Katie Rogers / The New York Times
ABD Başkanı Joe Biden bir dönemlik başkanlık süresinin sona ermesine bir aydan az süre kala, geçmiş kararlarını ve siyasi mirasını değerlendirdiği döneme girdi.
Biden, Covid-19 yardım çeklerini kendi imzasıyla göndermeme kararından ve uzun yıllar Kongre'nin en yoksul milletvekili olarak tanınmasından duyduğu pişmanlıkları dile getiriyor. Ayrıca, önümüzdeki ay Vatikan’a yapacağı ziyaretle, Papa Francis ile görüşerek aklındaki başka meseleler üzerinde de durmayı planladığı mesajını veriyor. Beyaz Saray yetkililerinin açıklamasına göre, ziyaret resmi olarak dünya barışı konularını ele almak için düzenleniyor. Ancak seyahat planlarına yakın bir kaynağa göre, Biden aynı zamanda Vatikan’a, görev süresinin sonunda içsel bir rahatlama ve teselli arayışıyla gidiyor. Papa Francis ile Biden’ın zaman zaman gündelik telefon görüşmeleri yaptığı ve Francis’in başkana düşüncelerini paylaşabileceği bir rehber ve müttefik olduğu belirtiliyor.
Başkanlık sürecindeki pişmanlıklar
Biden, uzun kariyeri boyunca halkın kendisini anlamasına katkı sağlayan kişisel hikayelerini anlatmayı seven bir lider oldu. Çocukluk dönemindeki kekemelikle mücadeleleri, kasabasındaki zorbalıklara karşı duruşu ve hayatta karşılaştığı zorluklar, halkın gözünde onu bir dayanıklılık sembolüne dönüştürdü. Ancak başkanlığının bu son döneminde dile getirdiği pişmanlıklar, kariyerinin başında paylaştığı hikayelerden daha farklı bir tona sahip.
Bu pişmanlıklar, Biden’ın siyasete ilk adım attığı 1972 yılındaki döneme kıyasla, bugün çok farklı bir politik ortamda bulunduğunu gösteriyor. Kendisini destekleyen çevreler tarafından, görev süresinin sonuna yaklaşırken zaman zaman düşünceli, hatta öfkeli bir ruh hali içinde olduğu ifade ediliyor. Ancak Biden, görevdeki son dönemiyle ilgili kararları hakkında çok fazla kamuoyu açıklaması yapmadı. Örneğin, oğlu Hunter Biden’ı affetme kararına ilişkin gazetecilerin sorularına yanıt vermedi.
Yine de Biden, zaman zaman yaptığı kamuoyu konuşmalarında, üzerinde en çok düşündüğü konulara dair ipuçları veriyor. Bu ayın başlarında Brookings Enstitüsü’nde yaptığı bir konuşmada, Amerikan ekonomisini güçlendirmenin anahtarının orta sınıfı desteklemek olduğuna dair uzun zamandır taşıdığı inancını dile getirdi. Ancak konuşmasında, geçmişine dair bir anıya kısa bir dokunuş yaparak şunları söyledi: “36 yıl boyunca Kongre’nin en yoksul adamı olarak listelendim”. Bu cümleyi bir kahkaha eşliğinde paylaşan Biden, ardından ekledi: “Ne kadar aptal bir adam”.
Bu şaka, mevcut siyasi atmosferde acı bir gerçeklik taşıyor. Washington’da zenginliklerini gizlemeyen siyasetçiler yeniden ön planda. Biden’ın ardından göreve gelecek olan Donald Trump, servetini ve varlıklı insanlara duyduğu hayranlığı açıkça sergileyen bir lider. Trump’ın en yakın danışmanlarından biri olan Elon Musk, dünyanın en zengin insanı olarak biliniyor ve ilk siyasi adımlarından biri Kongre Cumhuriyetçilerini bir hükümet kapanmasına zorlamak oldu.
Geçmiş kararlarla yüzleşme
Biden, Brookings’teki konuşmasında, Covid-19 yardım çeklerini kendi imzasıyla göndermeme kararını “aptalca” olarak nitelendirdi. Donald Trump’ın başkanlığı sırasında, 2020 baharında yapılan yardım ödemelerine kendi imzasını koyması, halkta geniş bir yankı uyandırmıştı. Biden’ın ekibi, Trump’ın bu tür bir hareketten elde ettiği siyasi kazanımları fark etmiş olacak ki, 2023 yılına gelindiğinde ülke genelinde altyapı projelerine “Başkan Joe Biden’ın Çift Taraflı Altyapı Yasası ile Fonlandı” yazılı tabelalar yerleştirildi. Ancak bu tür girişimler, imzalı bir yardım çeki kadar etkili olmadı.
Biden, ayrıca Haziran ayında Trump ile canlı yayında karşı karşıya geldiği münazaraya dair pişmanlığını dile getirmedi. Münazara, Demokrat seçmenler arasında destek kaybına yol açmış ve Biden’ın partinin başkan adayı olma şansını sonlandırmıştı. Ancak Biden, tartışmaya grip olduğu bir dönemde katılmasının performansını etkilediğine inandığını ve daha sağlıklı olduğu bir zaman dilimini tercih etmediği için pişmanlık duyduğunu ifade etti.
Öte yandan, Biden, ekonomik planına “Bidenomics” adını verme kararından çok fazla kamuoyu önünde pişmanlık göstermese de, özel sohbetlerinde bu isimden hoşlanmadığını belirttiği ifade ediliyor. Afganistan’dan kaotik ve ölümcül şekilde gerçekleşen asker çekilme süreci sırasında yapılan hataları kabul etmesine rağmen, bu kararını ileriye taşımaktan duyduğu memnuniyetini de koruyor.
Biden’ın bu dönemindeki açıklamaları ve pişmanlıkları, bir yandan kişisel hikayelerle dolu geçmişini hatırlatırken, diğer yandan değişen siyasi atmosferdeki yeri ve mirası hakkında daha derin bir anlam taşıyor.
© 2024 The New York Times Company