Çok sayıda yabancı yatırımcı, Türkiye'deki seçimlerin ekonomi ve finans piyasalarında gelgitli bir değişim yaratıp yaratmayacağını anlamak için yıllar sonra İstanbul ve Ankara'ya dönüyor. Bazı yatırımcı ve bankacılara göre, BBVA ve BNP Paribas gibi büyük yabancı kredi kuruluşları, müşterilerinin Türkiye'deki mevcut siyasetçiler, muhalefet yetkilileri ve danışmanlarıyla tanışmaları için geziler düzenledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yükselen enflasyon karşısında faiz indirimlerini de içeren alışılmışın dışındaki politika yaklaşımı, ekonomiyi ve piyasaları büyük ölçüde devlet yönetimine bıraktı ve son beş yılda yabancı yatırımcıların kaçışını teşvik etti. Ancak iktidarda geçen yirmi yılın ardından Erdoğan ve iktidar ittifakı, 14 Mayıs'taki seçim öncesinde bazı anketlerde, Erdoğan'ın politikalarını terk etme ve büyük yükselen piyasa ekonomisini yönetmede ortodoks ekonomi politikalarına geri dönme sözü veren bir muhalefetin gerisinde kalıyor.
Türkiye'nin güneyini 6 Şubat'ta vuran yıkıcı depremlerin ekonomik maliyetinin yaklaşık 100 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor. Kaynaklar, yatırımcı ziyaretleri ve konferans görüşmelerinin son haftalarda arttığını ve Nisan ayına kadar devam edeceğini, Covid-19 salgınının seyahatleri durdurmasından önce de dahil olmak üzere geçmiş yıllara göre çok daha fazla ilgi topladığını söyledi.
"Muhalefet kazanırsa faiz artırılır"
Planlar hakkında bilgi sahibi olan bir kişi, İspanyol kredi kuruluşu BBVA tarafından bu hafta düzenlenecek bir gezinin, gelişmekte olan piyasalarda borçla ilgili varlıklarda yaklaşık 1,5 trilyon doları temsil eden müşterileri içerdiğini söyledi. Söz konusu kişi, muhalefetin kazanması halinde nispeten kısa bir süre içinde büyük bir faiz artışının gelebileceğini söyledi. Yatırımcılar kimin kazanacağını, kilit pozisyonlara kimin geleceğini anlamaya çalışıyor.
Garanti Bankası'nın çoğunluk sahibi BBVA, konuyla ilgili yorum yapmayı reddetti. Yerel kredi kuruluşu TEB'in büyük hissedarlarından Fransız kredi kuruluşu BNP, toplantılara gelecek ay ev sahipliği yapacağını söyledi. Türkiye'ye yapılan geziler dışında ülkenin Hazine ile Çevre ve Enerji bakanlıklarından yetkililer son günlerde Avrupa'nın finans başkenti Londra'da para yöneticileriyle depremler ve yeni sürdürülebilir tahviller hakkında konuşuyor. Toplantılardan birine katılan Abrdn portföy yöneticisi Viktor Szabo, tahvil planlarının neredeyse tamamen şekillenmiş göründüğünü, hatta hükümetin seçim öncesinde bunları satmaya çalışabileceğini söyledi. Analistler Türkiye'nin bu yıl 5 milyar dolar daha borçlanması gerektiğini söylüyor. Sürdürülebilir bir tahvil satışı yoluyla büyük miktarda para elde etmek bir umut olsa da, standart tarzda dolar cinsinden ek bir tahvil herhangi bir açığı kapatabilir.
Türkiye'nin defalarca yaşadığı kur çalkantıları, birçok uluslararası fonun TL ağırlıklı devlet tahvillerini satmasına neden oldu. Hükümet verilerine göre, yabancıların bu piyasadaki payı beş yıl önce yüzde 25'in üzerindeyken şimdi yüzde 1'in altında. Bazı analistler cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinde muhalefetin zaferinin liraya keskin bir yükseliş getirmesini beklerken, diğerleri parasal sıkılaştırmanın ekonomik büyümeyi yavaşlatabileceği göz önüne alındığında daha fazla belirsizlik bekliyor.
"Bir yıldız olacaksa o Türkiye olacak"
Wall Street bankası Citi, bu ayın başlarında tahvil ve hisse senedi yatırımcıları için İstanbul'da iki gün süren toplantılar düzenlediğini söyledi. Toplantı sonrasında Citi, seçim sonucuna ilişkin gergin bir atmosfer olsa da olumlu değişim için umutlu bir ruh hali olduğunu belirtti.
Planlanan bir dizi toplantı hakkında bilgi sahibi olan bir başka kişi, sadece Batılı değil Körfez merkezli yatırımcıların da finansal varlıklardan ziyade potansiyel yabancı yatırımlar hakkında sorular sorduğunu söyledi. Yakında Türkiye'yi ziyaret edecek olan Batılı bir yabancı yatırımcı, grubun mümkün olduğunca muhalefeti dinlemeyi ve aynı zamanda merkez bankası yetkilileriyle görüşmeyi planladığını söyledi. Yatırımcı, "Türkiye'nin şu anda emsal piyasalar arasındaki önemli konumunu yeniden düşünmek için iyi bir fırsat olabilir. Bu yıl gelişmekte olan piyasalar arasında bir yıldız olacaksa, o da Türkiye olacaktır" dedi.
