Anna Nicolaou, James Fontanella Khan-NEW YORK
Daniel Thomas-LONDRA
Christopher Grimes-LOS ANGELES
Hollywood’un eski “büyükleri” yani Warner Bros., Paramount, 21.Century Fox gibi devlerin yöneticileri Netflix’in bir gün sektörü altüst edebileceği fikrini her zaman küçümsemişti. Warner Bros.’un eski CEO’su Jeff Bewkes, bu yöndeki bir soruya 2010’da “Bu biraz Arnavut Ordusu’nun tüm dünyayı ele geçirmesine benzemiyor mu? Hiç sanmıyorum” cevabını vermişti.
Ancak Cuma günü, 1990’larda posta siparişi yoluyla DVD kiralama şirketi olarak kurulan Netflix, bir zamanlar Bewkes’in yönettiği efsanevi film stüdyosu Warner Bros.’u satın almak için 83 milyar dolarlık bir anlaşma imzaladı. Bu imza, teknoloji endüstrisinin eğlence sektörü üzerindeki hakimiyetini pekiştiren bir hamle oldu.
Sektörün Netflix'i hafife alması
Dev anlaşmanın açıklanmasına kadar, eğlence sektörünün eski büyük aktörleri son 20 yılda sektörü altüstü eden öncü şirketi hafife almaya devam ediyordu. Dünyanın bir numaralı tahmin portalı Polymarket, Netflix’in Warner Bros.’u satın alma ihtimalini yüzde 5’in altında görüyordu.
Anlaşma Netflix’in 450 milyar dolar değere sahip bir Hollywood kralına dönüşmesinin zirvesine işaret ediyor. Netflix’in eş CEO’su Ted Sarandos Cuma günü yaptığı açıklamada “Bir çok insanın Warner Bros. için yaptıkları cüretkar teklife şaşıracağını, ama bunun gözardı edilemeyecek kadar nadir bir fırsat olduğunu” söyledi.
Rekabet süreci
Anlaşma Amerikan rekabet otoriteleri tarafından onaylanırsa Netflix eğlence sektörünün bazı mücevherlerini kontrol edecek: Harry Potter, Batman ve DC Comics franchise’ları da dahil olmak üzere Warner Bros. stüdyosu ile Game of Thrones, The White Lotus, The Sopranos gibi tüm endüstrinin kıskandığı hit’lerle HBO ve HBO Max.
Netflix’in zaferi, birkaç hafta öncesine kadar 42 yaşındaki hırslı David Ellison tarafından koltuğundan indirilecek gibi görünen Warner Bros. Discovery (WBD) CEO’su David Zaslav’ın da zaferi oldu. Rekabetçi bir teklif verme sürecini başlatan Zaslav, şirketinin hisse fiyatını yükseltmeyi başardı ve WBD stüdyolarının başkanı olarak kalmasına izin vermeye istekli bir alıcıyla satış anlaşması yaptı.
Ellison’un yükselişi ve Paramount
Oysa, dünyanın en zengin insanlarından Larry Ellison’un oğlu David Ellison bu yaz Paramount’u 8 milyar dolara satın aldıktan hemen sonra, daha anlaşmanın imzası kurumadan gözünü Warner Bros.’a dikmiş ve Eylül ayında teklif vermeye başlamıştı.
Şirketi bölerek (spin off) stüdyo, streaming işini ve HBO’yu TV kanallarından ayırmayı ve işin çok daha göz alıcı bölümü olan ilk kısmı yönetmeyi planlayan Zaslav, Ellison’un art arda yaptığı tekliflerden rahatsızdı, süreç kendi planladığı gitmiyordu.
WBD nasıl bir strateji izledi?
WBD Yönetim Kurulu ise Zaslav’ın kişisel rahatsızlıklarının süreci tehlikeye atmasını istemiyor ve CEO’ya “Hızlı hareket et yoksa olayın kontrolünü kaybedeceksin” uyarısını yapıyordu. Zaslav, Paramount yani Ellison dışında alıcılar ararken, Ekim ayında bir açık artırma süreci başlattı. Paramount’un da büyük bir iştahla sürece dahil olacağı biliniyordu.
Açık artırma süreci, WBD içinde taraflara takme isimler verilerek Project Sterling adı altında, büyük bir gizlilikle yürütüldü. Netflix’e Noble (Asil), Warner’a Wonder (harika, muhteşem), Paramount’a Prince (prens), Comcast’e ise Charm (cazibe) isimleri takıldı.
Açık artırma süreci
Süreçte, Warner Bros.’un; Oracle’ın mültimilyarder patronu Larry Ellison tarafından desteklenen, Apollo yatırım şirketi ve Suudi devlet fonlarının desteğini arkasına alan Paramount tarafından yutulacağı tahmin ediliyordu. Hatta Başkan Trump gazetecilere “Ellison’lar arkadaşım” diyerek işin Paramount’da kalmasını alenen destekliyor gibi görünüyordu.
Bu esnada Netflix, ilgisini belli etmiyor hatta bu tip satın almalara pek de sıcak olmadığı mesajını veriyordu. Netflix’in eş CEO’su Greg Peters Ekim ayındaki bir Bloomberg panelinde “Alıcı olmaktan ziyade bir girişimi kurup büyütme mirasından geldiklerini, zaten geçmişteki büyük medya satın alma-birleşmelerinin pek de iyi bir sicile sahip olmadığını” söylüyordu.
