Catherine Porter, Aurelien Breeden / New York Times
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un hafta sonu yaptığı açıklamada ülkelerin ateşkes istiyorlarsa İsrail'e silah yardımını kesmeleri gerektiğini söylemesi üzerine İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun tepkisi hızlı ve sert oldu. Netanyahu bir videoda "İsrail, İran'ın başını çektiği barbarlık güçleriyle savaşırken, tüm medeni ülkeler İsrail'in yanında durmalıdır. Ancak Başkan Macron ve diğer bazı Batılı liderler şimdi İsrail'e karşı silah ambargosu çağrısında bulunuyorlar. Yazıklar olsun onlara. Size şunu söyleyeyim; İsrail onların desteği olsun ya da olmasın kazanacak, ancak utançları savaş kazanıldıktan sonra da devam edecek" dedi.
Macron bu tür bir hamleyi ilk kez dile getirmiyordu; geçen ay Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda da bunu söylemiş ve silah tedarik ederken ateşkes için bastırmanın “tutarsız” olduğunu savunmuştu. Ancak bu seferki sözleri Netanyahu'nun sinirlerine özellikle dokunmuşa benziyor. Analistler Macron'un açıklamasına şaşırmadıklarını söyledi. Orta Doğu'daki çatışmalara yaklaşımında hassas bir denge kurmaya çalışan Macron, İsrail'in kendini savunma hakkını desteklediğini ifade ederken aynı zamanda İsrail'in askeri operasyonlarını eleştiriyor, Gazze Şeridi'nde ve şimdi de eski bir Fransız sömürgesi olan Lübnan'da artan sivil kayıpları durdurmak için ateşkes talep ediyor. Analistler ayrıca bu açıklamanın Macron'un kişisel tarzına da uyduğunu söylediler. Fransa'nın bağımsız bir uluslararası güç olma yönündeki geleneksel arzusunu sürdürme niyetinde olan Macron, cesur ve bazen yıkıcı dış politikasıyla tanınıyor.
Zamanlaması dikkat çekti
Yine de analistlere göre Macron'un İsrail başbakanını kızdıracağı neredeyse kesin olan bu yorumlarla neyi başarmayı umduğu daha az açıktı. Jean-Jaurès Vakfı'nda Orta Doğu uzmanı olan ve Hamas'ın 7 Ekim'de İsrail'e düzenlediği saldırının sonuçları üzerine bir kitap yayınlamak üzere olan David Khalfa, Macron'un yorumlarının zamanlamasının (saldırının yıldönümünden hemen önce) “özellikle garip” olduğunu söyledi. Khalfa "Kısa vadede, İsrailliler tarafından duyulmamıza yardımcı olmayacağı açık. Fransız diplomasisinin netliği üzerinde bir soru işareti var" dedi. Küresel silah ticaretini takip eden Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü'ne göre Fransa, silah sevkiyatının %90'ından fazlasını ABD ve Almanya'dan alan İsrail'e neredeyse hiç silah satmıyor. Macron'un yorumları yaygın olarak ABD'ye karşı bir hayal kırıklığının işareti olarak görüldü. Cumartesi günü düzenlediği basın toplantısında “Ateşkes çağrısı yapıyorsak, yapılacak tutarlı şey savaş silahlarını tedarik etmemektir” diyen Macron, bu tür silahları sağlayanların her gün yanlarında ateşkes çağrısı yaparken bunları tedarik etmeye devam edemeyeceğini de sözlerine ekledi. Ancak analistlere göre Fransa'nın ABD'nin silah sevkiyatı üzerinde çok az etkisi var.
Etkisiz ve tutarsız bir görünüm
Fransız savunma analisti François Heisbourg, Macron'un yorumları için "Bunu yapmasına gerek yoktu. Bu Macron'un etkisiz ve tutarsız görünmesine neden oluyor" dedi. Beyrut'taki St Joseph Üniversitesi'nde Orta Doğu çalışmaları profesörü olan Karim Émile Bitar, bunun Macron'un alametifarikası olan “aynı anda” politika yapma yaklaşımının bir örneği olduğunu söyledi: Denklemin her iki tarafını da sürekli olarak göz önünde bulundurmak. Bitar "İç politikada işler yeterince karmaşık. Ancak dış politikada, her iki tarafı da memnun etmeye çalıştığınızda, sonunda her iki tarafı da yabancılaştırırsınız" dedi. Hamas'ın bir yıl önce İsrail'e düzenlediği saldırılardan bu yana Macron İsrail'e desteğini yineledi ve sürekli olarak Hamas'ın elindeki rehinelerin geri verilmesini talep etti. Pazartesi günü Paris'te, kalan iki Fransız rehinenin ailelerinin yanı sıra 7 Ekim saldırılarının Fransız kurbanlarının aileleriyle de bir araya geldi.
