Moda dünyasında gelinlik denince belki de akla gelen ilk tasarımcı Vera Wang. Amerika’ya göç etmiş Çinli anne babadan New York’ta dünyaya geldi. YSL butiğinde çalışırken Vogue dergisinin bir editörü tarafından keşfedildi, 17 sene boyunca bu dergide görev yaptı.
Ralph Lauren markasına geçtiği sırada evlenmeye karar verdi. Wang, önce gelinliğini başka bir tasarımcıdan almaya karar verdi. Ancak karşılaştığı abartılı modeller kendisini yansıtmıyordu, o da gelinliğini kendisi tasarlamak zorunda kaldı Bu boşlukta bir girişim fırsatı gören babasının da desteğiyle 40 yaşında kendi markasın kurdu. O günden bu yana gelinlik sektörünün haricinde birçok işe imza atan Vera Wang, 72 yaşında hiç olmadığı kadar aktif. Pandeminin birinci dalgasında kapandığı evden yaptığı paylaşımlarla sosyal medyayı aktif kullanarak ilgileri ve takipçileri kendine çeken tasarımcı, yalnızca geçtiğimiz altı ay içinde Gwen Stefani, Zendaya, Bill Gates’in kızı Jennifer Gates, Amanda Gorman, Rita Ora gibi isimleri giydirdi. Wang hazır giyim, parfüm ve ev tekstili koleksiyonlarının yanı sıra kendi adıyla bir mücevher koleksiyonu, prosecco ve votka markası da yarattı. Son olarak diğer bir gelinlik devi olan Pronovias’la yeni bir işbirliğine imza atan Wang Oksijen’in sorularını yanıtladı.
O beyaz elbiseyi her sezon yeniden nasıl yaratıyorsunuz?
Yaratıcı ilham her yerden gelir; sanattan, mimariden, filmden, müzikten… Her zaman yeniden icat eder, keşfeder, çalışmaya ve araştırmaya devam ederim. Gelinlik koleksiyonlarım kalbimden ve hayal gücümden geliyor, o anda gerçekten ne hissediyorsam onu yaratmak ve sanatsal deneyler yapmak için gereken özgürlük burada. Gelinliklerim aynı zamanda kadınlara ne kadar düşkün olduğumu, farklı tipteki kızlara hayranlığımı da yansıtıyor.
Gelinlik, hazır giyim, ev giyimi, Prosecco, Votka, sporcular için kostümler, Starbucks, Laduree işbirlikleriniz… Bu ürün çeşitliliği size ne katıyor?
İlk olarak, çok iyi ürünler yaratma becerisini. Aslolan üründür. Her şey onunla başlıyor ancak sonraki tüm adımlar da eşit derecede önemli; dağıtım, marka konumlandırma, üretim yetenekleri, finansal güç, kuvvetli bir altyapı ve inanılmaz derecede kararlı bir yönetim ekibi… Bu ekip banan inanan bir ekip.
Pronovias ile işbirliği bahseder misiniz?
Pronovias Group, büyük bir uluslararası erişime sahip, dünyanın en saygın ve başarılı gelinlik şirketlerinden biri. Bu bizim için tüm açılardan bambaşka bir kitleye olağanüstü bir kalite ve inanılmaz bir fiyatla ulaşmak anlamına geliyor. Bizim işimiz her zaman yoğun bir şekilde yaratıcı, son derece deneysel ve maliyetli bir koleksiyon yaratmakla ilgiliydi. 30 yılı aşkın bir sürede kendimi inanılmaz geliştirdim, birçok karmaşık teknik keşfettim. Ama ne yazık ki Couture’ün modern yorumu çok az sayıda müşteriye, VIP’lere hitap ediyordu. Pronovias Group, akıllı fiyatlandırmasıyla daha da önemli bir global marka olacağına inandığım işi büyütürken yaratıcılığımın yeni bir yönünü keşfetmemi sağlıyor. Bu benim stratejimde uzun zamandır uygulamak istediğim büyük bir değişiklik oldu.
Biz bu röportajı yaparken 60 model piyasaya çıktı. Bu ekiple birlikte koleksiyonu yapma sürecinde sizin için farklı olan neydi?
Pandemi ilk koleksiyonumuzun çıkışını daha karmaşık hale getirdi ancak ortaya çıkan iş beni çok heyecanlandırdı. İnanın bana, kolay beğenen biri değilim ve markamı önemsiyorum. Ekibim New York’taydı, onlarınki ise Barselona'da. Bu kalite, incelik ve çeşitlilikte bir koleksiyonu sanal ortamda yarattığınızı bir düşünün! Bunlar tişört değil ki. Ancak Pronovias Group en iyi fabrikalarla çalışıyor ve işi son derece organize bir şekilde yürüttü.