Jack Nicas / The New York Times
Anketlerde gerileyen aşırı sağcı başkan, hiçbir kanıt olmamasına rağmen seçimlerde hile konusunda uyarıda bulundu. Kaybettikten sonra da oylamada hile yapıldığını iddia etti. Ulusal bayrağa bürünmüş ve komplo teorileriyle yanıltılmış binlerce destekçisi daha sonra sonuçları tersine çevirmek için Kongre'yi bastı. Bu senaryo Batı Yarımküre'nin en büyük demokrasileri olan Amerika Birleşik Devletleri ve Brezilya'daki son seçimleri anlatıyor.
Hala etkili bir figür
Ancak iki eski başkan olan Donald Trump ve Jair Bolsonaro'nun davranışları oldukça benzer olsa da, siyasi sonuçları büyük ölçüde farklı oldu. Trump, kendisini bir yetişkin film oyuncusuna para ödemek ve gizli belgeleri yanlış kullanmakla suçlayan iddianamelerle karşı karşıya olsa da, Amerikan sağının en etkili figürü olmaya devam ediyor. Beyaz Saray'dan ayrılmasının üzerinden iki yıldan fazla bir süre geçtikten sonra, anketlerde açık ara farkla Cumhuriyetçilerin başkan adayı olmaya hazır görünüyor.
2030 seçimlerine kadar şansı yok
Brezilya'da Bolsonaro çok daha hızlı ve şiddetli bir tepkiyle karşılaştı. O da çok sayıda cezai soruşturmayla karşı karşıya. Yetkililer evini bastı ve cep telefonuna el koydu. Cuma günü, iktidarı bırakmasının üzerinden altı ay geçmeden, Brezilya seçim mahkemesi Bolsonaro'nun 2030'a kadar siyasi görev yapmasını engelleme kararı aldı.
Mahkeme, devlet televizyonunda Brezilya'nın oylama sistemlerinin dürüstlüğü hakkında asılsız iddialarda bulunarak yetkisini kötüye kullandığına hükmetti. Başkanlık için bir sonraki şansı 75 yaşında olduğu 2030 seçimlerinde olacak. Trump, gelecek yılki seçimlerden önce bir davada suçlu bulunsa bile, hala potansiyel olarak aday olabilir.
İki adam için ortaya çıkan zıt sonuçlar, iki ülkenin siyasi ve yönetim yapılarındaki temel farklılıkları yansıtıyor. ABD sistemi Trump'ın kaderini seçmenlere ve adalet sisteminin yavaş, metodik sürecine bıraktı. Brezilya'da ise mahkemeler, ülkenin genç demokrasisine tehdit olarak gördükleri her şeyi ortadan kaldırmak için proaktif, hızlı ve agresif bir tutum sergiliyor.
"Sistem seçmeni koruyor"
ABD seçimleri eyaletler tarafından yürütülüyor ve ülke genelinde kimin nasıl aday olabileceğine dair bir dizi kural bulunuyor. Çoğu durumda, oy pusulasında yer almanın önündeki birkaç engelden biri, uygun seçmenlerden yeterli sayıda imza toplamak oluyor. Brezilya'da seçimler, görevlerinin bir parçası olarak adayların göreve talip olma hakkına sahip olup olmadıklarını düzenli olarak değerlendiren federal bir seçim mahkemesi tarafından yönetilmektedir. Brezilya Yüksek Mahkemesi'nden emekli yargıç ve eski seçim mahkemesi başkanı Ricardo Lewandowski, "Belediye başkanı, vali ya da başkan yeniden seçilebilmek için güçlerini kötüye kullanma eğiliminde. Biz de seçilememe yasasını yarattık" dedi.
Brezilya yasalarına göre görevlerini kötüye kullanan siyasetçiler geçici olarak seçilemezler. Sonuç olarak, seçim mahkemesi, Bolsonaro ile birlikte üç eski başkan da dahil olmak üzere, politikacıların aday olmasını rutin olarak engelledi. Lewandowski, "Sistemimizin yapmaya çalıştığı şey seçmeni korumaktır. Halka karşı suç işleyenler, rehabilite olana kadar belli bir süre oyun dışında kalmak zorunda" diye konuştu. Bu yaklaşım aynı zamanda bazı analistlere göre seçmenler yerine seçim mahkemesinin yedi yargıcının eline çok fazla güç verdi. Brezilya'nın merkezi seçim sistemi Bolsonaro'nun seçim sonuçları üzerinde Trump gibi uzun süreli bir mücadele yürütmesini de engelledi.
