Emily Anthes / The New York Times
Kedim gerçek bir gevezedir. Momo acıktığında, doyduğunda, kucaklanmak istediğinde ve inmek istediğinde, odadan çıktığımda veya odaya girdiğimde ya da bazen gerçek bir sebep yokken bile miyavlar. Ama o bir kedi olduğu için ne istediğini anlamam konusunda çok da yardımcı olmuyor. Bu yüzden, Momo’nun miyavlarını İngilizceye dönüştürmeyi vaat eden bir uygulama olan MeowTalk Cat Translator'ı indirdim. Ancak uygulamayı denediğim ilk iki gün başarılı bir sonuç alamadım.
Üçüncü gün ise deneme yapmak için akşam yemeğini yerken onu kucağıma almaya karar verdim. Karşı çıkacak bir ses çıkaracağı garantiydi. Tam o sırada Momo bağırdı. Sesi algılayan uygulama bunu “Ben mutluyum” diye çevirdi. Sonuçtan pek de emin olmadım.
Ancak yaklaşık bir hafta sonra, dört günlük bir geziden döndüğümde MeowTalk daha makul bir çeviri sağladı. Beni görünce, Momo miyavladı ve sonra mırlamaya başladı. Uygulama bunu “Seni gördüğüme sevindim” olarak çevirdi. Premium hesaba geçtikten sonra çeviriler arasındaki reklamlar kayboldu.
MeowTalk, hayvan iletişiminin kodunu çözmek için makine öğrenimi algoritmalarını kullanmaya yönelik artan ilgi sonucu ortaya çıkan bir ürün. Çok da zorlama bir fikir değil. Örneğin, büyük veri kümelerinden kalıplar çıkarabilen makine öğretim sistemleri kemirgenlerin mutlu olduklarında çıkardıkları seslerle ve sıkıntılı olduklarında çıkardıkları sesleri ayırt edebilir. Aynı ilerlemeleri evimizdeki hayvan dostlarımızda uygulamak çekici bir fikir.
"Onlara ses vermeye çalışıyoruz"
MeowTalk’ın kurucusu Javier Sanchez, “Kedilerin ne dediğini anlamaya ve onlara ses vermeye çalışıyoruz. Bunu, insanların kedileriyle daha iyi ve daha güçlü ilişkiler kurmalarına yardımcı olmak için kullanmak istiyoruz” dedi.
Evini hem bir kedi hem de köpekle paylaşan bana göre bir evcil hayvan çeviri uygulaması fikri baştan çıkarıcıydı. Ancak uygulamanın yaratıcıları bile hala çözülmesi gereken birkaç tuhaflık olduğunu kabul ediyor.
"Farklı türde sesler kullanıyorlar"
Birçok farklı miyavlama var. Henüz bilimsel bir dergide yayınlanmayan yakın tarihli bir araştırmaya göre, kediler en iyi zamanlarında, örneğin beslendiğinde miyavlar kısa ve tiz olma eğilimindedir. Ancak en kötü zamanlarda, örneğin taşıma çantasına hapsolmuşken, genellikle sıkıntılarını düşen tonlamalara sahip uzun, düşük perdeli miyavlamalarla belli ederler.
Meowsic adlı bir projenin parçası olarak çalışmayı yöneten Lund Üniversitesi’nden Sussanne Schötz, “Farklı şeyleri işaret etmeye çalıştıklarında miyavlarında farklı türde melodiler kullanma eğilimindedirler” bilgisini verdi.
Milano Üniversitesi'nden bilgisayar bilimcisi Stavros Ntalampiras, 2019 yılında yaptığı bir çalışmada, algoritmaların kedilerin üç durumda yaptığı miyavları otomatik olarak ayırt edebildiğini gösterdi: taranırken, yiyecek beklerken veya garip bir ortamda yalnız bırakıldığında.
Bu çalışma yayınlandıktan sonra, MeowTalk’ın kurucuları, kedi seslerini tanımlamak için algoritmalar kullanarak bu araştırmayı genişletiyor. Uygulama kedilerin çıkardığı sesleri gerçek zamanlı olarak algılayarak analiz ediyor.
Kurucular, MeowTalk'ın topladığı sesleri algoritmalarını iyileştirmek ve performansını artırmak için kullandığını ve evcil hayvan sahiplerinin uygulama yanlış yaparsa anında geri bildirim sağlayabileceğini söyledi.
Yüzde 90 doğruluk
2021'de MeowTalk araştırmacıları, yazılımın dokuz miyavlamayı genel olarak yüzde 90 doğrulukla ayırt edebildiğini bildirdi. MeowTalk kurucusu Sergei Dreizin, bir kedi çeviri uygulamasının doğruluğunu değerlendirmenin zor olduğunu söyledi.
Uygulamanın, reklamı yapılan gibi, özellikle mırlamayı tespit etmede iyi olduğunu keşfettim. Ancak, aslında kedilerle iletişim kurmanın bir yolu olmadığından, seslerin ne anlama geldiğini belirlemek çok daha zor.
Sonuçta, kedilerin çok çeşitli durumlarda yaptığı mırıldanmanın kesin amacı belirsizliğini koruyor. Ancak MeowTalk, mırlamayı “dinlenme” olarak yorumluyor. Sanchez, “Açık sözlü olmak gerekirse aslında ne anlama geldiğini bilmiyoruz” dedi.
Köpekler için de geliştiriliyor
Köpeklerin de yakında kendi uygulamaları olabilir. Arizona merkezli bir girişim olan Zoolingua, köpeklerin seslerini ve beden dilini analiz edecek yapay zeka destekli bir köpek tercümanı yaratmayı amaçlıyor.
Akademik kariyerinin çoğunu köpek iletişimi üzerine çalışarak geçiren, Zoolingua’nın kurucusu ve CEO’su Con Slobogchilkoff, “Köpek sahipleri, uygulama konusunda oldukça hevesliydi. Siz ve köpeğiniz arasındaki iyi iletişim, köpeğinizle harika bir ilişkiye sahip olmanız demek. Birçok insan da köpeğiyle iyi bir ilişki kurmak ister” dedi.
"Kapsamını biz de bilmiyoruz"
Yine de, Barnard Koleji'nde köpek bilişselliği uzmanı olan Alexandra Horowitz, karmaşık algoritmaların bile gerçek dünyaya ait kritik ipuçlarını kaçırabileceğini söyledi. Örneğin, köpek davranışlarının çoğu koku tarafından yönlendirilir. Horowitz yazdığı e-postada, “Bunun kapsamını kendimiz bilemezken, bu nasıl tercüme edilecek?” diye sordu.
Bununla birlikte, hayvanların ne söylediğini anlama arzusu azalacak gibi görünmüyor. Dünya, özellikle son birkaç yılda daha yalnız bir yer olabilir. Diğer canlılarla, diğer türlerle bağlantı kurmanın yeni yollarını bulmak çok ihtiyaç duyulan bir teselli olabilir.
© 2022 The New York Times Company