23 Aralık 2024, Pazartesi Gazete Oksijen
Haber Giriş: 06.08.2023 12:37 | Son Güncelleme: 06.08.2023 14:38

New York Times yazdı: Trump iddianamesinin en korkutucu kısmı

ABD eski Başkanı Donald Trump hakkında 2020 seçim sonuçlarını değiştirmeye yönelik suçlamaları içeren yeni iddianame hala tartışılıyor. New York Times yazarı Jamelle Bouie, iddianamede yer alan bir paragrafa odaklanarak Trump'ın 2020'deki olası planını yazdı
New York Times yazdı: Trump iddianamesinin en korkutucu kısmı

Jamelle Bouie / The New York Times

Donald Trump'ın 2020 başkanlık seçimlerinin sonuçlarını geçersiz kılma girişimiyle bağlantılı dört suçtan yargılandığı iddianamede, bir Amerikan başkanının planları ve niyetleri hakkında şimdiye kadar yazılmış en tüyler ürpertici paragraflardan biri yer alıyor.

Bu paragraf Beyaz Saray danışman yardımcısı Patrick Philbin ile 'Suç Ortağı 4' arasında geçen bir konuşmayla ilgili. Suç Ortağı 4, 3 Ocak 2021 sabahı Başkan'ın başsavcı vekili olma teklifini kabul ediyor ve bu görevi hiçbir zaman üstlenmiyor. Buna göre iddianamede Suç Ortağı 4 olarak belirtilen kişinin Jeffrey Clark olduğu kesin. New York Times'ta çıkan bir habere göre Clark seçim hilesi iddialarını desteklemeyi kabul ettiği için Trump'ın başsavcı olarak atamayı umduğu kişiydi.

O günün ilerleyen saatlerinde Suç Ortağı 4 Philbin ile konuştu ve Philbin ona seçimlerde sonucu belirleyecek bir hile olmadığını ve Trump'ın buna rağmen görevde kalması halinde ABD'deki her büyük şehirde ayaklanmalar olacağını söyledi. Suç Ortağı 4 buna karşılık olarak "İşte bu yüzden bir isyan yasası var" dediği iddia ediliyor. Hatırlayacağınız üzere Trump, George Floyd'un polis tarafından öldürülmesinin ardından başlayan protestoları bastırmak için ordunun sivil kargaşa, ayaklanma ya da isyanı bastırmak için kullanılmasına olanak tanıyan isyan yasasına başvurmayı düşünmüştü. Trump binlerce askerin Washington ve diğer şehirlerin sokaklarında olmasını istedi ve defalarca üst düzey askeri ve kolluk kuvvetlerine protestocularla güç kullanarak karşı karşıya gelmeleri çağrısında bulundu. Trump'ın o dönem "Bu insanlarla böyle başa çıkmanız gerekiyor" dediği biliniyor.

Binlerce Amerikalıyı öldürebilirdi

Trump'ın seçimi iptal ettirme planlarının başarılı olması halinde ne yapmayı planladığını tam olarak bilmiyoruz. Hatta bir planı olup olmadığını bile bilmiyoruz. Ancak Clark gibi insanlarla etrafını sarmış olması, Trump'ın iktidarı gerçekten çalmış olması halinde, kaçınılmaz protestoları ve direnişi bastırmak için isyan yasasını kullanmaya çalışabileceğini ve bunun da iktidarı gayrimeşru bir şekilde elinde tutmak için yüzlerce belki de binlerce Amerikalıyı öldürebileceğini gösteriyor.

Trump bencilliği, egoizmi ve demokratik düşünceyi temelden reddetmesi nedeniyle, Amerikan anayasal düzenini yıkma girişiminde muhtemelen fazlasıyla kararlıydı. Kilit Cumhuriyetçilerin onun iradesine boyun eğmeye biraz daha istekli olduğu bir dünya hayal etmek zor değil. İşte o paralel evrende 6 Ocak Trump'ın lehine sonuçlanabilirdi.

ABD tarihinde bunu yapan tek başkan

Trump'ın başarısı ile başarısızlığı arasındaki ince çizgi, muhafazakâr medya mensuplarının ve Cumhuriyetçi siyasetçilerin protestolarına rağmen bu iddianamenin gerçekleşmesini zorunlu kıldı. Başka bir seçenek yoktu. Rakipleri onu nihayetinde sandıkta yenmek zorunda kalsa bile, Amerikan cumhuriyetçi özyönetim deneyine son verme çabası karşısında hukuk sisteminin sessiz kalması savunulamazdı. Trump, Amerika Birleşik Devletleri tarihinde bir seçimi geçersiz kılmaya ve iktidarın barışçıl bir şekilde devredilmesini engellemeye çalışan tek başkan. Olağanüstü eylemler olağanüstü bir karşılık gerektirir.

