Selahattin Yusuf, yarı otobiyografik romanı Eve Dönemezsin’de 1980’lerde Doğu Karadeniz’in bir köyünde yaşayan küçük bir çocuğun iki hayat arasındaki açmazını anlatıyor
Yusuf Akcakaya[email protected] Selahattin Yusuf’un yeni kitabı Eve Dönemezsin’deki (Turkuvaz Kitap) kahraman, 13 yaşında bir çocuk. Jandarma korkusuyla ilkokula başlamak zorunda kalan bu çocuk, okulu “sevdiğim kız Selvi’nin gittiği yer” olarak benimseyip alışmaya çalışıyor. Yazmayı insanın geçmişine söz geçirmesinin yegane imkanı olarak gören Yusuf’un romanı, Doğu Karadeniz’in köy hayatını merak edenler için de aydınlatıcı… Bu hikayeyi yazmayanasıl karar verdiniz? Çocukluğumu yazmak istiyordum, bir de vahşi doğa tutkum vardır. İkisini birlikte anlatabileceğim bir romanı epeydir tasarlıyordum. Dönüp dönüp çocukluğuna bakan biriyim, çocukluğunu ruhsal destek olarak kullanan bir yazarım. Covid-19 salgınıyla birlikte evde kalınca, aldığım notları romana dökme imkanım oldu. Altı ay boyunca, günde yaklaşık yedi-sekiz saat çalışarak tamamladım. Köyün kendi dünyası ile öğretmenin yarattığı yeni dünya arasında sıkışan bir çocuğu okuyoruz. Hayata öfkeli bakmasının arkasında bu sıkışmışlık mı yatıyor? Aslında o çocuk öfkeli değildi geçmişte. Bugünden bakınca öfkeli olması gerektiğini düşündüğüm için yaptım. Çünkü dünyadan ve hayattan biraz alacaklı olsa gerek diye düşündüm. Ayrıca, köyün kendi halindeki dünyası ile öğretmen geldikten sonraki halinin karşılaştırmasını anlatmak istiyordum. Bu benim açımdan travmatik bir karşılaşmaydı.
“Belki Trabzon’da macera devam eder”
Peki o çocuk hakkında şimdi ne düşünüyorsunuz? Türk edebiyatının bir yerine koydum onu artık. Eğer taşra edebiyatı merakı olanlar varsa o çocuğu görecekler, görmek ve neye benzediğini anlamak zorunda kalacaklar. Kahramanımız bu açıdan önemliydi. Bundan sonra ne yazmayı planlıyorsunuz? Şiir mi denesem diye düşünüyorum. Yeni bir roman da ihtimal dahilinde. Eve Dönemezsin’deki çocuk ilkokulu bitirdikten sonra parasız yatılıya geçiyor,onun da bayağı ilginç bir hikayesi var. İlkokuldayken bir köydeydi, parasız yatılıda ise Trabzon’da. Kısacası, ben de merak ediyorum sırada neyin olduğunu.