Bu yaklaşımında riskleri var
Amerika Birleşik Devletleri'nde oy sayımının yavaş olması kazananın ilan edilmesini bir hafta geciktirdi ve Seçiciler Kurulu süreci birkaç ay daha sürdü. Ayrıca her eyalet kendi seçim ve denetimlerini gerçekleştirdi. Bu da Trump'a ve onu destekleyen politikacı ve gruplara sürece karşı saldırılar düzenlemek için zaman ve çeşitli cepheler kazandırdı. Brezilya gibi 220 milyon nüfuslu bir ülkede elektronik oylama sistemi oy pusulalarını iki saat içinde saydı. Medya değil, merkezi seçim otoritesi o gece Kongre, mahkemeler ve hükümet liderlerinin katıldığı bir törenle kazananı ilan etti. Bolsonaro iki gün boyunca sessiz kaldı ama çok az seçeneği olduğu için sonunda kenara çekildi. Ancak bu yaklaşım da riskler taşıyor.
Her iki ülkedeki demokratik sistemleri inceleyen Bard College profesörü Omar Encarnación, "Bu kadar merkeziyetçi olmanın, temelde yerel denetime izin veren Amerikan sisteminden daha fazla suiistimale açık olduğunu iddia edebilirsiniz" dedi. Yine de Encarnación, Amerika Birleşik Devletleri'nde bazı eyaletlerin yakın zamanda kısıtlayıcı oy verme yasaları çıkardığını da belirterek, "Açıkçası bunlar birbirinden çok farklı iki model ve hangisinin demokrasi için daha iyi ya da daha kötü olduğu tartışılabilir" diye ekledi.
Seçim öncesinde Brezilya'nın sistemi, demokrasikarşıtı yanlış bilgilendirme ya da komplolara karşı çok daha agresif bir şekilde mücadele etmesini de sağladı. Ülkenin YüksekMahkemesi baskınlar ve tutuklamalar emretti, Kongre üyelerini sosyal ağlardan engelledi ve mahkeme kararlarına uymayan teknoloji şirketlerini Brezilya'da yasaklamak için harekete geçti.
Sonuç, seçimlere ilişkin yanlış bilgilendirmeyle mücadeleyi amaçlayan kapsamlı bir kampanya oldu. Ancak bu hamleler aynı zamanda aşırıya kaçıldığı iddialarını da beraberinde getirdi. Bazı baskınlar sadece darbeden bahseden bir WhatsApp grubunda yer aldıkları için insanları hedef aldı. Bazı kişiler mahkemeyi eleştirdikleri için yargılanmadan geçici olarak hapse atıldı. Bir kongre üyesi canlı yayında yargıçları tehdit ettiği için hapis cezasına çarptırıldı.
"Pervasız davrandığını gösteriyor"
Mahkemelerin bu tür katı eylemleri, Devlet Başkanı Luiz Inácio Lula da Silva'yı hapse gönderen soruşturmadaki merkezi rolleri de dahil olmak üzere, son yıllarda Brezilya siyasetindeki aşırı etkileri genişletiyor. Encarnación, "Mahkemelerin sadece Bolsonaro'ya karşı değil, Lula'ya karşı bile sergilediği cesaret ve korkusuzluk, mahkemelerin bir şekilde, bu kelimeyi kullanmaktan nefret etsem de pervasız, belki de baskıcı bir şekilde davrandığını gösteriyor" dedi.
Ancak mahkemenin çabalarına rağmen Bolsonaro'nun binlerce destekçisi, Lula'nın Ocak ayındaki yemin töreninden bir hafta sonra ülkenin yönetim salonlarını basmaya ve yağmalamaya devam etti. Sahneler 6 Ocak 2021'de ABD Kongre Binası'nın basılmasına ürkütücü bir şekilde benzese de, iki eski başkanın rolleri farklıydı. Her ikisi de taraftarlarını hile yapıldığına ikna ederek alevleri körükledi ancak Trump yakınlarda yaptığı bir konuşma sırasında destekçilerini Kongre Binası'na yürümeye açıkça yönlendirdi. Bolsonaro'nun destekçileri kendi çetelerini kurduklarında Bolsonaro binlerce kilometre ötede Florida'daydı ve üç ay boyunca orada kaldı. Her iki ülkede de yüzlerce kişi tutuklandı ve suçlandı. Kongre soruşturmaları neler olduğunu araştırıyor. Bunun dışında yaşananlar farklıydı.
© 2023 The New York Times Company