydı. Tatili sonrası İstanbul’a bir gün önce bize katılmak için geldi. Ayşegül (Marka organizatörü Ayşegül Yürekli Şengör) antrenman yapabilmesi için kendisine havuz ayarladı. Sabah altıda antrenmana başladı. Antrenman bitiminde doğruca buraya geldi. Buradan çıktığında da yine antrenmana gidecek... Peki Merve, senin için yüzücülük nasıl başladı?

Bu noktaya geleceğimi düşünmüyorlardı

Merve Tuncel: Yüzmeye dört yaşında başladım. Hem çok enerjik bir çocukmuşum hem de annem boyum uzar diye düşünerek beni yüzmeye göndermiş. Ama yüzme boy uzatan bir spor değil. Tecrübe ettim. Yenimahalle Belediyesi’nde yüzmeye başladım. Enerjimi atmam için gönderdikleri yüzmede bu noktaya geleceğimi hiç düşünmüyorlardı.

Ailede yüzücü, sporcu var mı?

-Yok.

Ailede genetik bir yatkınlık olmayınca zorluklar oluyor. Neler yaşadın o dönemde?

-Şu andan örnek vermem gerekirse kısa mesafede en kısa kadın sporcular 1.75, benim boyum 1.64. Bu da suya ilk atlandığında dezavantaj yaratıyor. Bu yüzden benim kısa mesafede yarışmam mümkün değil. Antrenörüm de beni uzun mesafe sporcusu yapmaya karar verdi.

İlk yarışın nasıldı, neler hissettin?

-Çok adrenalinliydi. İlk yarışımın olacağı gün babam şehir dışındaydı. Merve’nin yarışı var diyerek annemi aradılar. Havuzu navigasyondan bakarak bulduk. Bir şekilde ulaştık. Ama sporcu girişinden değil yanlışlıkla tribünden girmişiz. Yarış da başlamak üzereydi. Annem beni hemen tribünden antrenörlere verdi. Hiç ısınmadan, hazırlık yapmadan yarışa katıldım. Üçüncü oldum. Anneme baktığımda o sırada ağlıyordu.

Sporcular büyük fedakarlıklarla yetişiyor. Annenin ve babanın çok katkısı var. Tüm yaşantı sana göre ayarlanıyor. Bize biraz anlatır mısın?

Yüzme aile desteği olmadan yapılacak bir spor değil. Sabah saat beşte kalkıp kahvaltımı hazırlıyorlar. Beni antrenmana götürüyorlar. Tatillerimiz de buna göre belirleniyor. Programımdan dolayı benim tatil aralığım sadece on gündü. Ailece kısa bir tatil yaptık.

Tatilde ne yapıyorsun, yüzüyor musun? Biz genelde tatili denizde geçirmek istiyoruz çünkü.

-Asla kulaç atmıyorum. Deniz yatağının üstünde hareket etmeden yatmayı tercih ediyorum.

Stresini nasıl atıyorsun? Hazırlanırken totemlerin var mı? Nasıl sakinleşiyorsun, nasıl motive oluyorsun?

-Arkadaşım streslerini yarış öncesi konuşarak atmaya çalışıyor. Ama benimle yarıştan önce kimse konuşamaz. Tersliyorum, sinirli oluyorum. Kafamda yalnızca yarış oluyor. Telefona da bakmam. Müzik dinlerim. Arkadaşlarımın aksine sanırım stresi daha fazla yaşıyorum yarış öncesinde. Ama büyük müsabakalara katılarak bunu da gitgide attığımı düşünüyorum.

Lise sondasın. Nasıl bir eğitim hayatın oldu? Eğitim hayatın yüzme serüveninden etkilendi mi?

-Annem bana yüzme mi, akademi mi? diye sormuştu. Çünkü herhangi bir profesyonel sporla okul birlikte gitmiyor. Ben yüzmeyi seçtim. Annem buna çok sıcak bakmasa da beni hep destekledi. Birkaç yıl önce de belli bir seviyeye ulaşmış sporcuların ABD’de burs alabildiğini öğrendik. Önümüzdeki yıl University of Southern California’ya gideceğim. Aslında ülkemde kalmak isterdim ama spor ve ders dengesini sağlayabilmiş değiliz. ABD’de sporcuysan sana her şekilde destek oluyorlar. Derslerini ona göre ayarlıyorlar. Lisedeyken bile sınavlarda zorluk yaşıyorsam üniversiteyi Türkiye’de okuduğum takdirde neler olur bilemiyorum. Bu yüzden ülkemizde yüzücüler genelde sporu 16-17 yaşında bırakıyorlar. Çünkü üniversiteye hazırlanmaları gerekiyor.

Avrupa ve dünya şampiyonalarında derecelerin ve rekorların var. Rakiplerine baktım, yurt dışından yüzücülerin hepsinin çok ciddi sponsorları var. Senin yanında yürüyen bir sponsorunun olmaması beni çok üzdü. Sadece futbol değil sporun her alanı desteklenmeli. Senin de ana sponsorun olsun isterim. Önünde hangi yarışlar var? Onlara nasıl hazırlanıyorsun?”

-Artık gençler kategorisinde yarışmayacağım. Avustralya Melbourne’de Dünya Kısa Kulvar Yarışı olacak. Haftada 24 saat yüzüyorum bunun için. Kara antrenmanım da var ayrıca. Çok yorucu bir tempo ama sonuçları güzel oluyor.

Gelecekte kendini nerede görüyorsun? Neyi hedefliyorsun?

Olimpiyatlarda ilk sekize giren Türk yüzücü olmadı. 2024’te Paris’teki olimpiyatlarda finale kalmak istiyorum.