Nefes kesen son tur
Bu esnada Kasım ayında başlayan açık artırma süreci devam ediyordu. Warner Bros. Discovery, bu tip büyük işerde genelde aylar süren gözden geçirme sürecini olağanüstü kısaltan bir zaman çizelgesi vermişti. WBD Yönetim kurulu altı hafta boyunca neredeyse her gün acil durum toplantısı yaptı, geceler boyunca müzakereler ve taslak hazırlama oturumları yapıldı.
Nihayet bu hafta sürecin son aşamasına geçildi ve son teklifler Pazartesi sabahı teslim edildi. Netflix, Paramount ve Comcast’in her biri çok farklı teklifler sundu. Perşembe günü saatler süren tartışmalardan sonra WBD Yönetim Kurulu karar oturumuna girdi ve karar oybirliğiyle çıktı: Netflix.
Netflix’in eksiksiz teklifi
Netflix süreçte bariz olarak önde değildi. Şirket şimdiye kadar bu büyüklükte bir anlaşma yapmamıştı. Ancak Yönetim Kurulu odasında başka bir faktör en az fiyat kadar ağır bastı: Netflix, hiçbir eksiği olmayan bir anlaşma önerisi sunmuştu.
Satış müzakerelerinde bulunan bir kişi “Netflix, teklif ettiği anlaşmayı her şekilde uygulamaya hazırdı” dedi. Sunulan anlaşma imzadan sonra cayma halinde 5.8 milyar dolarlık bir cezayı da içeriyordu.
Satışı bir an önce tamamlamak isteyen WBD Yönetim Kurulu için o gece evrakları tamamen hazır olan tek teklif sahibi Netflix’ti. WBD yöneticilerinin tüm isteklerini karşılayan Netflix yöneticileri, son dakikada istenen değişiklikleri bile kabul etmeye istekliydi. Paramount ve Comcast ise hala belirli şartları müzakere etmeye çalışıyordu. Yine satış sürecinde bulunan bir kişi “Oylamadan dakikalar sonra Netflix’le sözleşmeler imzalandı” bilgisini verdi.
(Oksijen'in notu: Netflix'in satın almaya ne kadar hazır olduğu bir başka Financial Times haberinde anlatılıyor: Habere göre imzaların atılmasının hemen ardından Netflix'in Amerikan Wells Fargo bankasıyla yaptığı kredi anlaşmasının detayları açıklandı. Wells Fargo'nun liderlik ettiği 59 milyar dolarlık köprü krediye Fransız BNP Paribas 20.7 milyar dolarla, HSBC ise yaklaşık 9 milyar dolarla katılıyor. Project Noble adı verilen anlaşma Amerikan özel sektör tarihinin en büyük kredilerinden biri olarak kayıtlara geçecek. BNP Paribas da, 20.7 milyar dolarla kendi tarihinde tek bir şirkete sağlanan en büyük finansmana imza atacak. Bu yüklü kredinin, Netflix uzun vadeli tahvil ihracını tamamladıktan sonra kapatılacağı belirtiliyor)
Netflix, anlaşmanın 12 ila 18 ay içinde yürürlüğe girmesini bekliyor. Ancak Amerikan rekabet otoritelerine yakın bazı kaynaklar, ciddi anti-tröst engelleriyle karşılaşılma beklendiği için sürecin daha uzun zaman alabileceğini belirtti. Trump ekibine yakın bir kişi ise, ABD’deki en büyük yayıncılardan ikisinin birleşmesinin muhtemelen rekabet yasalarına aykırı görüleceğini söyledi. Netflix yöneticileri ise izleyicilerin YouTube gibi dijital platformlara kaydığı büyük bir pazarın varlığına işaret ederek, gereken izinler konusunda emin olduklarını söylüyorlar.
Hollywood’un tepkisi
Hollywood’un “yaratıcı sınıfı” ise bu gelişmeden hoşnutsuz görünüyor. Netflix’in sinemaya olan bağlılılıyla ilgili endişeler yaygın. Ünlü yönetmen David Cameron anlaşmanın Hollywood için korkunç bir kayıp olduğu görüşünde.
Sinema salonu işletmecileri de anlaşmaya karşı. 30 binden fazla sinema salonunu temsil eden Cinema United, “Warner Bros. yapımlarının salonlardan çekilmesi halinde ABD genelinde gişe hasılatında yüzde 25’lik kayıp riski oluşacağı” uyarısı yaptı. Netflix ise Warner Bros.’un sinema işletmecilerine yönelik mevcut taahhütlerini yerine getirmeye devam edeceğini açıkladı.
Ellison’un itirazı
Hırslı David Ellison ise sonucu değiştirmenin yollarını arıyor. Paramount Cuma günü WBD Yönetim Kurulu’na “Açık artırma sürecinin Netflix lehine yürütülüp yürütülmediğini sorgulayan” bir mektup gönderdi.
Sarandos’un mesajı
Netflix kurucusu ve eş CEO’su Ted Sarandos ise bu satın almanın ardındaki felsefeyi anlatmaya Cuma günkü analist toplantısıyla başladı. Sarandos “Posta yoluyla DVD kiralayan bir şirket olarak işe başladık. Ardından streaming’e, orijinal içeriklere ve canlı yayına geçtik. ABD merkezli bir şirketten küresel bir işletmeye dönüştük” dedi.
Bir Warner Bros. yapımı olan Citizen Kane’de, Kane’in ölmeden önce andığı Rosebud adlı kızağın bir kopyası evinde bulunan Sarandos sözlerini şöyle tamamladı:
“İnsanların çok seçeneğinin bulunduğu bir çağda yaşıyoruz. Zamanlarını nasıl harcayacakları konusunda da herkesin her zamankinden daha fazla seçeneği var. Bu yüzden hareketsiz duramayız.”
