Yarışan bir sporcunun Paris'teki Olimpiyat Köyü'ne girdiği ilk anda fark edeceği şey kompleksin etkileyici büyüklüğü ve genişliği değil, taze pişmiş bagetlerin kokusu olacak. Bu tamamen tasarım planından kaynaklanıyor. Paris Olimpiyatları için iletişim alanında çalışan Guillaume Thomas, “Her Fransız köyünde bir fırın var. İnsanların içeri girerken baget kokusunu alabilmelerini istiyoruz" dedi.
Köyün girişine kurulan bir boulangerie (fırın) günde 2 binden fazla baget, kruvasan, pain au chocolat ve focaccia üretecek ve hatta yorucu rekabetten uzaklaşmak isteyen sporcular için pişirmedersleri verecek. Bu yaz yarışacak 15 bin Olimpiyatsporcusu için yemek, performansı optimize etmek açısından hayati önem taşıyor. Fransızlar işin içine biraz da zevk katmak istiyor.
Bir zamanlar enerji santrali ve daha sonra film stüdyosu olan geniş Olimpiyat Köyü'nün en önemli parçası, sporculara günün her saati hizmet verecek altı restorandan oluşan bir ağ. Evet, restoranlar. Ya da organizatörler geçmiş Olimpiyatlarda yemekhane olarak bilinen yerleri böyle adlandırıyor. Olimpiyatların yiyecek ve içecek müdürü Philipp Würz, “Başka bir şey demek söz konusu olamazdı” dedi. Her delegasyondan bayrakların sıralandığı büyük bir pistin sonunda, yüksek tavanları ve Seine Nehri'ne bakan heybetli pencereleriyle 46 bin metrekarelik restoran kompleksi yer alıyor. Ama içerisi daha çok bir üniversite kafeteryasına benziyor. Kırmızı yer karoları ve kitsch dekorasyonlar arasında, grafiti ve çizgi film çizimleriyle süslenmiş mısır gevreği bölümü, soda otomatları ve büfeler var.
Her şey Fransız usulü
Ancak bir üniversite kafeteryasında bulunmayan, ünlü Fransız restoranlarının üç şefi olan Akrame Benallal, Amandine Chaignot ve Alexandre Mazzia çıtır mantar kroket gibi yemekler hazırlayacaklar. Peynir tabakları ve Fransız tereyağı olacak. Yemek takımları, Fransız porseleni olacak ve Oyunlar için inşa edilen üç devasa bulaşık makinesinde yıkanacak.
Haziran ayı sonunda, bu operasyonu denetleyen Fransız yemek hizmeti şirketi Sodexo Live, Olimpiyat Köyü'nde servis edilecek yeşil gazpacho, safranlı risotto (canlı ve kremsi), falafel (iyi baharatlı ama kuru) ve financiers (biraz fazla tatlı) gibi baş döndürücü yemeklerin medya için bir tadımını gerçekleştirdi. Ancak Fransız yaşam tarzını sergilemek ile sayısız atletik, kültürel ve diyet gereksinimlerini karşılaması gereken günde 40 bin öğün yemek sunmak arasında kurulması gereken zor bir denge var.
Hava yoluyla malzeme ithalatı yasak
Sodexo, altı restoranda kültürel duyarlılığı sağlamak için dünyanın dört bir yanından 20 şefini getirdi. Restoranlardan ikisi Fransız, ikisi Asya, biri İslami koşullara uygun ve biri de sadece dünya olarak adlandırılıyor. Sodexo Live'da beslenme alanında çalışan Carole Galissant, özel ihtiyaçların karşılandığından emin olmak için her delegasyondan beslenme uzmanlarıyla koordinasyon sağladı. Koreliler kimchi istedi. Japonlar miso istiyordu. Tüm talepler yerine getirilemedi. Birkaç Karayip ülkesi çarkıfelek meyvesi istedi, ancak Oyunlar için sürdürülebilirlik düzenlemeleri hava yoluyla malzeme ithalatını yasaklıyor. Galissant, “Fransız tariflerine hâlâ özel bir önem veriyoruz" dedi.
Herkes yeni şeyler denemeye açık değil
Ancak birçok sporcu bu yemekleri asla deneyemeyebilir. Kenya Olimpiyat takımının beslenme uzmanı Purity Kamande, “Temel kural, mümkün olduğunca tanıdık olana bağlı kalmaya çalışmak ve yeniyi en aza indirmek. Çünkü biliyoruz ki yeniyle birlikte bilmediğimiz sorunlarla karşılaşabiliriz" ifadelerini kullandı. Bu düşünceyle, Paris'e karbonhidrat ağırlıklı mısır unu ve Kericho Gold çayı gibi Kenya konforunu içeren bir paket gönderiyor.
Eskrim dalında iki kez altın madalya kazanan ve Paris Olimpiyatları'ndaki deneyimlerine ince ayar yapmalarına yardımcı olmak için sporculara danışmanlık yapan Brice Guyart, sporcu ya da ulus fark etmeksizin Oyunlarda herkesin tek bir yerde yemek yiyebilmesini her zaman sevdiğini söyledi. Sydney'deki 2000 Olimpiyatlarında, altın madalyayı kazandıktan hemen sonra gece 1'de yemekhaneye gitmiş ve judoda gümüş madalya kazanan Japon Shinichi Shinohara ile arkadaş olmuştu.
"Tabakları çok büyük yapmayın"
Guyart'ın deneyimlerine dayanarak Sodexo Live ekibinden birkaç talebi oldu: Tabakları çok büyük yapmayın, yoksa sporcular aşırı yemek yer. Sydney ve Atina Olimpiyatlarında yemek yiyenler kafeteryalarda palto giymek zorunda kaldıkları için sıcaklığı ılımlı tutun. Ayrıca şeflere doğum günlerini kutlayan sporcular için pasta yapmalarını önerdi. “Bunlar küçük şeyler” dedi. Guyart, Atina'da altın madalya kazanmanın yanı sıra, kafeteryadaki taze salatalık, domates ve büyük parçalar halinde tuzlu beyaz peynir içeren Yunan salatasını da sevgiyle hatırladığını söyledi. Köyde yemek pişiren restoran şeflerinden biri olan Benallal, Paris'teki sporcular için de benzer çağrışımlar yaratabileceğini umuyor. “Elbette beslenme ihtiyaçları var. Ama bundan zevk de alabilirler" dedi.
© 2024 The New York Times Company