ABD başkanlık seçimlerine bir yıldan az bir süre kaldı ve ekonomik konular bir kez daha ülkenin dört bir yanındaki seçmenlerin gündeminde. Ekonominin pandemiden sonra hızla toparlanmasına rağmen, Başkan Biden Amerikalıları politikalarının mali durumlarını iyileştirdiğine ikna etmekte zorlandı. Anketlerde Amerikalıların çoğunluğu hala eski başkan Donald Trump'ın ekonomi yönetimine Biden'ınkinden daha çok güvendiklerini söylüyor.
Her iki başkanın da ekonomik sicili pandemi ve artçı şoklarıyla şekillendi. Covid krizi iş piyasasını alt üst etti, on yılların en yüksek enflasyonunu körükledi ve federal borca trilyonlarca dolar ekledi. Bugünkü ekonomi, Trump'ın göreve geldiği 2017'dekinden çok farklı. Ancak veriler her yönetimin nasıl bir iz bıraktığını gösteriyor. Biden, üç yıldan kısa bir sürede 14 milyon istihdam yarattı, siyahi işsizlik oranını rekor düşük seviyeye çekti ve öğrenci kredi borçlarını milyarlarca dolar azalttı. Trump ise düşük enflasyon, düşük faiz oranları ve düşük benzin fiyatları dönemine başkanlık etti.
İstihdam verileri
Şaşırtıcı derecede güçlü işgücü piyasası Beyaz Saray'ın tartışmasız en büyük zaferi. Bazı açılardan bu yükseliş kaçınılmazdı. Biden, pandemi nedeniyle milyonlarca kişinin hala işsiz olduğu bir dönemde göreve geldi. Yine de, son yıllardaki hızlı istihdam artışları ekonomistlerin beklentilerini aştı ve ekonominin gişe rekorları kıran büyümesini körükledi. İşverenler, Biden yönetimi sırasında aylık ortalama 400 binden fazla pozisyonla 14 milyon iş yarattı. Ancak son dönemde istihdam yaratma hızı yavaşladı ve Kasım ayında 199 bin yeni istihdam yaratıldı. Buna karşılık Trump'ın ilk üç yılında ekonomi ayda ortalama 176 bin istihdam yaratırken, corona virüsle bağlantılı kapanmalar ve işten çıkarmalar 20 milyondan fazla işin aniden kaybedilmesine neden oldu.
İşsizlik oranı
2020'nin büyük bölümünde ve 2021'de Covid kaynaklı yaşanan artış dışında, işsizlik oranı hem Trump'ın hem de Biden'ın başkanlıkları boyunca düşük kaldı. Trump döneminde işsizlik, pandemiden hemen önce, 2020 başlarında yarım yüzyılın en düşük seviyesi olan yüzde 3,5'e geriledi. Biden'ın başkanlığı sırasında işsizlik oranı daha da düşerek bu yılın başlarında yüzde 3,4'e düştü. Şu anda yüzde 3,7 seviyesinde.
Ekonomik büyüme
Çoğunlukla, ABD ekonomisi hem Trump hem de Biden döneminde istikrarlı bir hızda genişledi. Ülkede üretilen tüm mal ve hizmetlerin bir ölçüsü olan gayrisafi yurtiçi hasıla, Biden'ın göreve gelmesinden bu yana yaklaşık yüzde 22 büyüdü. Bu oran, salgının ekonomiyi sert ve ani bir durgunluğa sürüklediği Trump'ın başkanlığı dönemindeki yüzde 14'lük artışla karşılaştırılıyor. Buna rağmen ekonomi hızla toparlandı ve Trump görevi bıraktığında yeniden büyümeye başladı.
Biden yönetiminde, ekonomi geçen yıl altı aylık bir düşüşün ardından beş çeyrek üst üste büyüme kaydetti. Ancak ekonomistler, Eylül ayı itibariyle yıllık yüzde 4,9 olan mevcut ekonomik büyüme oranının sürdürülemez olduğunu ve birçoğunun gelecek yıl büyümenin soğumasını beklediğini belirtiyor.
Benzin fiyatları
Başkanların benzin fiyatları üzerinde çok az kontrolü var. Ancak bu, Trump döneminin Amerikalılar için daha iyi olduğu bir alan ve Amerikalıların şu anda hissettiği kasvetin bir kısmını açıklamaya yardımcı olabilir. Salgınla ilgili aksaklıklar, Ukrayna'daki savaş ve talepteki artışlar, 2020'den bu yana benzin fiyatlarını baş döndürücü bir roller coaster yolculuğuna çıkardı. Nisan 2020 ile Nisan 2022 arasında benzin fiyatları iki kattan fazla artarak galonu 1,84 dolardan 4,11 dolara yükseldi. Haziran 2022'de galon başına yaklaşık 5 dolar ile tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı ancak o zamandan beri düştü. Analistler, artan üretim ve yavaşlayan talep kombinasyonu sayesinde gaz fiyatlarının yıl sonuna kadar galon başına 3 doların altına düşebileceğini söylüyor.
Enflasyon
Enflasyon, Biden yönetimi için sürekli bir zorluk oldu. Pandemi sonrasında fiyatlarda yaşanan hızlı artış, 40 yılı aşkın bir süredir görülen en yüksek enflasyona yol açtı. Amerikalılar gıda, benzin, araba ve sağlık hizmetleri de dahil olmak üzere hemen hemen her şey için daha yüksek maliyetler nedeniyle sıkıştılar. Enflasyon son zamanlarda geçen yazın zirvesinden aşağı inmiş olsa da fiyatlar hala bir yıl öncesine göre yaklaşık yüzde 3 daha yüksek. Birçok Amerikalı yüksek maliyetlerin ekonomiye bakışlarını etkilediğini söylerken, seçmenler en önemli ekonomik endişe kaynağı olarak sürekli enflasyonu gösteriyor.
Faiz oranları
Başkanın faiz oranları üzerinde çok az yetkisi var. Fed'in başkanı ve yetkilileleri başkan tarafından atanır ve Kongre tarafından onaylanırken, merkez bankası bağımsız olarak çalışır. Ancak Fed'in eylemlerinin ekonomi üzerinde geniş kapsamlı bir etkisi var. Biden'ın başkanlığı döneminde merkez bankası enflasyonu dizginleme çabasının bir parçası olarak faiz oranlarını 11 kez yükseltti. Banka, federal fon hedef aralığını (bankaların birbirlerine gecelik borç vermek için kullandıkları faiz oranı) kontrol ediyor ve bu aralık yüzde 5,25 ila 5,5 ile son 22 yılın en yüksek seviyesinde.
Fed bu oranı her yükselttiğinde ya da yükseltebileceğini ima ettiğinde, ekonomi genelinde dalgalanma etkileri ortaya çıkıyor ve ipotek, bireysel krediler ve kredi kartları dahil olmak üzere her tür kredi için daha yüksek borçlanma maliyetlerine neden oluyor.