“İşin sırrı süreklilik ve okurlarımızın isteklerine cevap vermek”
- Profil Kitap Kurucusu Münir Üstün Profil Kitap’ın doğuşunu ve bugünlere nasıl geldiğini anlatır mısınız?
Profil Kitap’ın ortaya çıkma hikâyesi ilk olarak 1988 yılında rahmetli babamın istediği bir kitabı almak üzere Sultanahmet’te bir yayınevinin kapısını çalmamla başladı, diyebiliriz. Okusan Yayınevi’nin sahibi Nurettin Kiğılı, bana yayınevinde ve kitap pazarlama departmanında iş teklif etti ve kabul ettim. 6 yıl kadar Okusan Yayıncılık’ta çalıştım. 1 yıl tek başıma kitap pazarlaması yaptıktan sonra yaklaşık 2 yıl Arslan Yayınları’nda çalıştım. 1997 senesinde ise ani bir kararla sektör değiştirdim ve kâğıt sektöründe faaliyet gösteren Göksa Kâğıtçılık firmasının ortağı oldum. Hem kâğıt işi yapıyor hem de Arslan Yayınları’nın işletmesini yapmaya devam ediyordum. Derken 1999 yılında ilk markam Birun’u kurdum. Bir yıl sonra, 2000’de ise Maviağaç markasını ekledim. Birun ve Maviağaç’la o dönem çok başarılı çalışmalar yaptım. 2006 yılında ise Profil Kitap kuruldu. Kendinizi sektörde nasıl bir konumda değerlendiriyorsunuz? Her ay düzenli olarak yayın çıkarıyoruz. Bu yayınlar genellikle bir sene öncesinden belirlenmiş oluyor ve yıl içerisinde de takvimdeki dağılımına bilhassa dikkat ettiğimiz belli başlı türler var. Mesela basketbol ağırlıklı olmak üzere spor kitaplarımızdan mümkünse birkaç ayda bir süreklilik içerisinde yayımlamaya çalışıyoruz. Çizim, popüler bilim, dünya edebiyatı, inceleme-araştırma kitapları da öyle. Bunlar bizim sürekli beslemek istediğimiz, ses getirebileceğini veya bir değer taşıdığını düşündüğümüz kitaplarla nitelikli bir profil inşa etmeye çalıştığımız alanlar. Bu anlamda bir başarıdan söz ediyorsak herkesin de söyleyeceği gibi bunun sırrı süreklilik ve okurlarımızın ihtiyacına dair onların isteklerini gözeterek cevap vermek, üretim yapmaktır, diyebilirim. 
Sektörün sorunları sizce neler? Yayıncılık zamanla yarışılan, yoğun emek isteyen ve maliyetli bir iş. Yazar, çevirmen, editör, grafiker, matbaacı, dağıtımcı… Bu sürecin birçok aktörü var. Sektörümüzde farklı kollardan çok sayıda insanın istihdam edilmesi memnuniyet verici. Bir takım çalışması olmasının getirdiği kolaylıklar ve zorluklar da söz konusu tabii. Bilinen masraflar dışında, kâğıtların ithal olması ve yurt dışından alınan eserlerin telifleri, döviz kuruyla doğrudan ilişkili oldukları için yayıncıları zorlayabiliyor. Kısaca entegrasyon ve maliyet zorlukları var, diyebiliriz. 
