Cade Metz / The New York Times
Yapay zeka teknolojisi şirketi OpenAI geçtiğimiz yılın başında 10 milyar dolar fon topladı. Toplanan fonun büyük bir kısmı sadece 18 ay içinde harcandı. Şirket bunun üzerine 6.6 milyar dolar daha fon topladı ve ek olarak 4 milyar dolar borç aldı.
San Francisco merkezli şirket önümüzdeki 18 ay içinde yeniden bir nakit akışına ihtiyaç duyacak. Yılda 5.4 milyar dolardan fazla harcama yapan OpenAI’ın 2029’a gelindiğinde harcamalarını yılda 37.5 milyar dolara çıkarması bekleniyor.
Hızla artan harcamalar, başlangıçta bir kâr amacı gütmeyen araştırma laboratuvarı olarak kurulan OpenAI’nin kurumsal yapısını değiştirmesi gerektiği anlamına geliyor. OpenAI, önümüzdeki yıllarda milyarlarca dolar daha toplamak zorunda ve yöneticiler, şirketin kâr amacı güden bir yapıya geçmesinin yatırımcılar için daha cazip olacağını düşünüyor.
Kökten değişen teknoloji üretim süreci
Yapay zeka, bilgisayar teknolojisinin nasıl yaratıldığını kökünden değiştirdi. Silikon Vadisi mühendisleri, on yıllar boyunca yeni teknolojileri küçük adımlarla tasarlıyordu. Facebook gibi sosyal medya uygulamaları ya da Amazon gibi alışveriş siteleri geliştirilirken, mühendisler satır satır kod yazarak uygulamanın ne yapacağını belirliyordu.
Artık şirketler yapay zeka sistemleri inşa ederken, işe büyük veriyle başlıyor. Bu sistemlere ne kadar çok veri yüklenirse, o kadar güçlü hale geliyorlar. Tıpkı bir öğrencinin daha fazla kitap okuyarak daha çok şey öğrenmesi gibi, bir yapay zeka sistemi de daha büyük veri havuzlarını işleyerek yeteneklerini geliştirebiliyor. ChatGPT gibi sohbet robotları, internet üzerindeki neredeyse tüm İngilizce metinleri işleyerek bilgi kazanıyor.
Devasa veri merkezlerinden giderek daha fazla bilgi işlem gücü talep ediliyor. Bu veri merkezlerinde, her biri 30 bin dolardan fazla maliyete sahip binlerce özel grafik işlem birimi (GPU) bulunuyor.
“Her bir eğitim döngüsü yüz milyonlarca dolara mal olabiliyor”
Bu maliyetler, çipler, veri merkezleri ve gereken elektrik arzının sınırlı olması nedeniyle daha da artıyor. Veri merkezi işletmecisi Colovore’un CEO’su Sean Holzknecht, yapay zeka için kullanılan bu yeni tür veri merkezlerinin, geleneksel veri merkezlerine göre 10 ila 20 kat daha pahalı olduğunu belirtiyor.
Bu çipler, aylar boyunca devasa veri havuzlarında matematiksel hesaplamalar yaparak ChatGPT gibi sistemlerin örüntüleri tespit etmesini sağlıyor. Her bir “eğitim döngüsü” yüz milyonlarca dolara mal olabiliyor.
Radical Ventures adlı girişim sermayesi şirketinin ortağı David Katz, bunu “İnterneti defalarca tekrar tekrar okumak zorunda kalmaya benzetiyor. Bu, dünyanın bugüne kadar gördüğü en yoğun hesaplama işi” diyor.
Google, Microsoft, OpenAI ve diğerleri, teknolojilerini geliştirmek için gerekli veri merkezlerini artırmak adına yüz milyarlarca dolar harcamayı planlıyor. Bu süreç, yıllık çip üretim kapasitesini artırmayı, bu çipleri dünya genelindeki tesislere kurmayı ve bu tesisleri çalıştırmak için gereken elektriği güvence altına almayı içeriyor.
Bu maliyetler, özellikle OpenAI, Google ve Anthropic gibi şirketlerin sohbet hizmetlerini tüketicilere ücretsiz sunması nedeniyle daha da ağırlaşıyor. Bazıları, en güçlü teknolojilerinden faydalanmak isteyen kullanıcılar için aylık yaklaşık 20 dolar ücret talep ediyor, ancak bu bile hizmet maliyetini karşılamaya yetmeyebilir.
ChatGPT'nin yenilikleri
OpenAI, ChatGPT’nin ilk sürümünü geliştirdiğinden bu yana, sisteme giderek daha fazla veri yükleyerek ve metinlerin yanı sıra görüntüler ve seslerle de eğiterek chatbot’u sürekli geliştirdi.
Şirket, kısa süre önce matematik, bilim ve bilgisayar programlama sorunlarında “akıl yürüten” bir ChatGPT versiyonu tanıttı. Bu teknoloji, “pekiştirmeli öğrenme” adlı bir teknik kullanılarak geliştirildi. Bu süreçte sistem, aylar süren deneme yanılma yoluyla ek davranışlar öğreniyor. Örneğin, çeşitli matematik problemlerini çözmeye çalışırken hangi yöntemlerin doğru sonuca ulaştığını ve hangilerinin ulaşmadığını öğrenebiliyor.
Sistem kullanıldığında, yanıt vermeden önce “düşünüyor.” Bir soru sorulduğunda, cevap vermeden önce birçok olasılığı değerlendiriyor.
OpenAI, “OpenAI o1” adı verilen bu teknolojiyi işinin geleceği olarak görüyor. Ancak bu, daha fazla bilgi işlem gücü gerektiriyor. Bu yüzden şirket, genel yapay zeka hedefi doğrultusunda 2029 yılına kadar bilgi işlem maliyetlerinin yedi kat artmasını bekliyor. Genel yapay zeka, insan beyninin yapabildiklerini ve daha fazlasını gerçekleştirebilecek bir makine anlamına geliyor.
Google araştırmacısı ve benzer teknolojiler geliştiren Cohere adlı girişimin kurucu ortağı Nick Frosst “Bilim kurgunun peşinden koşuyorsanız maliyetler sürekli artmaya devam edecek” diyor.
© 2024 The New York Times Company