Macron aynı zamanda İsrail'den sivil kayıpları önlemek için uluslararası ve insani hukuka uymasını talep etti ve diplomatik ve siyasi çözümlere yol açmak için hem Gazze hem de Lübnan'da ateşkes çağrısında bulundu. Pazartesi gecesi Paris'te Fransız Yahudi örgütlerinin oluşturduğu bir şemsiye grup tarafından düzenlenen anma töreninde Fransa başbakanı, hükümetin Yahudi toplumunu korumak için elinden gelen her şeyi yapacağına dair söz verdi. Ancak Macron'un adının anılması bazı izleyicilerin yuhalamalarına ve alaylarına neden oldu. Her ne kadar Macron, İsrail'in düşmanı Hizbullah'ın peşinden Lübnan'ı işgal etmeden önce de silah sevkiyatının durdurulması konusunda benzer açıklamalar yapmış olsa da, bazı analistler Macron'un endişelenmesinde ve hayal kırıklığına uğramasında Lübnan'da artan ölü sayısının ve daha büyük bir kara savaşı ihtimalinin etkili olmuş olabileceğini düşünüyor.
Lübnan'a siyasi destek
Fransa'nın zaman zaman arabulucu olarak kilit rol oynadığı Lübnan ile derin tarihi, kültürel ve duygusal bağları var. Macron, 2020'deki liman patlamasından sonra Beyrut'u ziyaret ederek ve ülkenin sallantıdaki siyasi sisteminde değişiklikler yapılmasını sağlamaya çalışarak, eski Fransız sömürgesi olan bu ülkeye çok fazla siyasi sermaye harcadı. Merkezi Paris'te bulunan Carnegie Endowment for International Peace in Europe'da Fransız dış politikası uzmanı olan Rym Momtaz, "Lübnan, Fransa'nın artık bir süper güç olmamasına rağmen hala bir süper güç gibi davranabildiği bir yer" dedi. Netanyahu'nun çıkışının ardından Fransa Cumhurbaşkanlığı ofisi hafta sonu boyunca gerginliği yumuşatmaya çalışarak Fransa'nın İsrail'in sarsılmaz dostu olduğunu yineledi ve Fransa'nın İran'ın füze saldırılarına karşı askeri yardım sağladığını belirtti. Diplomatik çözümlere duyulan ihtiyacı vurgulayan cumhurbaşkanlığı ofisi, Netanyahu'nun tepkisini de aşırı ve Fransa ile İsrail arasındaki dostlukla alakasız olarak değerlendirdi.
Sonuçsuz telefon görüşmesi
Pazar günü iki lider telefonda görüştü. Bu görüşmenin aradaki uçurumu kapatmak için çok az şey yaptığı görüldü. Fransa Cumhurbaşkanlığı'ndan yapılan açıklamada “İki lider fikir ayrılıklarını ve birbirleri tarafından iyi anlaşılma arzularını kabul ediyorlar” denildi. Macron'un yorumları Katar ve Mısır gibi bazı Arap ülkeleri tarafından övgüyle karşılanırken, ülke içinde de uzun süredir İsrail'e silah ambargosu uygulanması çağrısında bulunan sol görüşlü siyasetçiler tarafından desteklendi. Ancak çok az sayıda analist Macron'un sözlerinin hemen bir etki yaratmasını bekliyor. Momtaz, "Macron hayalperest değil. ABD yönetiminin İsrail'e verdiği askeri destek üzerinde oyunun kurallarını değiştirecek bir etkisi olmayacağını biliyor. Ancak yaptığı şey dünyanın geri kalanına Fransa'nın ve belki de Avrupalıların Amerikalılardan farklı bir pozisyona sahip olduğuna dair net bir mesaj göndermek" dedi.
© 2024 The New York Times Company