Maggie Haberman, Adam Goldman, Charlie Savage ve Alan Feuer / The New York Times
Konu hakkında bilgi sahibi üç kişiye göre federal savcılar 6 Ocak soruşturmasına yeni bir boyut kazandırdı. Eski Başkan'a gönderilen hedef mektubuna göre Donald Trump, İç Savaş sonrası Yeniden Yapılanma döneminden kalma bir sivil haklar yasasını ihlal etmekle suçlanabilir.
Mektubun içeriği hakkında bilgi sahibi olan iki kişiye göre özel danışman Jack Smith'in Trump'a gönderdiği mektup, Trump'ın 2020 seçim kaybını tersine çevirme çabalarına yönelik büyük jüri soruşturmasının bir parçası olarak üç ceza yasasına atıfta bulunuyor. Bu kanunlardan ikisi, 6 Ocak'ta Temsilciler Meclisi tarafından yapılan suç duyurusundan ve hukuk uzmanlarının aylardır süren tartışmalarından biliniyordu: Hükümeti dolandırmak için komplo kurmak ve resmi bir işlemin engellenmesi.
Üçüncü yasa sürpriz oldu
Ancak mektupta atıfta bulunulan üçüncü ceza kanunu sürpriz oldu: Birleşik Devletler Kanunu'nun 18. Başlığının 241. Bölümü, Birleşik Devletler Anayasası veya yasaları tarafından güvence altına alınan herhangi bir hak veya ayrıcalığın özgürce kullanılması veya bunlardan yararlanılması sırasında herhangi bir kişiye zarar vermek, baskı yapmak, tehdit etmek veya gözdağı vermek için komplo kurmayı suç haline getiriyor.
Kongre bu yasayı İç Savaş'tan sonra, federal ajanların, Ku Klux Klan üyeleri de dahil olmak üzere, daha önce köleleştirilmiş Afrikalı Amerikalıların oy kullanmasını engellemek için baskı yapan Güneyli beyazlar yönelik olarak yürürlüğe koymuştu. Ancak modern dönemde bu yasa, oy hilekarlığı komploları da dahil olmak üzere daha geniş bir şekilde kullanıldı.
Kendi iddiasıyla suçlanabilir
Bir Adalet Bakanlığı sözcüsü hedef mektubu ve Smith'in 6 Ocak'taki soruşturmaya 241. Maddeyi dahil etme teorisini tartışmayı reddetti. Ancak yasanın modern kullanımı, kaybettiği seçimlere hile karıştırıldığını temelsiz bir şekilde ilan eden Trump'ın, seçimlere bizzat hile karıştırmaya çalışmak suçlamasıyla yargılanabileceği ihtimalini gündeme getirdi.
20. yüzyılda görülen birçok davada mağdur olarak kabul edilen belirli bir seçmen olmasa bile, sahte oy kullanarak veya seçim bittikten sonra oyları yanlış bir şekilde sayarak oy sandıklarına müdahale edildiği iddialarını içeren davalarda bu yasa kullanıldı. Örneğin, 6. ABD Temyiz Mahkemesi'nin 1950 tarihli bir görüşünde, Yargıç Charles C. Simons, bir sandıkta hile davasında 241. Madde'nin uygulanmasıyla ilgili olarak, "Dürüst sayım hakkının oy kullanan her seçmenin sahip olduğu bir hak olduğunu ve oyunun öneminin tamamen veya kısmen geçersiz kılındığı ölçüde, Birleşik Devletler yasaları ve Anayasası tarafından kendisine güvence altına alınan bir hak veya ayrıcalığın özgürce kullanılmasında zarar gördüğünü" yazmıştır.
1974 yılında Yüksek Mahkeme'nin oy makinesinde sahte oy kullanan Batı Virginialıları suçlamak için 241. maddenin kullanılmasını onaylayan görüşünde Yargıç Thurgood Marshall, Simons'a atıfta bulunmuş ve her seçmenin Anayasa uyarınca, hileli olarak kullanılan oylarla çarpıtılmadan oyunun adil bir şekilde sayılması hakkına sahip olduğunu eklemiştir.
Trump'ın sonuçları değiştirme çabası
20. yüzyıldan kalma bu davalar, Smith ve ekibinin bu yasayı Trump ve ortaklarının kaybettiği eyaletlerin sonuçlarını değiştirmeye yönelik çabalarını örtbas etmek için kullanabileceği ihtimalini gündeme getirdi. Bu çabalar arasında, Trump'ın Georgia eyaletinin valisine, Başkan Joe Biden'ın o eyaletteki zaferinin üstesinden gelmeye yetecek kadar ilave oy bulması için zorbalık yapmaya çalıştığı ve Trump'ın yenilgisinin kongre tarafından onaylanmasını engellemeye ya da geciktirmeye yardımcı olmak için Biden tarafından kazanılan eyaletlerden Trump yanlısı seçmenlerin kendi atadığı sahte seçmenleri kullanma planını teşvik ettiği kaydedilen telefon görüşmesi de yer alıyor.
Trump'ın ilk azli sırasında Temsilciler Meclisi Yargı Komitesi'nde çalışan Norman Eisen, "241'e göre en azından oyların dürüst bir şekilde sayılması hakkı var gibi görünüyor. Kongre'ye alternatif bir seçim belgesi sunmak (sahte oy kullanmak ya da yanlış saymak yerine) yeni bir senaryo" ifadelerini kullandı. Trump'ın bir sözcüsü mektupta neler olduğunu açıklama taleplerini geri çevirdi.
Suç ortakları kimler?
Trump'ın Pazar günü eline geçtiğini söylediği mektupta tüzüklere atıfta bulunulması, Smith tarafından yapılacak herhangi bir suçlamanın mutlaka bunlara dayandırılması gerektiği anlamına gelmiyor. Ancak mektubun içeriği müfettişlerin düşünceleri için bir yol haritası sunuyor. Amerika Birleşik Devletleri'ni dolandırmak için komplo kurma yasası suçlamalarda kullanılırsa, Trump'ın suç ortaklarının kimler olacağı sorusunu gündeme getiriyor. Salı günü kendi avukatları tarafından yapılan açıklamada, Trump'ın yaygın bir sahtekarlıkla zaferinin çalındığı yalanının yayılmasında Trump'la en yakın çalışan Rudy Giuliani ve John Eastman gibi avukatların hedef mektuplarını almadıkları belirtildi.
©️ 2023 The New York Times Company
