Aaron Boxerman / New York Times
Gazze Şeridi’nin bazı bölgelerinde kıtlık yaşandığını ortaya koyan rapor, birçok Avrupa ülkesinde öfkeye yol açtı ancak İsrail’in en büyük destekçisi olan Amerika Birleşik Devletleri’nden aynı tepki gelmedi.
Beyaz Saray da Dışişleri Bakanlığı da raporu doğrudan görmezden geldi. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise Cuma günü yaptığı açıklamada raporu “açık bir yalan” olarak nitelendirdi ve İsrail’in “düşman topraklarına yardım girmesini sağlamak için benzeri görülmemiş şekilde çaba gösterdiğini” söyledi.
ABD’nin İsrail Büyükelçisi Mike Huckabee de sosyal medyada Netanyahu’nun eleştirilerini yineledi. Huckabee X platformunda, “Tonlarca yiyecek Gazze’ye girdi ama Hamas çaldı, bir kısmını yiyip şişmanladı” ifadelerini kullandı.
Rapora rağmen ABD sessizliğini korurken, İsrail’in birçok müttefiki giderek daha sert dille Netanyahu hükümetini eleştiriyor.
Geçen hafta İsrail hükümeti, Batı Şeria yerleşim projesini onayladı. Ayrıca uluslararası çağrılara meydan okuyarak, yüz binlerce kişinin barındığı Gazze kentine yönelik işgal planını sürdürme kararı aldı.
Analistlere göre, Amerika’nın baskısı, İsrail’in Hamas’a karşı neredeyse iki yıldır süren savaştaki tutumunu değiştirebilecek az sayıdaki araçtan biri.
Eski ABD diplomatlarından Aaron David Miller, “Netanyahu açıkça Donald Trump’tan baskı görmeyeceğini bildiği için rahat” dedi.
Zaman zaman Trump, Netanyahu’dan ayrışır gibi göründü. İran destekli Husilerle gemilere saldırıları durdurmak için anlaşma yaptı ve Amerikan rehinelerin serbest bırakılması için Hamas ile doğrudan müzakere etti. Temmuz sonunda ise Gazze’de açlık olduğuna inandığını kamuoyuna söylemişti.
Trump İsrail ile artık daha fazla uyum içinde
Ancak Miller’a göre iki lider artık Gazze konusunda giderek daha fazla uyum içinde; Trump’ın dikkati ise Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşı bitirmeye yönelik çabalara yoğunlaşmış durumda.
Trump yönetiminin yedi ayında Gazze, savaşın en zor dönemlerinden birini yaşıyor. Yardım kuruluşlarına göre şiddetli açlık giderek yaygınlaşıyor.
UNICEF sözcüsü Tess Ingram, “Bu birkaç izole çocuğun krizi değil; her çocuk risk altında” dedi.
Aylarca yapılan uyarıların ardından, Birleşmiş Milletler destekli Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) paneli Cuma günü Gazze kentinde ve çevresinde kıtlık yaşandığını açıkladı. Rapor ayrıca Eylül’e kadar orta ve güney Gazze’nin de kıtlıkla karşı karşıya kalabileceğini uyardı.
İsrail ise Gazze’ye gıda ulaştırmak için her şeyi yaptığını savunuyor. İsrail, Temmuz sonunda bölgeye daha fazla yardım göndermeye başlamasından bu yana piyasalardaki fiyatların düştüğünü belirtiyor. Yetkililer, Gazze’ye yeterince gıda girdiğini ancak yardım kuruluşlarının dağıtımda zorlandığını iddia ediyor.
Netanyahu, yaptığı açıklamada “geçici kıtlık durumunun” yaşandığını, ancak bunların hızla giderildiğini söyledi.
Gazze’de yaşayan 44 yaşındaki öğretmen Hani el-Dibs, un ve konserve sebze gibi bazı malların fiyatının son haftalarda düştüğünü ancak birçok ürünün hâlâ savaşla yoksullaşan halk için aşırı pahalı olduğunu belirtti. Çocuklarını günde iki küçük öğünle beslediğini, çoğunlukla konserve fasulye ve mercimekle idare ettiklerini anlattı. Kavurucu yaz sıcağına rağmen içme suyu getiren kamyonların haftada yalnızca iki kez geldiğini söyledi. Hani el-Dibs “Artık hayatımız bu, idare etmek zorundayız” ifadelerini kullandı.
İsrail ve ABD ayrıca Gazze’de kendi yardım girişimlerini yürütüyor. Bu planda Amerikalı güvenlik müteahhitleri, İsrail askeri hatlarının gerisinde gıda kolilerini dağıtıyor. Gazze sağlık yetkililerine göre bu noktalarda yüzlerce kişi öldürüldü.
İsrail’in diğer geleneksel müttefikleri, örneğin Britanya, İsrail’in rapora verdiği yanıta kuşkuyla yaklaştı.
İngiltere Dışişleri Bakanı David Lammy Cuma günü yaptığı açıklamada, “İsrail hükümetinin Gazze’ye yeterli yardım girmesine izin vermemesi bu insan eliyle yaratılan felaketi doğurdu. Bu ahlaki bir rezalettir” dedi.
Bu hafta İsrail makamları ayrıca tartışmalı E1 yerleşim projesini de onayladı. Proje, Batı Şeria’nın merkezinde yaklaşık 3 bin 400 yeni konut inşasını içeriyor. İsrail’in işgal ettiği bölgede 3 milyon Filistinli arasında yaklaşık 500 bin İsrailli yerleşimci yaşıyor.
E1 projesi, yaklaşık yirmi yıldır ABD baskısıyla ertelenmişti. Bu projeye karşı çıkanlar, projenin Batı Şeria’yı ikiye böleceğini ve gelecekteki bir Filistin devletinin toprak bütünlüğüne büyük darbe vuracağını söylüyor.
Fransa, Britanya, Avustralya ve ondan fazla ülke planı uluslararası hukuka aykırı ve yasa dışı diyerek kınadı. Trump yönetimi ise büyük ölçüde sessiz kaldı. Huckabee İsrail radyosuna yaptığı açıklamada, bu adımın esasen İsrail’in kararı olduğunu söyledi.
© 2025 The New York Times Company


