Adam Rasgon ve Aaron Boxerman / The New York Times
Filistinli tır şoförü Hazeem Isleem geçen ay Gazze’nin güneyindeki yıkıntılar arasında yardım taşırken silahlı yağmacılar tarafından pusuya düşürüldü. Isleem, bir silahlı saldırganın tırına girerek kendisini yakındaki bir alana sürmeye zorladığını ve Filistinlilere ulaştırılması planlanan binlerce kilo unu boşaltmaya mecbur bıraktığını söyledi. Isleem, “Çok korkutucuydu. Ama en kötü yanı, yiyecekleri insanlara ulaştıramamamızdı” dedi.
Hamas’ın 7 Ekim saldırısına yanıt olarak İsrail’in Gazze’ye düzenlediği bombardıman ve işgal, bölgeyi derin bir insani krize sürükledi. Yerel sağlık yetkililerine göre, ölü sayısı 45 bini aştı. Açlık yaygınlaşırken, İsrail yardım girişlerine kısıtlamalar koyuyor ve yardım tırlarının kuzey ile güney arasında geçişini engelliyor.
Hamas’ın büyük ölçüde bölgeden temizlenmesine rağmen, İsrail bölgeye alternatif bir yönetim kurmadı. Gazze’nin güneyinde oluşan güç boşluğunu silahlı çeteler doldurdu. Bu durum, yardım kuruluşlarının yardım malzemelerini ulaştırmasını riske atıyor.
Birleşmiş Milletler Filistinli Mültecilere Yardım Ajansı (UNRWA), Kerem Şalom sınır kapısından yardım dağıtmayı durdurduğunu açıkladı. Ajans, bölgede kanun ve düzenin tamamen çöktüğünü söyledi. İsrail-Gazze sınırındaki geçiş noktalarında yüzlerce yardım tırı yığılıyor, çünkü yardım grupları malzemelerin yağmalanmasından korkuyor.
Artan fiyatlar ve organize çeteler
Gazze’de organize çetelerin “sistematik ve silahlı yağmalamaları gerçekletirildiği” belirtildi. UNRWA yetkilisi Georgios Petropoulos, durumu “büyük çaplı hırsızlık” olarak nitelendirdi. Yardım malzemeleri, yağmacılar tarafından astronomik fiyatlarla satılıyor. Güney Gazze’de 55 kiloluk bir un çuvalı 220 dolara kadar çıkarken, kuzey Gazze’de aynı çuval 10 dolara satılabiliyor.
Yağmacı çetelerin lideri: Yasser Abu Shabab
Taşımacılık şirketleri, tır şoförleri ve yardım gruplarına göre, son dönemdeki yağmalara birden fazla çete karıştı. Ancak birçok kişi, 35 yaşındaki Yasser Abu Shabab’ın en organize operasyonu yönettiğini söylüyor. Abu Shabab’ın çetesinin, doğu Rafah’taki Nasr Mahallesi’nde baskın olduğu belirtiliyor. Çete lideri, telefonla yaptığı bir röportajda, büyük çaplı yardım yağmalarını reddederken, kendisiyle çalışan insanların yarım düzine tırı yağmaladığını kabul etti.
Abu Shabab, “Yiyecek için tırlara el koyuyoruz, satmak için değil,” dedi. Ancak Hamas, Abu Shabab’ı yağmacılıkla suçlarken, Abu Shabab ise esas sorumlunun Hamas olduğunu iddia ediyor.
İsrail ve Hamas’a yönelik eleştiriler
Birleşmiş Milletler, İsrail ordusunun yardım konvoylarını korumasını istemiyor, çünkü bu durum tarafsızlık ilkesine aykırı görülüyor. Ancak yetkililer, İsrail’in Gazze polisi tarafından yapılan konvoy korumasına da izin vermesi gerektiğini söylüyor.
Son haftalarda, İsrail bazı yardım tırlarının Mısır sınırı boyunca yeni bir rotadan geçmesine izin verdi. Bu rota İsrail ordusu tarafından tamamen kontrol ediliyor ve yağmacılardan kaçınılarak bir miktar yardım ulaştırılabiliyor. Ancak bu çabalar, yardım eksikliğini gidermeye yetmiyor. Yükselen fiyatlar ve yağmalanan malzemeler, halk arasında gıda savaşlarına neden oluyor.
Yardım ve güç mücadelesi
Hamas’ın kontrol ettiği bölgelerde çetelerle çatışmalar sürüyor. 25 Kasım’da Hamas, Abu Shabab’ın mahallesine bir baskın düzenledi ve aralarında Abu Shabab’ın kardeşinin de bulunduğu 20’den fazla kişiyi öldürdü. Resmî Hamas medyası, baskını “yardımı çalan çete üyelerine” yönelik bir operasyon olarak duyurdu.
Silahlı yağmacılar, İsrail’in nominal kontrolündeki bölgelerde faaliyet göstermeye devam ediyor. BM yetkilisi Petropoulos, “İsrail ordusu, kontrol ettiği bölgelerdeki kabul edilemez düzeydeki yağmalara göz yummaya devam ediyor” dedi.
© 2024 The New York Times Company