24 Aralık 2024, Salı Gazete Oksijen
Haber Giriş: 12.03.2022 17:37 | Son Güncelleme: 12.03.2022 18:31

New York Times başyazısı: Putin’in saldırganlığının bedeli

Soğuk Savaş'ın diğer taraftakilere daha iyi bir yaşam beklentisi yaratarak kazanıldığını unutmayalım
New York Times başyazısı: Putin’in saldırganlığının bedeli

Ukrayna’daki acımasız işgali sürdüren Vladimir Putin kentleri yıkıp halka gaddarlık yaparak ülkeyi parçalamaya çalışıyor. Her gün yeni korkular yaşanıyor. Bir aile güvenli bir bölgeye giden köprüyü geçerken katledildi. Babalar ve çocukları birbirlerinden ayrılıyor. Yaklaşık yarım milyon kişinin kuşatma altında olduğu Mariupol’daki doğum hastanesi unufak edildi.

ABD, Avrupa Birliği, Avustralya, İsviçre ve bazı diğer ülkeler Rusya'ya eşi görülmedik ciddiyette ekonomik yaptırımlar uygulayarak yanıt verdi. Biden hükümeti geçtiğimiz cuma günü ABD’nin Rusya’yla normal ticari ilişkileri kalıcı olarak askıya almak konusunda Avrupa Birliği ve diğer müttefiklere katılacağını açıkladı. Yani Rusya da Küba ve Kuzey Kore’ye uygulanan yaptırımlara maruz kalacak. Şirketler Rusya’yı terk ediyor. Moskova’da 1990 yılında açılan ilk McDonalds restoranı, Rusya'nın Batı'ya açıklığının güçlü bir simgesiydi. Geçtiğimiz salı günü McDonald's ülkedeki yaklaşık 850 restoranın tamamını geçici olarak kapattı.

Yaptırımlar saldırganlığın maliyetini artırıyor

Yaptırımlar, saldırganlığın Rusya’ya maliyetini artırıyor. Hammadde ve ürünlere erişiminin kesilmesi Rusya'nın bu saldırısını ve diğerlerini sürdürme olanağını azaltabilir. Ancak Rus halkının sabrının taşması için yaptırımlara güvenmenin tehlikeli bir yönü var. Yatlara el koyma gibi sembolik hamleler anlamlı fakat Batılı ülkeler Putin'in savaşıyla ilgisi olmayan kişileri cezalandırmamaya özen göstermeli.

Yıkıcı bir ekonomik krizle karşı karşıya

Örneğin Bangladeş, Birleşmiş Milletler’deki Rusya'yı kınama oylamasında çekimser kaldığı için Litvanya bu ülkeye yollayacağı Covid-19 aşı bağışını iptal etti. Daha ileri adımlar atmadan önce, şimdiye kadar uygulanan yaptırımların etkisini gözlemlemekte yarar var. Rusya zaten halihazırda yürürlükte olan yaptırımlardan dolayı yıkıcı bir ekonomik krizle karşı karşıya.

Politikacılar iki soruyla boğuşuyor

Politikacılar, yanıtları aynı olması gerekmeyen iki soruyla boğuşuyor. Birincisi: Ukrayna’ya yardım etmek için ne yapılabilir? İkincisi: Batılı uluslar giderek saldırganlaşan Rusya’yla nasıl bir ilişki sürdürmeli?

ABD, Ukrayna'ya destek olmak için askeri ve ekonomik yardım sağlıyor. Kongre geçtiğimiz perşembe günü 13.6 milyar dolarlık ek yardımı onayladı. Rusya'nın sivilleri hedef almasına rağmen Biden yönetimi akıllıca davranıp askeri müdahaleden sakınmanın önemini vurgulayarak, Ukrayna üzerinde uçuşa yasak bölge uygulama çağrılarına karşı çıktı.

Böyle bir politika, bir nükleer güce karşı savaş ilanı anlamına gelebilirdi çünkü. Uçuşa yasak bölge uygulaması ABD'nin Ukrayna üzerinde uçan Rus uçaklarını düşürmesini gerektirebilirdi. ABD, NATO müttefiklerine verdiği taahhütleri yerine getireceğini ancak Ukrayna'ya doğrudan askeri müdahaleden kaçınacağını açıkça belirterek bu korkunç çatışmayı daha da kötü hale getirmekten kaçınabilir.

Ekonomi politikası özen gerektiriyor

Ekonomi politikası da benzer bir özen gerektiriyor. Bu yaptırımların kaldırılmasına ilişkin talepler ve şartlar Rusya'ya açıkça iletilirse, Ukrayna’nın işine yaraması daha muhtemel. Putin, Batı yaptırımlarını Rus ekonomisini yok etmeye yönelik gerekçesiz bir eylem olarak tasvir ediyorken onun haksız yere zulme uğradığı görüşünü güçlendirmenin bir yararı olmaz. Net hedefler belirlemek, Batılı hükümetlerin kendi vatandaşlarına da ekonomik sıkıntılar getirmesi olası politikalara kamu desteği sağlamasına da yarayabilir. Böyle bir netlik, çatışma devam ettikçe daha zorlu hale gelebilecek koordineli bir uluslararası yanıtın sürdürülmesine yardımcı olacaktır.

Avrupa'nın yüzleştiği gerçek

Bu çatışma, Putin'in saldırganlığına karşılık verme zorunluluğunun ötesinde, ABD ve Avrupa'nın Rusya’yla otuz yılda ve büyük özenle inşa ettiği ekonomik bağlarını gevşetmesi gerektiğini açığa çıkardı. Ekonomik ilişkiler diğer ulusal önceliklerle daha uyumlu hale getirilmeli. Özellikle Avrupa bugün Rus gazına bağımlılığının Putin'in savaşını finanse ettiği gerçeğiyle yüzleşiyor.

Rusya'ya bağımlılığı azaltmak için atılacak acil adımlar büyük ölçüde diğer karbon bazlı yakıt kaynaklarına dayanacak. Ancak Putin'in Rusya'sına güvendikleri için pişmanlık duyan ülkeler, yenilenebilir enerji kaynaklarının gelişimini hızlandırarak dış petrol bağımlılığından uzaklaşmaya da başlayabilir. Washington Post, Beyaz Saray yetkililerinin Avrupa'daki hane halklarının Rus doğal gazı kullanımını gelecek yıl yaklaşık 2 milyar metreküp azaltmak amacıyla verimli enerjili ısı pompaları üretmeye yönelik bir plan üzerine çalıştığını yazdı.

Bunun etkisi Uluslararası Enerji Ajansı’nın belirlediği hedefin sadece yüzde 4 kadarına karşılık gelebilir ancak Avrupa ülkelerinin ve ABD’nin güvenliğine anlamlı bir katkı sunmak adına böyle bir fikrin peşinden gitmesine değer. Batılı ülkeler ayrıca sıradan Rusların günümüzün küresel ekonomisine katılım fırsatlarını kısıtlayan politikalar konusunda dikkatli olmalı. 

Putin'in vahşi Ukrayna işgali Rusya'yı Avrupa'nın demokratik uluslarıyla iç içe geçirmeye yönelik Soğuk Savaş sonrası projeyi paramparça etti. Batı kendisini bir kez daha Rusya ile karşı karşıya bulmuşken Soğuk Savaş'ın kendi halkına daha iyi bakarak diğer yakadakilerde daha iyi bir yaşam beklentisi yaratanlar tarafından kazanıldığını akılda tutmakta fayda var.

©️ 2022 The New York Times Company