Ceza hukuku sistemi yavaş da olsa artık Trump'ı sorumlu tutmak için harekete geçti. Bu iyi bir şey. Ancak bu gelişmeyi not ederken, eski başkanın kurumlarımızı devirme girişiminin bu kurumlar olmadan mümkün olamayacağını da unutmamalıyız. 2016'daki seçimlerde oy kullananların çoğu Trump'ın başkan seçilmesine karşı oy kullandı. Ancak Amerikan sisteminde tüm oylar eşit değildir. Bunun yerine, Seçiciler Kurulu kuralları, birkaç eyaletteki seçmenlerin küçük bir kısmına Beyaz Saray'ı kimin kazanacağı konusunda belirleyici söz hakkı verdi. Bir bütün olarak halkın çoğunluğunun ya da en azından sandığa gidenlerin çoğunluğunun iradesi, şanstan çok uzak olmayan nedenlerle seçime karar verebilecek seçkin bir azınlığın iradesinin yanında hiçbir şey ifade etmiyordu.

Karmaşık süreç Trump'a fırsat sağladı

Trump daha az oy aldı ama sistem, bilgeliğiyle, yine de ilk seçimini kazandığını söyledi. O halde, 2020'de seçmenlerin çoğunluğu ikinci kez iktidar teklifini reddettiğinde, eski başkanın iktidarda kalmak için dikkatini hemen bu sistemi manipüle etmeye çevirmesi şaşırtıcı mı? Hiç kuşkunuz olmasın, Trump'ın planı Seçiciler Kurulu'nun karmaşıklığı üzerine kuruluydu. Aynı zamanda Times'ın köşe yazarlarından biri olan hukukçu Kate Shaw, Michigan Law Review için kaleme aldığı 2022 tarihli makalesinde, "Başkan Trump seçimlerin ardından, kısmen anayasal kısmen de yasal olan ve topluca Seçici Kurul olarak adlandırdığımız uzun ve karmaşık süreçteki belirsizlikleri istismar ederek kaybı zafere dönüştürmek için acımasızca çalıştı" dedi. Shaw'a göre bu çok aşamalı süreç Trump'a seçim sonrasında, açıkça kaybettiği bir seçimin sonuçlarına hukuk ve yasal süreç çerçevesinde itiraz etmek için bir dizi fırsat sağladı.

Seçimde ne yapacağını söylemek için erken

Orduyu göreve çağırmak ya da bir güruhu kışkırtmak yerine, Trump'ın seçimi iptal etme girişimindeki ilk hamlesi, başkanları seçmeye yönelik garip ve Bizansvari sistemimize itiraz etmek oldu.  Bütünüyle ele alındığında Amerikan siyasi sisteminin daha geniş bir sorunu da var. Daha önce bahsettiğim vatandaşlar arasındaki oy gücü eşitsizliği: İster başkan, ister senatör, isterse de Temsilciler Meclisi üyesi olsun, bazı oylar diğerlerinden çok daha değerli. Ayrıca bu eşitsizlik bazı seçmenleri kendilerini daha eşit ve diğerlerinden daha fazla güç sahibi olarak görmeye teşvik ediyor. Trump patolojik biri ve iki büyük siyasi partimizden biri bir yana, siyasi sistemimiz onun patolojisini mümkün kıldı. Eski başkanın mahkemelerde ne yapacağını bilmiyoruz ve üçüncü kez Cumhuriyetçilerin başkan adayı olması halinde bir sonraki seçimde ne yapacağını söylemek için henüz çok erken.

Ancak açık olmasa da net olan bir şey var: Bir başka 6 Ocak'tan ya da daha kötüsünden kaçınmayı gerçekten umuyorsak, o olayın failleriyle olduğu kadar demokratik olmayan sistemimizle de uğraşmak zorundayız. Tarihimizin bu noktasında, alışılmadık kural ve prosedürlerimizin sahip olduğu varsayılan faydalar, tehlikeden çok daha ağır basmaktadır. Cumhuriyetin bütünlüğüne yönelik tehdit, çoğu zaman olduğu gibi, evin içinden geliyor.

© 2023 The New York Times Company